AV. ESRA AYDIN EKİCİ – Gündelik hayatımızda belirli sebeplerle doktora gidiyor ve muayne oluyoruz.Duruma göre doktorumuz bize bir teşhis koyuyor ve belirlemiş olduğu tedavi şeklini uyguluyor.İşte doktorlar bu tedaviyi uygularken mesleklerinin doğası gereği olan riskten bağımsız olarak;bilgi eksikliği,uygun tedavi uygulamama,dikkatsizlik,deneyimsizlik,ilgisizlik nedeniyle hastalarına yanlış teşhis,hatalı tedavi uygulamış veya eksik bakım hizmeti sunmuş ise ve bunun sonucunda da zarar doğmuşsa;uygulamayı yapan doktor,polikinlik,hastane vb. bu durumdan sorumlu oluyor ve hastanın tazminat hakkı doğmuş oluyor.
Söz konusu uygulamadan zarar gördük,tazminat davası açmak istiyoruz.Şartlar nelerdir buna bakalım.
Öncelikle burada doktorun sorumluluğunun kusur sorumluluğu olduğunun altını çizelim.Yani burada kıstaslar, o konuda tecrübeli bir doktorun nasıl davranması gerektiği,tıbbi uygulamanın standartlarına uygun olup olmadığıdır.Bu saydıklarımıza aykırı bir durum gerçekleşmişse,malpraktis gerçekleşmiş diyebiliriz. Peki malpraktis ne şekillerde ortaya çıkabilir?
Teşhis aşamasında,
Tedavi aşamasında (endikasyon eksikliği, yanlış tedavi yönteminin seçimi),
Organizasyon yükümlülüğü (klinik organizasyonu, hastanın bakımı için personelin yeterli ve nitelik olup olmadığı, konsültasyon)
Bu üç süreçte ayrı ayrı veya sadece birinde tıbbi hata yapılmış olması,doktorun sorumluluğunu doğuruyor.
Her ne kadar malpraktisin özel hastanede veya kamu hastanesinde meydana gelmesi hasta açısından tazminat isteminde bir fark yaratmayacak olsa da;davayı açarken göstereceğimiz muhatap ve sorumluluk türü farklıdır.Kamu hastanelerinde,idare-hizmet sunan ile hasta-vatandaş arasındaki ilişki “hizmet” ilişkisine dayanmakla birlikte, özel hastane ile hasta arasındaki ilişki çoğunlukla “sözleşme” ilişkisidir. Dayanılan hukuki nedene göre zamanaşımı süreleri,davanın tarafları,davanın açılacağı yetkili ve görevli mahkeme değişiklik gösterecektir.Bu nedenle hukuki nedeni belirlemenin önemli olduğunun altını çizelim ve açılacak davaları kısaca özet geçelim.
Özel hastanede çalışan doktor ile hastası arasında vekalet veya eser sözleşmesinden kaynaklanan bir sözleşme ilişkisi vardır.Yapılan sözleşme hangi hukuki ilişkinin şartlarını taşıyorsa,ona göre sözleşmeye aykırılıktan hem doktor hem de doktoru çalıştıran hastane,polikinlik vb. yere karşı Tüketici Mahkemelerinde dava açabiliyoruz.Hem vekalet hem de eser sözleşmesine dayanarak açılacak tazminat davasında zamanaşımı süremiz 5 yıldır.Ancak eser sözleşmesinde doktorun ağır kusuru varsa yapılan işlemin niteliğine bakılmaksızın zamanaşımı süremiz 20 yıla çıkmaktadır.Ayrıca sözleşme ilişkisine dayanmadan,haksız fiil hükümlerinden faydalanarak genel yetkili mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerinde de dava açabiliriz.Bunda da zamanaşımı süremiz 2 yıl her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren 10 yıldır.
Kamu hastaneleri veya sağlık kuruluşlarının (devlet hastaneleri, vakıf veya üniversite hastaneleri veya aile sağlık merkezi gibi sağlık kuruluşları) hukuki sorumluluğu idare hukukundaki hizmet kusuru kavramına dayanıyor.İdareye karşı malpraktis nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açılmadan önce, zararın ve doktor hatasının öğrenilmesi tarihinden itibaren 1 yıl ve her halükarda olay tarihinden itibaren 5 yıl içinde ilgili idareye yazılı bir şekilde başvurularak maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulması gerekiyor. İdarenin tazminat talebini kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde malpraktis nedeniyle tam yargı davası açılmalıdır. İdare, istek hakkında 60 gün içinde cevap vermediği takdirde bu sürenin bittiği tarihte istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmiş sayılmasından itibaren, ikinci bir 60 günlük dava açma süresi içinde doktor hatası nedeniyle tam yargı davası açılabilir.
Malpraktis halinde doktora karşı ceza davası açılabilir mi?
Açılabilir. Malpraktis, mağdura karşı taksirli veya kasıtlı bir hareketle işlendiğinde suç teşkil etmektedir. Tazminat sorumlusu doktorun suç teşkil eden fiili neticesinde yaralanma meydan gelmişse taksirle yaralama suçu, ölüm meydana gelmişse taksirle ölüme neden olma suçu işlenmiş olur.