İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medya hesabından yaptığı videolu paylaşımda, aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bakan Soylu, aslında pek çok sorunu dünya ile yaşadıklarını ifade ederek, problemlerin içlerinden özellikle kadına şiddetin asla Türk milletine yakışmadığını söyledi.
“Cennet annelerin ayakları altındadır” diyen, “Kadına el kalkmaz” diyen bir medeniyete kadına şiddet uygulamanın hiç ama hiç yakışmadığını vurgulayan Soylu, “Bir kadına, bir çocuğa, bir anneye, ayrılmak isteyen eşe, ayrıldığı eşine, nişanlıya şiddet göstermek sırf kadın ve çocuk olduğu için zulmetmek. Bunlar bize yakışmıyor. Bu ne haktır, bu ne insanlıktır, ne de erkeklik. Dinde de vicdanda da yeri yoktur” ifadesini kullandı.
Dünyanın olduğu gibi Türkiye’nin de aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele ettiğini belirten Soylu, şöyle devam etti:
“21. yüzyılın başında Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bu alanda ülkemizde devrim niteliğinde adımlar atıldı. Her şeyden önce anayasa değiştirerek kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık yapmayı ilk defa bir anayasa kuralı haline getirdik. Aile içi ve kadına yönelik şiddeti engellemek için kanunlar, yönetmelikler ve uygulamalar yapıldı. Namus cinayeti ve töre cinayetlerinde yapılan ceza indirimleri, mahkemedeki iyi hal indirimleri de kaldırıldı. Diğer konularda olduğu gibi bu konuda da bizim stratejilerimiz var.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı koordinesinde Milli Eğitim, Adalet, Sağlık ve İçişleri bakanlıkları ve Diyanet İşleri Başkanlığınca kadına yönelik şiddetle mücadelede IV. Ulusal Eylem Planı’nın (2021-2025) hazırlandığını hatırlatan Soylu, bu plana ek olarak 2022’de her birimin sorumlu olduğu faaliyet planının da yayınlandığını ifade etti.
‘2018’DE KADES ADLI UYGULAMAYI DEVREYE ALDIK’
Bakanlık olarak kendilerine düşen görevler çerçevesinde pek çok uygulamayı hayata geçirdiklerini anlatan Soylu, şunları kaydetti:
“Tedbirlerin bir kısmı, önleyici olmaya yönelik, modern teknolojinin tüm imkanlarını sahaya öncelikle sürdük. Mesela 2018’de KADES adlı uygulamayı devreye aldık. Kadınlarımız bunu cep telefonlarına indiriyorlar. Bir panik butonu gibi çalışıyor. Acil durumda tek dokunuşta 112 Acil Çağrı Merkezimize ihbar düşüyor. En yakın ekibi yönlendiriyoruz. 27 Ekim itibariyle 4 milyon 105 bin kadın bu uygulamayı telefonuna indirdi. 536 bin ihbar aldık. Ekiplerimiz hepsine gitti. Bunların 318 bini gerçek ve tehlike içeren ihbarlardı ve hepsine müdahale edildi. Küçük bir not, başarısından dolayı KADES uluslararası ödül aldı. Fransa ve Belçika da uygulamayı örnek aldı.”
Bakanlık olarak aldıkları tedbirlerden bir diğerinin GAMER’deki Elektronik Kelepçe İzleme Merkezi olduğunu söyleyen Soylu, “Riski yüksek vakalarda mahkeme kararıyla takılan elektronik kelepçeler, söz konusu merkezden 7 gün 24 saat izlenmektedir. Aynı anda 1500 vakayı takip edebiliyoruz. Uzaklaştırma kararı olan erkek, kadına yaklaştığında sistem uyarıyor ve ekiplerimiz anında müdahale ediyor. Şu ana kadar 1950 vaka izledik. Halen 747 vakanın izlemesi de devam ediyor” diye konuştu.
‘KONUK EVİ OLMAYAN BELEDİYELER, KONUK EVİ AÇMALARI KONUSUNDA UYARILDI’
Kadınların şikayet imkanlarını ve şikayet takip kapasitesini artırmak için çalışmalar yaptıklarını ifade eden Soylu, şu bilgileri paylaştı:
“Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde 1005, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde 242 olmak üzere 1247 yerde Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Büro Amirliği kurduk ve her ilçede ulaşılabilir oldu. 100 bin nüfusun üzerindeki kadın konuk evi olmayan belediyeler, konuk evi açmaları konusunda uyarıldı ve süre verildi.
