Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İtalya Başbakanı Draghi’nin başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Türkiye – İtalya 3. Hükümetlerarası Zirve’sinin ardından ortak bildiri yayımlandı.
Türkiye ve İtalya’nın, Avrupa’da ve Akdeniz bölgesinde tarih boyunca ortak değerler, ilkeler ve hedefler etrafında birleştiği belirtilen bildiride, bu kayda değer sağlam temelin, iki ülkenin her alanda iş birliğini geliştirmelerini temin ettiği vurgulandı.
Bildiride, “Bu arka plan temelinde, 3’üncü zirve, iki ülkeye her alanda ikili ve çok taraflı iş birliğini gözden geçirme ve ilgili kamu kurumlarının, parlamentolarının, iş dünyasının, akademinin, araştırma merkezlerinin ve sivil toplumun aktif katılımıyla bu iş birliğini daha da geliştirmenin yollarını ve araçlarını gözden geçirme fırsatını vermiştir. Bu vesileyle taraflar, açık ve samimi diyaloğu sürdürme konusundaki ortak arzularını yinelemiş ve gelecekteki iş birliğine yönelik irade ve kararlılıklarını teyit etmişlerdir. Taraflar, Hükümetlerarası Zirve’yi muntazaman tertip etmeyi ve bir sonraki zirveyi İtalya’da düzenlemeyi kararlaştırmışlardır.” ifadelerine yer verildi.
EKONOMİ VE TİCARET
Tarafların, ekonomi ve ticaret konusunda daha yakın diyaloğu sürdürme ve bu alandaki gelişmenin güçlendirilmesine yönelik ortak yaklaşımları tanımlama ve uygulama konusundaki kararlılıklarını vurguladıkları aktarılan bildiri, şöyle devam etti:
“Kovid-19 salgınına rağmen, 2021 yılında ikili ticaret hacminin tarihi bir rekorla hızlı ve güçlü bir şekilde toparlanmasını memnuniyetle karşılayan taraflar, bu büyüme eğilimini sürdürmek ve 30 milyar dolarlık ikili ticaret hacmi hedefine ulaşmak için birlikte çalışma konusundaki ortak iradelerini, karşılıklı ticareti ve ilgili pazarlara erişimi daha da teşvik etmek ve kolaylaştırmak suretiyle gerçekleştireceklerini teyit etmişlerdir. Bu bağlamda taraflar, Ortak Ekonomi ve Ticaret Komisyonu (ETOK) Toplantısının ve İş Forumu’nun 2022 yılının son çeyreğinde düzenlenmesinde mutabık kalmışlardır.”
Tarafların, iki ülke arasındaki doğrudan yatırımların ekonomik ilişkilerinin önemli bir boyutunu oluşturduğuna inandığı belirtilen bildiride, bu nedenle karşılıklı doğrudan yatırım seviyesini artırmak için Türk ve İtalyan yatırımcıları daha fazla teşvik etmeye karar verildiği vurgulandı.
ULAŞTIRMA VE TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ
Tarafların, ticari ilişkilerin geliştirilmesinde karayolu taşımacılığının önemini göz önünde bulundurarak, bu sektördeki paydaşların mevcut ihtiyaçlarını karşılamak için Kara Ulaştırması Karma Komisyon Toplantısının uygun olan en yakın zamanda yapılması gerekliliğini teyit ettikleri aktarıldı.
