Bakan Soylu, Açık Basketbol Sahası’nda düzenlenen gençlik buluşmasında, Türkiye’nin zor bir coğrafyada bulunduğunu belirterek, “Bu coğrafyada bulunduğumuz dilim içerisinde de bulunmadığımız zaman dilimi içerisinde de bu yetenekli insanlar topluluğunun, bu değerlerine sahip insanlar topluluğunun hem millet olmasını, hem de devlet olmasını istemediler.” dedi.
Soylu, dünyada hep bu mücadeleyi veren bir coğrafyada yaşadıklarını vurgulayarak, “Birçok devletimize saldırdılar ve yıktılar. Ama yeniden bu yetenekli insanlar, iddiası olan insanlar yani bizim geçmişlerimiz, hepinizin geçmişleri yeniden kendi devletlerini kurdular.” diye konuştu.
Geçen hafta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Srebrenitsa katliamının olduğu noktaları ve mezarları ziyaret ettiklerini anlatan Soylu, “Avrupa hemen yanı başlarındaydı biliyorsunuz. İnsanların canlı canlı öldürüldüklerine ses çıkarmadılar. Nasıl bugün Suriye’de milyonlarca insan yerlerini değiştirmişse ses çıkarmamışlar. Nasıl geçen gün Asım diye bir çocuk, 9 aylık, 4 yaşında Abdülvahap diye bir ağabeyi denizin ortasında Yunanistan’ın sahil güvenlik görevlilerinin onların botlarını batırıp, onları ölüme terk ettikleri gibi ses çıkarmadılar.” değerlendirmesini yaptı.
Dünyanın bir bölümünün çok acımasız olduğunu söyleyen Soylu, şöyle devam etti:
“Köle Isaura filmi çıktığı zaman bütün televizyonu olanlar ona kitlenirlerdi. Onun o halini içselleştirirlerdi ve itiraz ederlerdi. Hem sömürdüler, hem madenlerini sömürdüler, hem emeklerini sömürdüler. 2 Afrika kökenli ülke birbiriyle komşu, biri Fransızca konuşuyor, biri İngilizce konuşuyor. Kendi dillerini konuşamıyorlar. Geçen gün Macron Cezayir’e gitti, Cezayir’de onu protesto ettiler. Fransa’nın Cumhurbaşkanı, Cezayir’e gitti. Cezayir’de onu protesto ettiler. Oysa biz Balkan ülkelerine, Cezaeyir’e de gitsek, bu coğrafyada hangi ülkeye gidersek gidelim her birinin halkı, her birinin milleti taksi parası almadığı bir millet olarak tarihe geçiyoruz. Diyorlar ki sizin ücretinizi ecdadınız ödedi. Bugün Balkanlar’ı karıştırmaya çalışıyorlar. Size sadece neyle karşı karşıya kaldığını dünyanın anlatmaya çalışıyorum. Nasıl Suriye’yi Irak’ı karıştırdılar, nasıl Libya’yı karıştırdılar, nasıl Lübnan’da bugün fukaralık var. 0-2 yaşındaki çocuklar ki Beyrut, Orta Doğu’nun en güzel yerlerinden bir tanesidir ama 0-2 yaşında ki çocuklar süt içemiyorlar. Bütün sütlerini o çocukların Türkiye’den biz gönderiyoruz.”
“FETÖ’yü biz icat etmedik. PKK terör örgütünü de biz icat etmedik. DEAŞ’ı da biz icat etmedik. DEAŞ’ı Amerika Afganistan’da El Kaide’yi üreterek Rusya’ya karşı icat etti. Sonra getirdi bizim coğrafyamıza bela etti.” diyen Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu.
“PKK’yı ülkemizi bölmek ve parçalamak için icat etti Amerika. Neden biliyor musunuz? Sorunları kendi ülkelerinde olmasın. Sorunlar Doğu’da olsun. Peki Doğu’da ne var? Daha çok Müslümanlık var, daha çok kendi değerlerine bağlı insanlar var. Oyunu başından itibaren böyle kuruyorlar. Kendilerinde demokrasi var. Ama nasıl demokrasi var. Başkanlarının oy sayımında istediklerini istedikleri öne geçirebilecek haksızlıkları yaptıkları zaman kimsenin eleştirmediği bir demokrasi var. Macaristan’da geçen gün seçim oldu. Başbakan seçildi. Avrupa Parlamentosu dün karar verdi. Hem de kıran kırana bir seçim oldu. Niçin biliyor musunuz? Amerika’nın desteklediği aday kazanmadı diye Avrupa’ya, Amerika talimat verdi. Dedi ki orayı otokrat bir demokrasi olarak tanımlayacaksınız. Yani demokrasiye uygun olmayan bir yönetim olarak tanımlayacaksın. Oysa kıran kırana bir seçim oldu orada. Orada da bir altın masa kuruldu Macaristan’da ben yakından izledim. İçişleri Bakanı da benim arkadaşım. İstediklerinde istediklerini yapamayınca tu kaka yapan bir Batı dünyasıyla karşı karşıyayız.”
Bakan Soylu, Suriye’de birçok insanın hayatını kaybettiğini anlatarak, “Bu kadar çocuk öldürüldü. Angelina Jolie’yi oraya gönderiyorlar, bir fotoğraf çektiriyorlar bir kampta, ondan sonra kendi vicdanlarını temizliyorlar. ‘Biz yardım ettik’ diyorlar. Oraya da yardım eden, en çok yardım eden bir tek millet var o da bu büyük millet. İnanın ki orada küçük çocuklar var. Sadece 4 milyon insan İdlib’de yaşıyor. Bizim yaptığımız briket evler olmasa çadırlarda yaşayacaklar kış, yaz. Şu ana kadar 75 bin briket evi tamamladık. Cumhurbaşkanımızın talimatıydı. Yine bu millet yaptı. Başka kimse değil. Peki orada olan olmazsa ne yapacaklar? Türkiye’ye gelecekler değil mi? Biz hem sınırlarımızı zorlamasınlar hem de orada daha insani yaşasınlar diye esas itibariyle onları orada tutmaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Suriye’ye Türk insanının ve sivil toplum örgütlerinin, AFAD’ın, Kızılay’ın ve insani yardım derneklerinin yardım ettiğini vurgulayan Soylu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Radikalleşmeden dünyayı uzaklaştırmak lazım’ diyorlar. Bunu söyleyen kim? İngiltere, Fransa, Almanya, Avrupa, Amerika… Peki bu çocuklar orada eğer okumazlarsa, bu çocuklar eğer orada bu savaşın bütün zorluklarını yaşarlarsa dünyaya kızmazlar mı? Radikalleşmezler mi? Onlar başka türlü kullanılma eylemine girmezler mi? Peki niçin müsaade ediyorlar böyle olmasına? Sadece bir tek şey için. Müslümanlığı kötü göstermek için. Bu kadar açık ve net. Oyunlarını iyi kurmuşlar. Bu coğrafya huzursuz olsun istiyorlar. Türkiye için ne istiyorlar? Türkiye de aynen Irak gibi, aynen Suriye gibi, aynen Yemen gibi, aynen Libya gibi, aynen Balkanlar’daki istikrarsızlıklar gibi… Bakın Bulgaristan’da 2 Ekim’de seçim var. Son 2 yılda 4. seçim. 6 parti koalisyon oldu, 7 ay yürütemediler.”