Mynet’in haberine göre, balon balığı tehlikesi gündemde! İskenderun’da geçtiğimiz günlerde amatör balıkçı motor tamircisi Müfit Arslan, tuttuğu balon balığını ailesiyle birlikte tüketince kendisiyle birlikte 7 kişi zehirlenmiş, aile bireyleri hastaneye kaldırılmıştı. Balon balığının tehlikesi nedeniyle gündemi meşgul eden olayla ilgili Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Rıza Köşker, önemli açıklamalarda bulundu.
UZMAN İSİMDEN BALON BALIĞI UYARISI
Mynet’e balon balığı tehlikesiyle ilgili açıklamalarda bulunan Köşker şu şekilde konuştu:
“UZUN YILLARDIR AŞİNA OLDUĞUMUZ BALIKLAR DEĞİL”
“Balon balıkları bizim uzun yıllardır aşina olduğumuz balıklar değil. Balon balıkları istilacı ve yabancı tür olarak tanımlanan türler. Ve tek bir balon balığı türü yok. Yani aslında balon balıkları, 200’ün üzerinde farklı türün genel adı balon balıkları olarak ifade ediliyor. Bizim kıyılarımızdaki, Akdeniz genelindeki 10’un üzerindeki farklı balon balığı türü ise tamamı yabancı türler. Yani Kızıldeniz’den Süveyş Kanalı aracılığıyla Akdeniz’e giriş yapmış türler. Tabii sadece balon balıkları yok yabancı türler arasında. Farklı balık türleri var, farklı omurgasız türleri de var. Bunların bazıları ekonomik olarak kendilerine sofralarımızda yer bulabilmiş, pazarlarda yer bulabilmiş türler olmalarına rağmen, balon balıkları verdikleri zararlardan dolayı istilacı türler olarak kabul edilen türler arasında yer alır.
“İLK OLARAK 2003 YILINDA AKDENİZ’DE GÖRÜLDÜ, ARDINDAN HIZLA YAYILIM GÖSTERDİ”
Bu Hatay’daki zehirlenme vakasına yol açan balon balığı türü olan benekli balon balığı türü üzerinden gidecek olursak; bilimsel adı Lagocephalus sceleratus’tur, bu tür ilk olarak 2003 yılında Akdeniz’de görüldü, bilimsel olarak rapor edildi, ardından hızla bir yayılım gösterdi. Yani bugün itibarıyla Yunanistan, İtalya, Hırvatistan, İspanya, Cezayir, Mısır bütün Akdeniz’de, zaten İsrail, Filistin, Suriye kıyılarında ve Kıbrıs’ta da var, bütün Akdeniz’de yayılım gösterdi. Bütün Akdeniz’de istilacı potansiyeli ile, istilacı özelliğiyle dikkat çeken bir tür.
“ÖYLE GÜÇLÜ DİŞ YAPISINA SAHİPLER Kİ METAL İÇECEK KUTULARINI, BALIKÇILARIN AV ARAÇLARINI PARÇALIYOR”
Bu balon balıklarının tabii ilk olarak ilgi çekmesini sağlayan şey; işte adından da anlaşılacağı üzere kendini şişirebilme yetenekleri. Okyanus kıyısı ülkelerde yaşayan insanlar buna çok aşina. Ama farklı özellikleri de var benekli balon balığının. Mesela diş yapısı. Sosyal medyada sıklıkla görüyoruz; öyle güçlü diş yapısına sahipler ki metal içecek kutularını dahi parçalayabiliyorlar. Bu da insanların ilgisini çekiyor. Ama bunun şöyle bir dezavantajı da oluyor. Amatör ya da profesyonel avcıların av araçlarını, denizlerde avlanan avcıların, balıkçıların av araçlarını parçalıyor. Çok ciddi bir ekonomik kayıp yaratıyor. Bundan dolayı mesela Tarım Bakanlığı balon balığı toplama uygulaması yürürlüğe koydu. Balon balıklarının kuyruk başına toplanmasını sağlıyor.
“DÜNYADA BİLİNEN EN GÜÇLÜ ZEHİRLERDEN BİR TANESİ”
Ama bizim geçen hafta yaşadığımız olay ve daha önceden de yaşadığımız olaylar gösterdi ki aslında balon balıklarının en büyük tehlikesi içerdikleri zehir. Zira hiçbir şey ama hiçbir şey bir insanımızın dahi hayatını kaybetmesinden daha önemli değildir. Çünkü balon balıkları dünyada bilinen en güçlü zehirlerden birisi olan tetrodotoksin içerirler. Balon balığı zehri olarak da bilinen tetrodotoksin, panzehiri olmayan, ısıya karşı dirençli. Pişirseniz dahi zehirlenme potansiyelini taşımış oluyor.
Balon balığı zehri sadece bizde değil birçok Akdeniz ülkesinde zehirlenmelere yol açtı. Bizde medyaya yansıyan zehirlenme vakalarından bildiğimiz kadarıyla Antalya’da 2020 yılında iki farklı zehirlenme vakası yaşandı. Yine 2021’de sanırım; bir uzun yol gemi kaptanı, ikinci kaptan, yakaladıkları balon balığını tüketti ve İskenderun açıklarındayken tüketmesinden kaynaklı zehirlenme yaşadı, hayatını kaybetti.