Tarafların, Türkiye-AB ilişkilerinin, Türkiye’nin katılım perspektifi ve Türkiye’nin tüm Avrupa kıtasının istikrar ve refahına olası katkısı temelinde, daha fazla geliştirilmesinin öneminin altını çizdikleri belirtilen bildiride, şunlar kaydedildi:
“Taraflar, Gümrük Birliği’nin uygulanmasındaki mevcut sorunların giderilmesi ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerine başlanması dahil, her seviyede ve geniş konu yelpazesinde diyaloğu artırarak Türkiye’nin AB perspektifinin güçlendirilmesi amacıyla Türkiye-AB ilişkilerinin tüm boyutlarının geliştirilmesine yönelik gelecekteki olası adımların araştırılması konusunda mutabık kalmışlardır. Taraflar ayrıca, Türkiye-AB vize serbestisi diyaloğu, göç iş birliğinin yenilenmesi, terörle mücadele iş birliğinin güçlendirilmesi ve katılım öncesi fonlar (IPA) ve çeşitli AB programları/mekanizmaları kapsamındaki mevcut iş birliğinin derinleştirilmesi gibi önemli alanlarda somut sonuçlar elde etmek için çabalarını koordine etmek konusunda mutabık kalmışlardır.”
SAVUNMA ALANI
“NATO Madrid Zirvesi’nde alınan kararlar ve yeni stratejik konsept çerçevesinde taraflar, terörle mücadele başta olmak üzere özellikle güneyden kaynaklanan tehditler ve sınamalar gibi konulara ilişkin olarak 360 derece yaklaşımı temelinde iş birliğini güçlendirme konusundaki kararlılıklarını vurgulamışlardır.” ifadesinin kullanıldığı bildiride, tarafların, uzun süredir devam eden iş birlikleri temelinde NATO-AB Stratejik ortaklığının güçlendirilmesinin önemini ve AB üyesi olmayan müttefiklerin ve bu bağlamda Türkiye’nin AB savunma çabalarına tam katılımının bu ortaklığın gelişmesi için gerekli olduğunu teyit ettikleri kaydedildi.
Bildiride, şu ifadelere yer verildi:
“Türk ve İtalyan savunma sanayii şirketlerinin son yıllarda başarıyla sonuçlandırdıkları ortak projelere ve bu iş birliğini ilerletmeye yönelik siyasi iradeye değinen taraflar, savunma sanayiinin hem mevcut hem de gelecekteki ilişkileri açısından kilit bir rol oynadığını teyit etmişlerdir. Bu çerçevede taraflar, ‘Savunma Sanayii Alanında Gizlilik Dereceli Bilgilerin Karşılıklı Korunmasına İlişkin Anlaşma’nın imzalanmasını memnuniyetle karşılamışlardır. Bildiride taraflar aşağıdaki amaçlarla, Ortak Güvenlik Stratejik İş birliği Komitesi’nin (JSSCC) oluşturulmasına yönelik olarak polis güçleri arasındaki iş birliğini güçlendirme iradeleri hususunda mutabık kalmışladır. Her iki ülkenin güvenliğine yönelik tehditleri ve ortak sınamaları belirlemek ve değerlendirmek, toplumlarının güvenliğini garanti altına almak için ortak girişimleri ve eylemleri tanımlayarak, stratejik iş birliğini güçlendirmenin gerekli olduğu alanları belirlemek, terörizm ve siber suçlar da dahil olmak üzere en ağır suç biçimlerini önlemek için yöntem, iyi uygulama ve uzmanlık teatisini teşvik etmek, kamu düzeni ve güvenliğini etkileyebilecek kritik durumları da göz önünde bulundurarak, polis güçleri arasındaki iş birliğini geliştirmek için yararlı olabilecek diğer faaliyetleri değerlendirmek.”
Tarafların 1951 tarihli Kültür Anlaşması temelinde sürdürülen kültür, eğitim, bilim, gençlik, spor ve arşiv alanlarındaki mevcut iş birliğini daha da ilerletme ve güçlendirme konusundaki kararlılıklarını teyit ettikleri belirtilen bildiride, tarafların turizmin halklar arasındaki etkileşimin canlanması üzerindeki etkisini dikkate alarak teşvik ve tanıtım faaliyetlerini destekleme iradelerini yineledikleri ifade edildi.
TERÖRLER MÜCADELE, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE ÇEVRE
Bildiride tarafların, terörün her biçim ve tezahürüne karşı etkin mücadele hedefi doğrultusunda iş birliği iradelerini ifade ettikleri bildirildi.
