Norm Haber

Sözcü Kalın: Biz zaten Suriye’de sahadayız

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, “Biz zaten Suriye’de sahadayız, sahanın dışında değiliz. Orada bulunmamızın sebebi de sınır güvenliğimizi sınır ötesinde inşa etmemiz" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesinin 2021-2022 Akademik Yılı Açılış Töreni’ne katıldı.

Tören sonrası açıklamalarda bulunan İbrahim Kalın, Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlamak için sınırlarının ötesinde olduğunu ve bunun devam edebileceğini söyledi.

Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi almasının ardından Amerika Birleşik Devletleri ile yaşanan gerginliğin şuan hangi boyutlarda olduğunu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Biden’ın G-20 zirvesinde bu konuda neler konuştuğuna dair bilgilendirmelerde bulundu.

“TÜRK-AMERİKAN İLİŞKİLERİNİN OLMASI GEREKEN YERDE BULUNMASI İÇİN DE BİZE VERİLEN TALİMATLAR ÇERÇEVESİNDE ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ”

G-20 zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Biden arasında gerçekleşen görüşmeye dair bilgilendirmelerde bulunan İbrahim Kalın şunları kaydetti:

“Cumhurbaşkanımızın, Sayın Biden ile çok verimli, güzel, yapıcı bir görüşmesi oldu. İçerik olarak da çok güçlü bir görüşme oldu. İki lider Türkiye-Amerika ilişkilerini doğru bir stratejik çerçeveye oturtma konusunda mutabık kaldılar. Bu çerçeveyi takip edecek bunu bölgesel ikili konulara yansıtacak şekilde de bir mekanizmanın kurulması konusunda anlaşmaya varıldı ve bizlere de talimat verildi. Bununla ilgili Dışişleri Bakanlığımızın koordinasyonunda bu mekanizma en kısa zamanda kurulacak. Muhataplarımızla bunu görüşeceğiz. Liderlerimize arz edeceğiz ve Türk-Amerikan ilişkilerinin olması gereken yerde bulunması için de bize verilen talimatlar çerçevesinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Türk-Amerikan ilişkilerinin çok eski uzun bir tarihi var. Günümüzün jeopolitik konjonktürü içerisinde de bu ilişkinin önemi izahtan varestedir. Özellikle bölgesel konularda da biz Cumhurbaşkanımızın çizdiği çerçevede herkesle dostluk kurarak, dostları çoğaltarak bir dış politika izliyoruz. Bizim dış politika perspektifimiz sadece bir bloğun, bir grubun üyesi olarak başka bloklara karşı şeklinde değil tam tersine bu çok boyutlu çok aktörlü dış politika dünyasında ülkemizin menfaatlerini, çıkarlarını öne alarak herkesle iyi ilişkiler içerisinde bulunmak. Bu çerçevede de Cumhurbaşkanımızın gündeme getirdiği Afganistan, Suriye, Libya, Doğu Akdeniz, Kafkaslar, F16, savunma sistemleri ve diğer bütün konularla ilgili çok verimli bir görüşme oldu. Bu mekanizma da bunu daha da derinleştirecek.”

“BİZİM BİRİNCİ TERCİHİMİZ F-35 PROGRAMI İÇERİSİNDE BULUNMAKTIR’

ABD’ye yapılan F-16 talebi ve S-400’ler hakkında açıklamalarda bulunan Sözcü Kalın şöyle devam etti:

“Burada haklı olarak 1.4 milyar dolarlık bir ödeme var. Eğer F-35 sorunu şuan çözülemiyor ise o zaman bizim vakit kaybet gibi bir lüksümüz yok. Bunu F-16’lar üzerinden telafi etme yoluna gidebiliriz. Amerikan yönetimi de şuana kadar buna olumlu bir tutum sergiledi. Şuanda teknik olarak çalışılması gereken konular var. Biden’ın da görüşmede Cumhurbaşkanımızın bu konuyu açması üzerine söylediği bir önemli nokta var. İhtiyaçlarımızın neler olduğunu tam tespit edelim. F-16’ların alımı, modernizasyonu ve diğer teknik konularla ilgili neler yapabiliriz, bunlarla ilgili çalışmalar şuanda sürüyor. Teknik heyetler gidip gelmeye başladılar. Cumhurbaşkanlığımız, Milli Savunma Bakanlığımız, Dışişleri Bakanlığımız hep birlikte koordine edeceğiz. Tabi bizim birinci tercihimiz F-35 programı içerisinde bulunmaktır. CAATSA yaptırımlarından dolayı Türkiye’nin F-35 programının dışına çıkartılmış olması haksız hukuksuz bir uygulamadır. Nitekim şimdi Amerikan Kongresinde S-400 alan Hindistan ve Avusturalya’ya bir istisna getirilmesi ile ilgili bir yasa tasarısı gündemde. Burada mesele sadece tek taraflı olarak Rusya’dan ağır silah alan ülkelerin yaptırıma tabi tutulması ise bu ülkelere neden istisna yapılıyor? Böyle bir kural yoksa Türkiye’ye neden bu yaptırım uygulanıyor? Bunu sormak bizim en doğal hakkımız. Türkiye bu alanlarda alternatifsiz değildir. Son yıllarda Cumhurbaşkanlığımızın ortaya koyduğu güçlü liderlik sayesinde artık biz kendi SİHA’larımızı TİHA’larımızı yapar hale geldik. Savunma sanayii alanında çok önemli teknolojileri üretir hale geldik. Biz bu yolda yürümeye devam edeceğiz İş birliğinin olduğu ortamlarda da dost ve müttefik ülkelerle bu alanda iş birliği yapmaya devam edeceğiz.”