“BEBEKLERDEN BİRİ ANNE SÜTÜNEN GEÇEN ZEHİRLE ETKİLENİYOR BU ZEHİRDEN”
Hatay’da da bir vatandaşımız gidiyor balık avlamaya, epey büyükçe bir balon balığı yakalıyor. Hatta çok da mutlu oluyor, eşine diyor ki çocukları, işte damatları da çağıralım. Onları da çağırıyor ve sonrasında pişirdiklerinde ilk olarak aile bireylerinden birinde dudakta bir uyuşma meydana geliyor. Bunlar tabii araştırıp zehirlendiklerini anlıyorlar, hızlıca hastaneye gidiyorlar. İskenderun’da gittikleri hastane bunları Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi’ne yönlendiriyor. 7 kişilik ailede 2 tane bebek var. Bebeklerden bir tanesi bir parça balık yediriyorlar öyle zehirleniyor, diğeri ise anne sütünden geçen zehirle etkileniyor bu zehirden.
“AİLENİN BABASI BALIĞIN KARACİĞERİNİ YİYOR, EN FAZLA TOKSİN ORADA, BABA ENTÜBE OLDU”
Neyse ki 6 tanesi hızlı bir şekilde sağlıklarına kavuştular. Balığı tutan vatandaşımız, ailenin babası, balığın karaciğerini yiyor. Ve bizim yaptığımız araştırmalar, biz Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ve Akdeniz Denizel Toksin Araştırma Grubu olarak yaptığımız araştırmalarda balığın etinde toksin bulduk evet, ama daha fazlasını balığın karaciğerinde ve gonat dediğimiz eşey organlarında tespit ettik. Baba entübe oldu, zehirlenen vatandaşımız, neyse ki o da sağlığına kavuştu, henüz taburcu edilmedi sanırım ama hayati tehlikeyi atlattığını biliyoruz.
Bu noktada şunu söyleyebiliriz; balon balıklarının zehirli olduğuna dair Türkiye’de ve birçok ülkede bilimsel araştırmalar yapılıyor. Zehirli olduğu ortaya kondu. Özellikle benekli balon balığı olarak tabir ettiğimiz ve kıyılarımızda çok yaygın olan, işte Akdeniz kıyısındaki herhangi bir bölgede oltayla avlanmaya giden 10 vatandaşımızın 9’unun karşılaştığı bir balık türü olan benekli balon balığı zehirli. Bu bilimsel olarak ortaya konuldu. Maalesef acı bir şekilde yaşayarak gördük ki zehirlenme vakalarına da yol açtı, bilimsel olmasının yanı sıra gerçekleşen zehirlenme vakalarıyla da bunun zehir düzeyi aslında acı bir şekilde onaylanmış oldu.
“BALON BALIKLARINI TÜKETMEYİN, TÜKETTİRMEYİN”
Japonya’dan daha fazla zehirlenme yaşanır durumdayız. Sadece biz değil, Akdeniz ülkelerinin birçoğunda aynı şey oluyor. Suriye’de, Filistin’de, İsrail’de, Yunanistan’da zehirlenmeler yaşanıyor. Biz niye bu durumdayız; tabii bunun en önemli sebebi aslında bilgi kirliliği. Balon balıkları başta da söylediğim gibi 200 farklı türü tanımlayan bir isimdir. Ama toplumda maalesef şöyle bir algı yerleşti; ‘Balon balıkları Japonya’da tüketiliyor, o zaman biz de tüketebiliriz’ Ama toplumumuzun gözden kaçırdığı nokta şu, vatandaşlarımızın görmediği ya da tam olarak farkında olmadığı nokta şu; Japonya’da tüketilen balon balıkları bizim kıyılarımızda yaşayan balon balıkları değil. Fugu olarak tabir edilen türleri tüketiyor onlar. Japonya Sağlık ve Refah Bakanlığı, yaklaşık 20 civarında türün tüketimine izin veriyor ve o türler bizim kıyılarımızda yaşayan türler değil. Daha ilgincini söyleyeyim; mesela son Hatay’daki zehirlenmeye yol açan benekli balon balığı, Japonya’da da yaşıyor ama Japonya’da tüketimi yasak. Çünkü ölümcül zehirlenmelere yol açtığı biliniyor. O noktada vatandaşlarımıza şunu söyleyebiliriz; Japonya’da tüketilenlerle bizim kıyılarımızdakiler farklı. Bizim kıyılarımızda yaşayan balon balıkları yüksek miktarda zehir içeriyor ve zehirlenmelere yol açıyor. Hem bilimsel olarak ortaya konulmuş hem de yaşanan zehirlenme vakalarıyla bu bir kez daha görünmüş oldu. Kesinlikle ve kesinlikle balon balığı tüketmeyin, hatta tükettirmeyin. Çünkü balon balığı tüketildiği takdirde içindeki Tetrodotoksin zehrinden dolayı ölümcül sonuçlar ortaya çıkabilir. Yani hastanede tedaviyle de kurtulma olasılıkları oluyor ama yani sonuçta bir zehirlenme yaşama ihtimali çok çok yüksek. Balon balıklarını tüketmeyin, tükettirmeyin diyebiliriz bu noktada.
Tabii sadece bunu demekle kalmıyor, burada hem bilim insanlarından sivil toplum örgütlerine kadar herkese çok ciddi sorumluluklar düşüyor. Balon balıklarının yoğun olarak bulunduğu Hatay, Mersin, Adana, Antalya, Muğla bölgelerinde özellikle sahil bölgelerinde ciddi bir farkındalık çalışması yapılması şart. Yani vatandaşlarımıza bu balıkların ölümcül sonuçlara yol açan zehirlenmelerin müsebbibi olduğunu anlatmamız gerekiyor. Dediğim gibi bu da önem arz ediyor yeni zehirlenmelerin yaşanmaması için diye düşünüyorum.”