AÜ Edebiyat Fakültesi Eski Çağ Dilleri ve Kültürleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fatih Onur, ekip olarak 15 yıldır Likya ve kısmen Pamfilya bölgesinde özellikle yol bağlantıları üzerine çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Bu çalışmaları son dönemde Muğla’nın Fethiye ilçesi Göcek bölgesinin kuzey dağlık alanında gerçekleştirdiklerini kaydeden Prof. Dr. Onur, Lyrnai (Kayadibi), Hippoukome (Çukurasar) ve Symbra (Nif köyü) olarak 3 antik kentin birbiriyle bağlantısını araştırdıklarını söyledi. En önemli noktanın Muğla’nın Dalaman ilçesindeki Hippoukome antik kentinin yerinin belirlenmesi olduğunu aktaran Prof. Dr. Onur, “Çünkü uzun süredir bu kent başka yerlere lokalize ediliyordu, ancak Patara Yol Anıtı’nda verilen mesafe tutmuyordu. Bu kentlerden 2’si arasındaki mesafe biliniyordu ama bir kentin mesafesi bilinmiyordu. Yaptığımız çalışmada kentler arasındaki mesafeleri eşleştirdik” diye konuştu.
TARİHİ YENİDEN YAZDIRACAK YAZIT
Kentler arasındaki mesafeleri eşleştirerek yola çıktıklarında Hippoukome antik kentinin yerinin Çukurasar denilen bölgeye denk geldiğini belirlediklerini anlatan Prof. Dr. Onur, antik kentte bulunan 2 bin 100 yıllık yazıtın ise tarihi yeniden yazdırağını vurguladı. Yazıtta Pontus Kralı VI. Mithradates Eupator’un onurlandırıldığını (İ.Ö 89- 85/84), Pontus kralının kente yaptığı desteklerden bahsedildiğini ifade eden Prof. Dr. Onur, bu yazıtın Likya ve Karya sınır bölgesinin tarihi açısından önemini vurgulayarak, “Bu yazıt o bölgedeki tarihi bilgilerimizi değiştirecek, bütün Likya ve Karya ilişkisini yeniden gözden geçirmemizi gerektirecek” dedi.
‘HIPPOUKOME LİKYA KENTİ DEĞİL’
Yazıtın-bölgede yaşayan halkların Likya ile birlikte hareket etmediklerini gösterdiğine dikkati çeken Prof. Dr. Onur, şunları söyledi:
“O dönemde Likya, Pontus Kralı Mithradates’e destek vermemişti. Likya, Roma’nın yanında yer almıştı. Ama bu kentler Pontus Kralı Mithradates’e destekte bulunmuşlar. Bu destekler bölgenin tarihi açısından oldukça önemli. Örneğin tarihte Efes akşamı denilen önemli bir olay vardır. O olayda Pontus Kralı Mithradates’in emriyle bir gecede 80 ile 100 bin arasında Latin kökenli ve Roma vatandaşı öldürülmüştür. Bu savaşlarda Likya her zaman Roma’nın yanında yer aldı. Oysa bizim bulduğumuz yazıt, bugüne kadar bir Likya kenti olarak bilinen Hippoukome antik kentinin Pontus Kralı Mithradates’in yanında yer aldığını ortaya koyuyor. Bizim yerini tespit ettiğimiz Hippoukome antik kenti, Kaunos ile Likya’nın ortasında yer alıyor. Yazıttaki bilgiler ışığında diyebiliyoruz ki Hippoukome Likya’ya ait bir kent değildi. Halkları da Likyalı değildi.”
ANADOLU’DA TEK YAZIT
Pontus Kralı Mithradates döneminin daha çok edebi kaynaklardan bilindiğini vurgulayan Prof. Dr. Onur, “Bu yazıt, 1’inci elden doğrudan doğruya dönemin kendisinden geliyor. Edebi kaynaklar da anlatılan pek çok şeyi doğrular nitelikte. Yazıtta Pontus Kralı Mithradates’i kente parasal destekler yaptığı ve borçluları kurtardığı için ciddi bir övme var. Yazıtta ‘Mithradates bu kente geldiğinde kent harap ve kendini idare edemez durumdaydı. Mithradates geldikten sonra biz hepimiz kurtulduk, ihya olduk’ deniliyor. Mithradates bölgeye geldikten sonra bu halkların ondan yardım aldıklarını görüyoruz. Bu kentlerdeki halkları ekonomik olarak rahatlattığını görüyoruz. Biz bunları daha önce sadece edebi kaynaklarda okuyorduk. Yazıt olarak elimizde yoktu. Anadolu’da Mithradates yazıtları var ama yaptığı işleri bu detayda anlatan, bunu doğrulayan bir yazıt olarak karşımızda bu yazıt. Bu açıdan Anadolu’da tek yazıt diyebiliriz” dedi.
Likya’nın bir parçası olanak anılan Hippoukome antik kentinin boğazda bir geçit noktasında bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Onur, Karya bölgesinde Likya’nın iç kesimlerine gidilmek istendiğinde buradan geçilmesi gerektiğine dikkati çekti. Onur, “Yani dışarıdan gelebilecek herhangi bir tehlikeye karşı orada savunma yapılabiliyor. Hippoukome aslında bir savunma noktası” diye konuştu.
Prof. Dr. Onur, 66×37 boyutlarındaki yazıtın, bulunduğu yerden alınarak Fethiye Müzesi’ne yerleştirildiğini de dile getirdi. (DHA)