“TÜRKİYESİZ HESAP YAPAMAK, BİR POLİTİKA GELİŞTİRMEK MÜMKÜN DEĞİL”

Türkiye’nin ABD’den F-16 talebinin ABD kongresinde görüşülecek olmasını değinen Kalın, “O kongrede ilgili senatörler, komite üyeleri, komisyon üyeleri de Türkiye’nin önemini en kısa zamanda kavrarlar. Dünya siyasetini doğrudan etkileyen 4-5 tane jeopolitik konuyu sıralayacak olsak Afganistan, Doğu Akdeniz, Suriye, Kafkas, Libya gibi hepsinde Türkiye var. Bunların her birinde Türkiye’siz hesap yapmak bir politika geliştirmek mümkün değil. Bu çerçevede umarım kongre üyeleri de, oradaki politika yapıcılar da milletvekilleri de Türkiye’nin önemini hak ettiği şekilde görürler. Biz bu konuda tezlerimizi anlatmaya devam edeceğiz. Yönetimle de yakın bir iş birliği içerisinde bu sorunların aşılması için çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız” ifadelerini kullandı.

“BİZ ZATEN SURİYE’DE SAHADAYIZ”

Suriye’ye olası bir operasyon konusunda konuşan Kalın, “Cumhurbaşkanımız hep söylüyor ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ diye. İhtiyaçlar çerçevesinde bunların hesapları Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılır, istihbarat birimlerimiz tarafından yapılır. Biz zaten Suriye’de sahadayız, sahanın dışında değiliz. Orada bulunmamızın sebebi de sınır güvenliğimizi sınır ötesinde inşa etmemiz. Terör örgütleri PKK, PYD, YPG, DEAŞ ya da rejimden gelebilecek saldırılara karşı ya da benzeri terör örgütlerine karşı bu tedbirleri almak zorundayız. Bu bizim milli sorumluluğumuz. Dolayısıyla Türkiye – Suriye sınır hattını da düşünürsek 911 kilometrelik uzun bir sınırdan bahsediyoruz. Buranın güvence altına alınması bizim önceliğimizdir. Buradan ülkemize gelebilecek herhangi bir saldırıya karşı kimden olursa olsun saldırı rejim ya da başka bir yerlerden bunlara asla müsamaha edilmeyecektir. Bunun için de tabii ki silahlı kuvvetlerimiz her an teyakkuz halindedir. İhtiyaç binaen tahkikat yapılır, kaydırmalar yapılır. Bunlar askeri planlamalarla ilgili konulardır ama Türkiye’nin güvenliği açısından bu konuda bizim tam bir kararlılık içerisinde olduğumuzu hiçbir tehditten asla gözümüzü sakınmayacağımızı, o tehlikelere karşı ülkemizi korumak için hangi tür operasyon olursa olsun bunlara hazırlıklı olduğumuzu herkesin bilmesi gerekir” diye konuştu.

“İKİ ÜLKENİN ÇATIŞMASINDAN KAYNAKLANACAK BİR GERİLİM İÇERİSİNDE OLMAYI ARZU ETMEYİZ”

Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan krize dair değerlendirmelerde bulunan Kalın, “Dışişleri Bakanımız bu konuda Rus mevkidaşıyla da G-20 Zirvesi marjında görüştü. Gerekli şeyleri de söyledi. Biz bir kere bölgede Rusya ile Ukrayna arasında bir askeri çatışma veya gerilim yaşanmasını arzu etmiyoruz. Bir an önce mevcut gerilimlerin de sona ermesin istiyoruz. Bunun için de Rus tarafıyla da Ukrayna tarafıyla da sürekli temas halindeyiz. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü biz tanıyoruz ve bütün ülkelerin de bu toprak bütünlüğüne saygı duymasını bekliyoruz. Aynı şekilde Rusya ile Ukrayna arasında kurulabilecek yeni diyalog kanallarının da bir an önce kurulup, bu sorunların müzakere yoluyla çözülmesi görüşümüzü de her seferinde ifade ediyoruz. Umarız oradaki gerilim tansiyon düşer. Son tahlilde iki komşu ülkeden bahsediyoruz. Oradaki barış ve istikrara katkı sağlayacak bir siyasi sürecin önü açılır. Burada da biz Türkiye olarak üzerimize düşen herhangi bir sorumluluk olduğunda elbette bunu bu rolü oynamak isteriz. Cumhurbaşkanımızın hem Sayın Putin ile hem Zelenski ile iyi ilişkileri var. Türkiye’nin hem Rusya hem Ukrayna ile son derece iyi ilişkileri var. Karadeniz’de deniz komşumuz olan ve birçok alanda ticari, enerji, güvenlik ve diğer alanlarda iyi ilişkilerimizin olduğu ne Rusya ile ne Ukrayna ile herhangi bir bu iki ülkenin çatışmasından kaynaklanacak bir gerilim içerisinde olmayı arzu etmeyiz. Barış ve istikrarın diyalog yoluyla sağlanması için gerekli adımların atılması bizim en temel önceliğimiz ve temennimizdir” ifadelerine yer verdi.