Ayrıca Polis Merkezi amirlikleri ve jandarma karakollarındaki Güven Masaları’na 3 bin kadın personel görevlendirerek kadınlarımızın kendilerini daha rahat ifade etmelerini sağladık. Öte yandan valilik ve ilçelerimizde bulunan Açık Kapı birimlerimizde de bu şikayetlerin alınmasını ve ŞÖNİM’lere yönlendirilmesini sağladık. Bu kanalları açtıkça alınan şikayetler de elbette ki tedbir kararları da ulaşılabilirlikle arttı.”
Kadına yönelik şiddet olaylarında temel yaklaşımlarının önleyici olduğunun altını çizen Soylu, işin risk analizi boyutuna ayrı bir önem verdiklerini belirtti.
Dünyada kullanılan risk analiz formlarını ve yöntemlerini de kullandıklarını ifade eden Soylu, “Her olayda, olaya özel bir kayıt ve risk değerlendirme formu doldurup analiz ediyoruz. Bu formlarımızı sürekli yeni kriterlerle güncelliyoruz. Şimdi de yeni bir projeyle bu analizleri yapay zeka algoritmalarıyla yapmak için çalışma başlattık. Şu an test aşamasındayız. İnşallah çok kısa bir süre içerisinde her olay için daha isabetli, daha erken uyarı veren ve daha önleyici bir sisteme hep birlikte kavuşmuş olacağız” dedi.
‘SON 3 YILDA TOPLAM 327 BİN KOLLUK PERSONELİMİZE BU KONUDA EĞİTİM VERDİK’
Her konuda olduğu gibi aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadelede de işin en önemli unsurunun insan, uzman personel ve toplumsal farkındalık olduğunu ifade eden Soylu, şöyle devam etti:
“Son 3 yılda toplam 327 bin kolluk personelimize bu konuda eğitim verdik. Ayrıca son 2 yılda 38 bin erbaş ve ere, Polis Akademisi ile Jandarma Sahil Güvenlik Akademisinde öğrenim gören yaklaşık 24 bin öğrenciye, 1327 mülki idare amirine yani kaymakamlarımıza, valilerimize, 18 bin muhtarımıza bu konuda eğitim verdik.”
Yepyeni bir projeye başladıklarını duyuran Soylu, buna ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“‘Kadına el kalkamaz’ adını verdiğimiz bu projeyle erkek odaklı yaygın bir bilgilendirme çalışması yapıyoruz. Şu ana kadar tam 5 milyon erkeğe ulaşıldı. 100 binden fazla afiş ve pankart hazırlandı. Bir buçuk milyondan fazla broşür dağıtıldı. Tüm bu çalışmalar sonucunda geldiğimiz nokta şudur, 2015’de yıllık maalesef 360 kadın cinayeti yaşanmıştı. Nüfusumuz yüzde 7 buçuk artmasına rağmen geçen yıl 309’a indi. Bu yıl da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8’lik bir azalış var. Yani bir iniş trendi var. 2015’de şüpheliye yönelik verilen önleyici tedbir kararı sayısı 295 bin, 2021 yılının sonunda bu sayı 726 bin olmuştur. Bu yıl ise halen 608 bin yani devletin bütün organları, aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda tam bir seferberlik halindedir.”
Dünyada yaşanan olaylarla Türkiye’dekilerin verilerini de paylaşan Soylu, şunları kaydetti:
“Aile içi ve kadına yönelik şiddette ölüm oranı Türkiye’de milyonda 5 ve hala düşüyorken Amerika’da milyonda 22, yani 4 katımız. Ukrayna’da milyonda 21, Belçika, Avustralya ve Romanya’da milyonda 8, İsrail, Hırvatistan milyonda 7, Finlandiya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti milyonda 6, Almanya, Hollanda, İsveç, İspanya, Norveç bizimle aynı yani milyonda 5. Birçok ülkede bu ölüm oranları sadece eşi, ayrıldığı eşi ve kız arkadaşını kapsamasına rağmen bizde aile içi anne, kız kardeş gibi bireyleri de kapsamaktadır. Elbette bir sayısına bile tahammülümüz yoktur. Bir aile içi şiddete, bir kadına şiddete bir ölüme dahi tahammülümüz yoktur. Hedefimiz sıfır şiddet. Bu sayıların tamamı sıfır olana kadar şiddet sıfır, can kaybımız sıfır, gözyaşı sıfır olana kadar tüm kadınlarımız kendini her zaman güvende hissedene kadar çalışmaya, çalışmaya ve çalışmaya devam. Aile içi şiddet ve kadına şiddet insanlık dışıdır. Kadına el kalkamaz.”