Paris Anlaşması’na üye ve G20’deki ortaklar olarak tarafların, 1,5 derecelik artış hedefi için karbon tarafsızlığı veya net sıfır sera gazı emisyonlarını yüzyılın ortasına kadar veya bu dönem civarında sağlamak amacıyla çevre koruma ve iklim eylemi alanında iş birliğini artırma taahhütlerini teyit ettikleri açıklanan bildiride, şunlar kaydedildi:
“Taraflar, ‘Güney Gaz Koridoru’nda ortaklar olarak enerji çeşitlendirmesi konusundaki sağlam iş birliğini kıymetlendirmişler ve enerjinin kapsayıcı değerini Akdeniz’de de ortak büyüme, güvenlik ve refah faktörü olarak kabul ederek iş birliklerini ilerletme konusundaki kararlılıklarını yinelemişlerdir. Bu nedenle taraflar, arz güvenliğini ve çeşitlendirmeyi sağlamak için enerji alanında devam eden iş birliğini ilerletme konusundaki kararlılıklarını yinelemişlerdir. Temiz enerjiye geçişe, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve altyapıları, hidrojenin yanı sıra gaz sektörünün de dahil edilmesinin önemini vurgulamışlardır.”
UKRAYNA KRİZİ
Bildiride, şu ifadelere yer verildi:
“Taraflar, Ukrayna’dan tahıl ihracatının önündeki engelleri kaldırmak için acil önlemler alınması gerektiğini vurgulayarak, benzer insani konularda BM ve ilgili diğer kuruluşlarla birlikte çalışma konusundaki kararlılıklarını yinelemişlerdir. Taraflar, eşgüdüm ve iş birliklerini artırarak küresel gıda güvenliğine yönelik girişimlere katkıda bulunmayı sürdüreceklerini teyit etmişlerdir. Taraflar, Türkiye’nin İtalya öncülüğünde 8 Haziran 2022 tarihinde Roma’da başarıyla gerçekleştirilen Gıda Güvenliği Krizine İlişkin Akdeniz Bakanlar Diyaloğu eşbaşkanlığının bu yöndeki çabalar bağlamında olumlu bir adım teşkil ettiğini vurgulamışlardır. Taraflar, bölgesel ve uluslararası barış, güvenlik ve istikrara katkıda bulunmak amacıyla düzenli stratejik diyaloğu sürdürme konusundaki kararlılıklarını ve merkezinde Birleşmiş Milletler’in (BM) bulunduğu çok taraflılığa olan bağlılıklarını bir kez daha teyit etmişlerdir. Bu bağlamda taraflar, BM’nin reforma tabi tutulması dahil BM bünyesinde devam eden ikili iş birliğinden duydukları memnuniyeti dile getirmişler ve BM sisteminin barış ve güvenlik, kalkınma ve insan hakları olmak üzere üç ayağını korumayı taahhüt etmişlerdir.”
KAÇAK GÖÇMEN
Tarafların, Doğu ve Orta Akdeniz göç yolları da dahil olmak üzere son zamanlarda ortaya çıkan göç eğilimlerini ele aldıkları belirtilen bildiride, ayrıca düzensiz göçle mücadelede, Türkiye-AB 18 Mart 2016 Bildirisi’nin uygulanması da dahil olmak üzere uluslararası iş birliğinin önemini vurguladıkları ifade edildi.
Bildiride taraflar, “Geri dönüşlerin, yeniden yerleşimlerin ve mali yardımın, iyi iş birliği ve adil yük paylaşımını sağlamak için bildirinin öngördüğü kilit araçlar olduğunu yinelemişlerdir, göç akımlarıyla ilgili düzenli istişarelerin başlatılması ve bu alandaki en iyi uygulamaların paylaşılması için İtalyan Göç Fonu’nun bir projesinin uygulanması konusunda mutabık kalmışlardır.” bilgisi verildi.
