Avukatlar, hukuk uzmanları ve Ukrayna hükümet temsilcileri, üç saatten fazla süren ve zaman zaman duygusal anların yaşandığı sunumda, Rusya’yı Uluslararası Adalet Divanı’na şikayet etti. Kiev tarafından Moskova’ya özetle şu suçlama yöneltiliyor: “Rusya, BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni suiistimal etmiş ve soykırım yapıldığını iddia ederek Ukrayna’nın doğusunu işgal etmiştir. Bu korkunç bir yalan. Başkan Putin bir yalancıdır.”
Ukraynalı temsilci Anton Koryeneyh, “Barış Sarayı” olarak da adlandırılan Hollanda’nın Lahey kentindeki adliye binasında, hafif titreyen bir sesle şöyle dedi: “Luhansk veya Donetsk’te Rus azınlığın soykırımı değil, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı bir saldırı savaşı vardır. Bu savaşta, çoğunlukla Rusça konuşan insanların yaşadığı Mariupol veya Harkiv şehirlerindeki siviller ölüyor. Rus hükümeti, hem Rusya’nın hem de Ukrayna’nın imzaladığı Soykırım Suçunun Önlenmesi Sözleşme’ni istismar ettiği için mahkemenin acilen harekete geçmesi gerekiyor.”
Rus yönetimine de seslenen Anton Koryeneyh, “Sorunu medeni uluslar gibi çözelim. Silahlarınızı bırakın!” çağrısında bulundu.
RUSYA DURUŞMAYA KATILMADI
Davanın ilk gününde Rus temsilcilerin mahkeme salonunda hazır bulunmaması, Başyargıç Joan Donoghue tarafından yadırgandı. ABD doğumlu kadın yargıç, dava başlamadan Rusya’ya hitaben yazdığı mektupta, Moskova yönetiminden mahkemenin olası tüm kararlarını kabul etmesini istemişti. Uzmanlara göre bu alışılmadık adım, mahkemenin konuyu yetki sahasında gördüğünün ve Ukrayna’nın başvurusunu kabul edebileceğinin bir göstergesi.
Rusya, temelde Birleşmiş Milletler Yüksek Mahkemesi’nin yargı yetkisini reddediyor. Bu nedenle Moskova her bir dava için mahkemenin yargı yetkisini münferit olarak tanımak ve mahkeme hükümlerine uyacağını beyan etmek zorunda. Bu pek ihtimal dahilinde olmadığından Ukrayna, hukukî açıdan zekice bir hamle yaparak, 1948 BM Konvansiyonu’na atıfta bulunuyor. Lahey’deki mahkeme otomatik olarak Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ile ilgili yargı yetkisine sahip. Bu nedenle Rusya’nın ayrıca bir onayı gerekmiyor. Bu durumda Adalet Divanı, doğrudan Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı saldırı savaşını değil, Moskova’nın suiistimal ettiği BM Soykırım Sözleşmesi’ni ele alacak.
GEÇİCİ ÖNLEMLER MÜMKÜN
Ukrayna hukuk uzmanları, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’nın doğusundaki sözde soykırımı “özel bir operasyonla” sona erdirmek zorunda olduğu yönündeki savunmasının, sözleşmeyle bağdaşmadığını savunuyor. Bu nedenle, Lahey’deki mahkemeden, Rusya’nın saldırılarını derhal sona erdirmesi yönünde acil bir karar almasını talep ediyor: “Rusya’nın, Soykırım Sözleşmesi temelinde var olmayan bir soykırıma karşı Ukrayna’da harekete geçme hakkı yoktur. Rusya, Ukrayna’da neden olduğu tüm zarardan sorumlu tutulmalıdır.”
Adalet Divanı yargıçlarının, alınabilecek bazı geçici önlemlerle ilgili karar vermesi gerekecek. Ancak Rusya’nın bu önlemleri ve uluslararası hukuku ihlal ettiği iddialarını kabul etmesi fazlasıyla şüpheli. Rusya da üç saat boyunca mahkemeye kendi görüşlerini sunma fırsatı buldu.
Öte yandan Rusya’yı Lahey’de daimî olarak temsil eden avukatlardan biri, kısa bir süre önce görevinden istifa etti. Avukat Alain Pellet, dava başlamadan önce yayınladığı açık mektupta şunları yazdı: “Avukatlar tartışmalı ve şüpheli davaları üstlenebilir. Ancak bir ülke, alaycı bir şekilde yasaları hiçe sayıyorsa, yargıya hizmet eden bir forumda böyle bir ülkeyi temsil etmek mümkün değildir.”
RUSYA’NIN CEZALANDIRILMASI ZOR GÖRÜNÜYOR
Uluslararası Adalet Divanı, ara tedbirler alması ve daha sonra duruşmalarda bir karara varması halinde, Rusya’nın bu kararları derhal kabul etmesi ve uygulaması gerekecek. Mahkemenin kararları tüm devletler için bağlayıcı nitelikte. Ancak, hüküm giymiş devlete karşı zorlayıcı önlemler ve cezalar yalnızca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin rızası ile uygulanabiliyor. Mesele de zaten burada çetrefilli hale geliyor: Bilindiği gibi Rusya, Konsey’in veto hakkında sahip beş daimî üyesinden biri konumunda ve dolayısıyla kendi aleyhine bir karara onay vermesi mümkün değil.
Devletlerden sorumlu olan Uluslararası Adalet Divanı’ndaki davaya paralel olarak, kişisel suçların ele alındığı Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde de ilk soruşturmalar devam ediyor. İddia makamı, Ukrayna’daki savaştan kimin sorumlu olduğunu kanıtlarıyla ortaya koymak istiyor. Savcılara göre bu sorumlu kişi, muhtemelen savaş suçu da işliyor. Savaş kararını tek başına alan Rusya Devlet Başkanı Putin ise olağan şüpheliler listesinin en başında yer alıyor.