Kaşıntıyla başlıyor, ciltte döküntüye neden oluyor. Uyuz vakalarında son aylarda yaşanan artış dikkat çekiyor
Uyuz vakalarında pandemi döneminde artış olduğunu söyleyen Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Faruk Yorulmaz, “Artışın temel nedenlerinden biri Covid-19 pandemisi nedeniyle insanları kapalı
ortamlarda yaşamaya bir anlamda zorunlu halde tutmamız oldu. Tekrar açılımla birlikte insanlar dış ortama çıktıklarında daha geniş gruplara yayma söz konusu oldu” dedi.
Coronavirüs tedbirleri nedeniyle evde geçirilen sürede aile bireyleri arasındaki temas arttı. Uyuz vakaları görülmeye başlandı.
Edirne’de hastaneye başvuranların sayısı son aylarda iki kat arttı.
Uyuz hastalığı hijyen koşullarının ideal olmadığı ortamlarda daha çabuk yayılıyor.
Vücutta artan kaşıntı, parmak arası ve bileklerde yoğunlaşan kızarıklıkla belirti veriyor.
Hasta olan kişilerin ortak eşyaları kullanmaması bulaşın önlenmesinde önem taşıyor.
Prof. yorulmaz, “Elbette hastanın giysilerinin en az 60 derecede yıkanması ve kızgın ütüyle ütülenmesi, tedavinin ayrılmaz parçalarından bir tanesi. Çünkü uyuz böcekleri o eşyalarımıza bulaşıyor. Biz ya da bir başkası giydiğimizde tekrar alabiliyoruz” sözleriyle uyarılarılarda bulundu.
Uyuz belirtisi görülenlerin beraber yaşadığı kişilerle doktora başvurması önem taşıyor.
UYUZ HASTALIĞI NEDİR?
Uyuz hastalığı, bilimsel adı sarcoptes scabiei olan mikroskopik sekiz bacaklı akarların sebep olduğu bir enfestasyondur. Bu hastalıkta uyuz böceklerinin dişileri derinin dış tabakalarına yumurtalarını bırakır.
Akarların deriye yumurtalarını bırakması, deride bir alerjik tepkimeye, ağır kaşıntıya ve döküntüye neden olur.
UYUZ HASTALIĞI NASIL BULAŞIR?
Uyuz hastalığı tipik olarak, akarların bir kişiden diğerine geçmeleri için yeterince uzun süren ciltten cilde temas yoluyla yayılır. Yatak takımları veya havlular gibi paylaşılan kişisel eşyalar üzerinden de yayılabilir.
Ailenin bireyleri ve cinsel partnerler arasında da kolayca yayılabilir. Normal bir el sıkışması ya da sarılma, uyuz akarının bulaşması için uygun bir yöntem değildir. Uyuz akarı çok yavaş sürünen bir varlıktır, zıplayamaz, uçamaz.
Uyuz hastalığı daha çok temizlik koşullarının ideal olmadığı ve insanların uzun süre boyunca birbirine yakın olduğu yerlerde görülebilir. Herkes uyuz hastalığına yakalanabilir ama, cinsel olarak aktif, birden çok partneri olan yetişkinler, hapishane mahkumları, kurumsal bakıma muhtaç insanlar, kalabalık koşullarda yaşayan insanlar ile çocukların ya da yaşlıların bakım tesislerindeki insanlar uyuz hastalığına yakalanma riski en yüksek gruplar arasındadır.
Uyuz salgınları bazen kreşlerden ya da anaokullarından yayılmaya başlayabilir. Küçük çocuklar birbirlerine sık sık dokunarak oynama eğilimindedir.
Ayrıca, öğlen uykusunda yastıklarını ve battaniyeleri de paylaşabilirler. Anaokuluna devam eden bir çocukta uyuz bulunursa, bunu personele bildirmek önemlidir. Semptomların ortaya çıkmamış olsa bile, çocuğun sınıf arkadaşları ve bakıcılarının da tedavi edilmesi gerekecektir.
Huzurevleri gibi uzun süreli bakım tesisleri uyuz salgınlarına yatkın olabilir. Bu tesislerde görevli bakıcılar, tesisin sakinlerine banyo ve giyinme konusunda yardımcı olduğu için, ten teması yaygındır. Bu nedenle yeni sakinlere ve personele uyuz taraması yapılması önemlidir.
UYUZ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Bireyler uyuz akarı ile enfekte olduğunda, cildin ilk tepkileri göstermesi dört ila altı hafta arasında bir süre alır. Bu tepkiler arasında en yaygın olanları özellikle geceleri yoğun kaşıntı, sivilce benzeri döküntülerle kızarıklıklar, kabuklarla kabarcıklar, ve sürek kaşımadan kaynaklanan yaralardır.
