“Mahpus”, “Kadın Değil Başbelası” gibi filmlerinde cezaevindeki mahkumunu canlandıran Türkan Şoray, dün Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde düzenlenen söyleşiye katıldı. Salona Selvi Boylum Al Yazmalım filminin müziğiyle giren Türkan Şoray, alkışlarla karşılandı. Sinema Genel Müdürü Birol Güven’in moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide Türkan Şoray, “Canımsınız, bir tanemsinsiz. Bugün burada sizlerle birlikte olmaktan çok mutluyum. Yıllar önce buraya geldiğimde yaşadıklarım bende derin izler bırakmıştı. Onun için yeniden gelmek istedim. Sizlerle dertleşip, sohbet edelim istedim” dedi.
Bir gece önce cezaevindeki mahkumları düşünerek bir mektup yazdığını söyleyen Şoray, yıllar önce çektiği Mahpus filmindeki Ümmühan karakterinden örnekler verdi. Filmlerindeki kadın karakterlerin her zaman ayakta kalmaya başardığını belirten Şoray, “En önemlisi her zaman bir umut ışığının varlığıdır. O ışığı hep içimizde taşıyalım. Her ne kadar burada zor zamanlar geçiriyor olsanız da içinizdeki o ışığı hiçbir zaman kaybetmeyin. Hayat size bazen en zor yolları sunar ama bu yollar da sizi güçlendirir. Şu an yanınızda değiller ama çocuklarınız da var. Onlar geleceğimizin en büyük umudu. Çocuklarımıza düşmanlık, kin, nefret ve intikam almayı değil sevgi ve umudu öğretin. Çünkü onların hayatı her zaman değişebilir ve güzelleşebilir. Bu. benim filmlerimde olduğu gibi, Yeşilçam’da olduğu gibi sonu güzel biten bir hikaye hep mümkündür” diye konuştu.
Türkan Şoray’ın mektubunu okumasının ardından sürpriz olarak “I will always love you” ve “Kum Gibi” şarkılarını söylerken, ardından da bir infaz koruma memuru da Türkan Şoray’ın kült filmi “Al Yazmalım” filminin müziğini sözlü olarak seslendirdi.
“Ben her zorluğun altından kalkarım”
Ardından mahkumların sorularını yanıtlayan Şoray, bir soru üzerine “Her şeye iyi niyetle bakmak, her şeye rağmen kendine güvenmek, her şeyi yapabileceğini kabullenmek, her güçlüğün altından kalkabileceğine inanmak. Bunlar çok önemli hayatta. Ben bunları çok genç yaşlarda bilmiyordum ama hayatta zorluklar çıktıkça öğrendim. Şu an kendimi güçlü hissediyorsam, kendime olan güvenimden. Ben her zorluğun altından kalkarım. Bütün kadınlara da bunu tavsiye ediyorum. İçinizdeki güce güvenin” diye konuştu.
“Türkan Şoray Kanunları”nı anlattı
Ünlü sanatçı, “Türkan Şoray Kanunları”yla ilgili bir soruya da şöyle yanıt verdi:
“İlk sinemaya başladığım zamanlarda, çok gençken beni öpüştürdüler. Ne olduğunu bilmeden. Seyircimle olan bağım güçlendikten sonra toplumun bunu nasıl karşılayacağını bilemedim. Anlaşmalarıma öpüşme sahneleri olmaması şartını koydurttum. Bu yıllarca böyle gitti. Hatta alay mevzusu oldu. Filmlerde tam böyle iki aşık öpüşürken kameralar başka yöne çevriliyordu. Televizyonlarda oynayan filmlerde bu tür sahneler artık çok var. İnsanlar yadırgamamaya başladı. Bir dönem geldi, dönem değişti, kadın hakları konuşulmaya başlandı. 1980’lerde bir kadın hareketi geldi Türkiye’ye. Bütün bunlar sinemadaki filmlere yansıdı. Ben de bir dönem sonra baktım ki başka çare yok. Yavaş yavaş gevşettim. Sonra da sinemayı bıraktım zaten.”
Soru yanıtların ardından Türkan Şoray’a mahkumlar tarafından üretilen özel bir tablo ve masa örtüsü hediye edildi. Daha sonra oyuncu ve müzisyen Sami Çelik’in seslendirdiği şarkılarla Türkan Şoray ve mahkumlar eğlenceli dakikalar yaşadılar. Türkan Şoray ve Çelik, Türk sinemasının sevilen müziklerinin şarkılarını birlikte seslendirdi.
Bakan Ersoy’dan Sultan’a teşekkür
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da sosyal medyadan yaptığı açıklamada Türk sinemasının Sultanı’na Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne yaptığı ziyaret nedeniyle teşekkür etti. Bakan Ersoy, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Mahpus ve Kadın Değil Başbelası filmleriyle cezaevi sahnelerinde unutulmaz roller sergileyen Şoray, bu kez gerçek hayatta, yüreklere dokunan sözlerle umut aşıladı. Cezaevi sakinlerine “İçinizdeki umut ışığını hiçbir zaman kaybetmeyin” diyerek sevgi ve umudu vurgulayan Şoray, Yeşilçam’ın o içten, sonu güzel biten hikayelerinden birini cezaevine taşıdı. Bu anlamlı buluşmanın gerçekleşmesinde büyük emekleri olan Adalet Bakanlığı ve Sinema Genel Müdürlüğü çalışanlarına teşekkür ediyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, sanatın ve kültürün tüm topluma ulaşmasını sağlamak için çalışmalarımıza devam edeceğiz.”