DOĞU AKDENİZ VE LİBYA
İki deniz kıyısı ülkesi olarak tarafların, artan enerji riskleri karşısında, Akdeniz’de seyrüsefer serbestisinin ve kapsayıcı bir iş birliğinin teşviki konusunda mutabık kaldıkları belirtilerek, “Taraflar, hakkaniyet temelinde bir çözüme ulaşmak amacıyla deniz sınırı ihtilaflarının, uluslararası hukuk temelinde mutabakata varılarak çözülmesinin önemini vurgulamışlardır. Taraflar, gerekli koşullar sağlandığı takdirde, Doğu Akdeniz konulu Çok Taraflı Konferansın gerçekleştirilmesinin bölgede kapsayıcı bir iş birliği mekanizması kurulması için bir fırsat olduğunu belirtmişlerdir.” değerlendirmesi yapıldı.
Bildiride Libya’ya ilişkin ise “Taraflar, ülkede şiddete veya daha büyük bölünmelere yol açabilecek tek taraflı eylemleri kesin olarak reddederek, Libya’nın egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve ulusal birliğine olan güçlü bağlılıklarını bir kez daha teyit etmiş; özgür, adil ve ülke çapında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin mümkün olan en kısa sürede sağlam bir yasal temelde yapılmasının önemini vurgulamışlardır. Libya’nın öncülüğü ve sahipliğinde, BM’nin kolaylaştırdığı siyasi sürece desteklerini yinelemişlerdir.” ifadeleri kullanıldı.
Tarafların Suriye’deki krizle ilgili derin endişelerini dile getirdiği ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı Kararı uyarınca, Suriye’de sürmekte olan çatışmaya siyasi çözüm bulmayı amaçlayan ve BM’nin kolaylaştırdığı siyasi sürece desteklerini yineledikleri ifade edilen bildiride, “Bu bağlamda taraflar, Suriye’deki grupları Anayasa Komitesi’nde anlamlı ve yapıcı müzakerelere katılmaya teşvik etmektedirler. Taraflar, BM Güvenlik Konseyi’nin 2585 sayılı Kararı uyarınca Suriye’deki insani krizin acilen ele alınması gerektiğinin altını çizmişler ve BM Güvenlik Konseyi üyelerine kararın yenilenmesi için çağrıda bulunmuşlardır. Taraflar ayrıca, mülteciler sorunu ve mültecilerin güvenli, gönüllü ve insan onuruna yakışır şekildeki geri dönüşleri de dahil olmak üzere Suriye krizinin tüm yönleriyle ilgili kapsamlı istişarelerine devam etme kararı almışlardır.” bilgisine yer verildi.
Tarafların düzenli ve üst düzeydeki ikili görüşmeleri sürdürme hususunda mutabık kaldıkları belirtilen bildiride, şunlar kaydedildi:
“Taraflar ayrıca ikili ve AB konularındaki düzenli toplantıları, Doğu Avrupa, Akdeniz Bölgesi, Orta Doğu, Balkanlar, Asya ve Afrika’daki ve diğer ilgili uluslararası meselelerdeki gelişmelere ilişkin ve bölgesel hususlardaki istişareleri sürdürmeye karar vermişlerdir. Taraflar, ilgili Dışişleri Bakanlıklarının Diplomasi Akademileri ve Stratejik Araştırma Merkezleri veya politika planlama birimleri arasındaki iş birliğini yoğunlaştırma konusunda anlaşmışlardır. Taraflar, iki ülkeyi ilgilendiren dış politika konularındaki kamu diplomasisinde iş birliğini güçlendirme ve stratejik iletişim yaklaşımlarını ele alma hususunda mutabık kalmışlardır. Zirve vesilesiyle 9 anlaşma imzalanmıştır. Taraflar, bu anlaşmaların imzalanmasının, halihazırda geniş kapsamlı bir anlaşma altyapısından yararlanan ikili ilişkilerini daha da geliştireceğine olan inançlarını vurgulamışlardır.”