Hastalığın erken evrelerinde derideki döküntüler, sivilce, sivrisinek ısırığı ve diğer cilt komplikasyonları ile benzerlik gösterdiği için nedeni anlaşılamayabilir.
Uyuz hastalığını diğer türlerden ayıran sebep olduğu amansız uyuz kaşıntısıdır. Bu kaşıntı genellikle çocuklarda ve yaşlılarda çok şiddetli görülür.
Uyuzun bir diğer ayırt edici özelliği ise deride uzun çizgiler halinde oyukların görülmesidir. Bu kabarık çizgiler ya grimsi beyaz, ya da ten rengindedir. Bu çizgiler dişi akarları tarafından cildin yüzeyinin hemen altında açılan tünellerdir.
Oluşturulan bu yuvaların içine her bir dişi uyuz böceği tarafından 10 ila 25 yumurta bırakılır.
Uyuz akarları vücudun herhangi bir yerinde yaşayabilir, ancak vücudun belirli yerlerini diğerlerine göre daha fazla tercih ederler. Bunlar arasında başta gelenler parmak araları, el bileği, dirsek veya diz kıvrımları, bel veya göbek çevresi, göğüsler veya cinsel organlar ve çok küçük çocuklar ile yaşlılarda baş, boyun, yüz, avuç içi ve tabanlardır.
Uyuz olan bireyler üzerlerinde genellikle sadece 10 ila 15 yetişkin akar taşır ve her akar yarım milimetreden daha küçüktür. Bu onları fark etmelerini çok zorlaştırır.
Çıplak gözle, derideki küçük siyah noktalar gibi görünebilirler. Mikroskop, cilt kazıma işleminden geçen akarları, yumurtaları veya dışkı maddesini tanımlayabilir.
UYUZ HASTALIĞI NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Uyuz hastalığı kendiliğinden iyileşmez, çünkü uyuz akarları kendiliklerinden bulundukları vücudu terk etmezler. Hastalık sadece akarları öldüren reçeteli ilaçlarla tedavi edilebilir.
En yaygın tedavi, bir krem veya losyonun boyundan aşağıya tüm vücuda uygulanmasıdır. Bu krem ya da losyon vücut üzerinde 8 – 14 saat bekletilir ve sonrasında yıkanılır.
Kullanılan krem ve losyonlar arasında permetrin içeren kremler, sülfürik merhemler, lindan içeren losyonlar, krotamiton içeren kremler ve benzil benzonat losyonları bulunmaktadır. Bazı durumlarda uyuz tedavisi için hap reçete edilebilir. Kullanılan ilaca bağlı olarak tedavi üç güne kadar sürer.
Uyuz tedavisinde kullanılan ilaçlar uyuz akarlarını ve yumurtaları hemen öldürerek etkisiz hale getirse bile, hissedilen kaşıntıyı hemen gideremezler. Bu, deride devam eden alerjik reaksiyonun sonucudur.
Özellikle geceleri yoğunlaşan kaşıntıyı gidermek için antihistaminik haplar ya da hidrokortizon kremleri kullanılabilir. Ancak hidrokortizon kremi uyuz uyuz döküntülerinin görünümünü değiştireceği için durumu teşhis etmeyi zorlaştırabilir.
Bu yüzden kremi sadece doktor onayıyla kullanmak gereklidir. Buna ek olarak çay ağacı yağı ve aloe vera kremleri de kaşıntıyı hafifletmek için kullanılabilir. Ancak bunların da doktor kontrolünde kullanılması gereklidir.
Uyuz hastalığının yayılmasını engellemek için bir bireye uyuz teşhisi konulunca, kişiyle yakın fiziksel teması olan herkes de tedavi edilmelidir.
Aynı yatakta uyumak, el ele tutuşmak ve birlikte banyo yapmak gibi faaliyetler uyuz akarlarının bir bireyden diğerine geçişini mümkün kılar. Semptomların ortaya çıkmasının dört ila altı hafta arasında sürmesi nedeniyle hane halkının tüm üyelerinin tedavi edilmesi önerilir.
Uyuz akarları kıyafetlerin, yatak takımlarının, mobilyaların veya havluların yüzeyinde iki ila üç gün yaşayabilir. Geride bırakılmış akarların öldüğünden emin olmak için, kullanılan çarşafları ve kıyafetleri sıcak suda yıkamak ve ideal olarak sıcak bir kurutucuda kurutmak gereklidir. Yıkanamayan eşyalar yedi gün boyunca kapalı plastik bir torbada tutulmalıdır.