DİSK-AR’ın Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2019 yılının gelir ve yaşam koşullarını ortaya koyduğu araştırmasına bir rapor hazırladı. Raporda, Türkiye’nin Covid-19 salgını koşullarına tam bir gelir uçurumuyla girdiği belirtilirken, pandeminin etkisinin görüldüğü sonuçların çok daha çarpıcı olacağı belirtildi.
ZENGİNLER VE YOKSULAR ARASINDAKİ MAKAS AÇILIYOR
Rapora göre, Türkiye’de hem toplumsal sınıflar arasında hem cinsiyete göre eşitsizlik artış eğilimini sürdürüyor. En zengin yüzde 10’luk grup ile en yoksul yüzde 10’luk grup arasındaki makas (P90/P10) açılmaya devam ediyor. 2010 yılında P90/P10 oranı 14,2 iken 2019 yılında 14,6 kata yükseldi. Böylece P90/P10 oranı son 10 yılın en yüksek düzeyine geldi.
Gelir eşitsizliği ölçüm yöntemlerinden biri olan Gini katsayısı artış gösterdi. Gini katsayısı son bir yılda 0,395’ten 0,410’a artarak 2010 yılından beri en yüksek düzeye yükseldi.
TÜRKİYE AB ÜLKELERİNE GÖRE GELİR EŞİTSİZLİĞİNİN EN FAZLA OLDUĞU ÜLKE
Avrupa Birliği (AB) İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından yayımlanan verilere göre AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye en yüksek Gini katsayısına sahip ülke. AB-27 üye ülke ortalamasında Gini katsayısı 0,302 düzeyinde. Slovakya (0,228), Slovenya (0,239) ve Çekya (0,240) AB ülkeleri içerisinde gelir dağılımının en iyi olduğu üç ülkeyi oluşturuyor. Türkiye (0,410), Bulgaristan (0,408) ve Litvanya (0,354) ise gelir eşitsizliğinin en fazla olduğu üç ülke. Gelir dağılımı eşitsizliği konusunda Türkiye’den sonra en yüksek düzey Bulgaristan.
İŞVEREN GELİRLERİ TÜM GELİRLERDEN DAHA HIZLI ARTIYOR
Türkiye’de hane halkı fertlerinin esas işteki durumlarına göre gelirlerine bakıldığında işveren gelirlerinin çok daha hızlı arttığı görülüyor. 2010 ve 2019 arası dönemde hane halkı fertlerinin esas işlerinden elde ettiği gelir 14.159 TL’den 43.118 TL’ye yükseldi. Böylece ortalama hane halkı fert geliri yüzde 304,5 oranında arttı. 2019 yılında ortalama hane halkı harcanabilir fert geliri 3.593 TL olarak saptandı. Ücretli çalışanların ortalama hane halkı fert geliri 2010 ve 2019 yılı arasında yüzde 281,8 oranında artarak 14.904 TL’den 42.006 TL’ye (aylık 3.500 TL) yükseldi.
Yevmiyelilerin ortalama fert geliri aynı dönemde 5 bin 420 TL’den 17.577 TL’ye ve kendi hesabına çalışanlarınki 10 bin 980 TL’den 33.207 TL’ye yükseldi. Böylece 2010 ve 2019 arasında ortalama hane halkı fert geliri yevmiyelilerde yüzde 324,3 ve kendi hesabına çalışanlarda yüzde 302,4 oranında artış gösterdi.
İşverenlerin ortalama hane halkı fert geliri ise 2010 ve 2019 yılları arasında yüzde 375 artışla 33 bin 465 TL’den 125.698 TL’ye yükseldi.
GELİR DAĞILIMINDA CİNSİYET UÇURUMU
Rapora göre, ortalama hane halkı fert gelirlerine cinsiyete göre bakıldığında kadınlar ve erkeklerin arasında ciddi farklar olduğu görülüyor.
2010 yılında kadınların geliri, ortalama fert gelirinden yüzde 19,8 daha azdı, erkeklerinki ise yüzde 31,2 daha fazlaydı. 2019 yılına gelindiğinde erkeklerin ortalama geliri, ortalama gelirin yüzde 27,4’ü oranında üzerindeyken, kadınlarınki ortalamanın yüzde 16,9 altında kaldı.
İşteki duruma göre erkek ve kadınların fert gelirleri arasındaki fark çok daha çarpıcı. 2019 yılında kendi hesabına çalışan erkekler, kadınlardan yüzde 64 oranında fazla gelir elde ettiler. Bu oran yevmiyelilerde yüzde 84, işverenlerde yüzde 21 ve ücretlilerde yüzde 18 olarak hesaplandı.
Ücretli kadın ve erkekler arasındaki gelir uçurumu açılma eğilimine devam ediyor. 2010 yılında ücretli erkeklerin ortalama geliri kadınlarınkinden yüzde 14 fazla iken 2019 yılında yüzde 18’e yükseldi.
YOKSUL SAYISI 24 MİLYONA YAKLAŞTI
Eşdeğer hane halkı medyan fert gelirinin yüzde 70’i esas alındığında yoksul sayısının 23 milyon 704 bin ve yoksulluk oranının yüzde 29 olduğu görülüyor. Böylece 2018’de 23 milyon 24 bin olan yoksul sayısı bir yılda yaklaşık 700 bin kişi artmış oldu. Aynı şekilde de yoksulluk oranı bir yılda yüzde 28,5’ten yüzde 29’a yükselmiş oldu.
EKONOMİK KRİZ BÖLÜŞÜM GÖSTERGELERİNİ KÖTÜLEŞTİRDİ
DİSK-AR raporunun sonuç bölümünde de şu değerlendirme yapıldı:
“Gelir bölüşümü ve yoksulluk göstergelerinde 2019 yılında yaşanan ve TÜİK verilerine yansıyan kötüleşme 2018 ağustos ayında başlayan ve 2019’da da etkileri devam eden ekonomik krizin sonuçları olarak okunabilir. Bu verilerin 2020 yılını, dolayısıyla pandemi nedeniyle yaşanan geçim sıkıntılarını yansıtmadığının altını tekrar çizmek gerekir. 2020 yılı gelir bölüşümü ve yoksulluk göstergelerinin daha da olumsuz olması sürpriz olmayacaktır. Öte yandan, beyana dayalı olarak saptanan gelirlerde işverenlerin vergi kaygısı nedeniyle gelir beyan etmede daha isteksiz oldukları, buna karşın tevkifat yoluyla vergilendirilen işçilerin gelir beyanlarının ise daha gerçeğe yakın olduğu dikkate alınmalıdır. Bu durum gelirin fonksiyonel dağılımının açıklanandan daha da kötü olabileceğini göstermektedir.”