Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölgesi Kızamık ve Kızamıkçık raporuna göre Türkiye, son bir yılda görülen 457 kızamık vakası ile Rusya ve Tacikistan’ın ardından hastalığın en çok görüldüğü 3’üncü ülke oldu.
Bu 457 kızamık vakasının 343’ünün 2023 yılı ocak ve şubat aylarına ait olduğu bildirildi. Kızamık komplikasyonları ve ölüm açısından en riskli grubun 5 yaş altı olduğunu ifade eden İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Savaş Vural, “1 yaş altı vakaların neredeyse tümü, 1-4 yaş aralığındaki çocukların ise yarısından fazlasının aşısız olduğu ortaya çıktı” diye konuştu.
“KIZAMIK HAFİFE ALINMAMALI”
Ocak, şubat ve mart aylarında Türkiye’de kızamık vakaları artış gösterdiğini belirten Dr. Vural, “Vakaların yeniden arttığı bu dönemde hastalığa ve sonuçlarına bakıldığında artışın asıl nedeni koronavirüs salgını ile artan aşı karşıtlığı ve düzensiz göç. Kızamık hafife alınmamalı, ölümcül ve yoğun bakıma yatırılma gerektirebilen bir hastalık. Hatta kızamık geçiren bir kişide kalıcı hasar da oluşabilir. Her yaşta görülebilen bir hastalık ama en çok çocuklarda görülüyor. Eksik aşılı veya aşılanmamış yetişkinlere de çocuklar aracılığıyla bulaşıyor. Günümüzde kızamığın yayılmasının en önemli sebebinin aşı karşıtlığı olduğu söylenebilir” ifadelerini kullandı.
“YETİŞKİN BİRİ HİÇ AŞILANMADIYSA BİRER AY ARAYLA AŞI YAPTIRABİLİR”
1 ve 4 yaşlarında olunan kızamık aşılarının büyük oranda koruyuculuk sağladığını ancak yine de hastalıkla karşılaşılabileceğini ifade eden Dr. Vural, “Eğer yetişkin biri hiç aşılanmadıysa birer ay arayla kızamık aşısı yaptırabilir. Kızamık vakalarının özellikle büyük şehirlerde arttığı ancak şu an salgın alarmı niteliğinde olmadığı söyleniyor. Ancak aşılama yapılmazsa tehlike kapıda. Koronavirüs salgınından sonra artan aşı karşıtlığı, veri eksikliği ve düzensiz göç salgın hastalıkların yayılmasına neden oluyor. Ocak ayından bu yana artan kızamık vakaları, aşılama konuşunsa ailelerin bilinçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor” diye konuştu.