Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaklaşık 7 milyon kişiyi ilgilendiren 2022 yılı için geçerli olacak asgari ücreti açıkladı.
Erdoğan, asgari ücretin yüzde 50.54 seviyesinde artırılarak 4 bin 253 TL olduğunu duyurdu.
Erdoğan söz konusu artışın son 50 yıldaki en yüksek artış olduğunu ifade etti.
Öte yandan asgari ücretten alınan gelir vergisi ile damga vergisi de kaldırıldı.
Uzman isimler Asgari Ücret ile ilgili değerlendirilmelerde bulundu.
‘BİZİM DE TAHMİNLERİMİZİN ÜSTÜNE ÇIKTI’
İstanbul Üniverstesi Öğretim Üyesi Sefer Şener CNN Türk ekranlarında asgari ücret ile ilgili yaptığı değerlendirmede, “4 binin mutlak suretle üzerinde olacağını konuşmuştuk. 4 bin 96 liraya kadar çıkacağını söylemiştik. Bizim de tahminlerimizin üstüne çıktı. Bu son 50 yılın rakamı bizim tahminimiz yüzde 43 civarıydı. 6 milyon 400 bin kişi asgari ücretli ama 13 milyon çalışanımız var. Bunlara da yansıyacaktır.” dedi.
“Bununla da kalmayacak emeklilere de yansıyacaktır.” diyen Şener, açıklamalarının devamında şu ifadeleri kullandı:
Kamudakiler için de 2 yıllık süreç için yüzde 25 üzerinde bir rakam revizesine gidecek. Emeklilere de yansıtılacak, çalışanlara da ve memurlara da yansıyacak.
Her defasında bahsettik belki ama gıda fiyatları enflasyonu zaten belli. Konutu vs katınca yüzde 30’un üzerini görüyorsunuz. TÜİK’in açıkladığı rakam asgari ücrete göre etkili ama sadece ona göre belirlenmiyor. Ülke olarak büyüme artışı var. Buradaki refah payının da yansıtılması lazım. Kurlardaki oynaklığa bakıyorsunuz.
‘GELİR DAĞILIMINI DİKKATE ALMANIZ GEREKİYOR’
Tümüne topyekün bakınca bir anlam ifade ediyor. Böyle belirlenmesi gerektiğini de hep açıkladık. TÜİK’in rakamlarıyla sadece belirlenmiyor. Kur artışlarının getirdiği hesaplanması gereken durumlar var. Turizmde rekorlar kırıldı, ihracatta da bu şekilde. TÜİK ile sadece hesaplanmadığını zaten biliyorduk. Gelir dağılımını dikkate almanız gerekiyor. Sadece TÜİK rakamları baz alınmıyor. Gelinen noktada bu eleştirilerin yerinde olmadığı ortaya çıktı. Hissedilen enflasyonun da farkında olunduğu anlaşılıyor.
Toplumun kullandığı 15-20-30 mal çeşidine göre enflasyonun yüksek olduğunu zaten söylüyoruz. Yükünü çekecek olan işveren ve hükümet… Asgari ücret düzeyinde hiç yapılmamıştı. Çok yüksek bir rakam açıklanan enflasyon üzerinden de çok çok önemli.
TÜRK-İŞ 4 bin TL altı olmaz demişti. İşveren de düşünüyordu. Tek kişi çalışan bir asgari ücretlinin rakamıydı bu. 4500’lü seviyelere kadar taşınabileceğini düşünüyorum. İlave ödemelerle… Asgari ücrete yapıldı. Şimdi üzerinde çalışanlara ne olacak. Bu seviyenin altına düşmeyeceğine göre bu oranda işverenlerinin düzenleme yapması gerekiyor.
Brüt ücret üzerinden geçtiğimiz agari ücrette 250’ye yakındı şimdi 350-400 kalkmış oldu. Yüzde 2’lik işsizlik ödeneği payı var. Bu rakamlarda anlaşılmış. O kısımlarda yeni bir düzenleme yapılacak. Yüzde 15,5 olan SGK prim payı 9’lar seviyesine getirilecek. Bu şekilde yapılırsa işveren üzerindeki payın 5500 payına kadar düşeceğini öngörüyoruz. Onun sözü verildi.
O da yapılınca işveren payı düşmüş olacak. İşsizlik sigorta primi yüzde 1 ama işveren için yüzde 2. Toplamda önceki rakama göre 50 TL işçiden, 55 TL işverenden kesiliyordu. Söylediğimiz işsizlik sigorta primi bu.
ENFLASYONU NASIL ETKİLER?
Hayırlı olsun fakat enflasyona yansıması tabii ki olur. İlave artışın alınan ürünlere de yansıması olacak. Yüzde 50-60-80-90 verirsiniz ama zam olarak fiyat artışı olarak dönüyorsa burada problem.
Enflasyona da akaryakıt günlük değerler olarak giriyor. Bunun asgari ücretle alakası yok. Aşağı inişi de yukarı çıkışı da oluyor. Kiralara, market fiyatlarına yansıyacak mı? Yansıtılmaması gerekiyor…
Önlemler son dönemde de gündeme gelen stokçuluk ve fiyatlar üzerinde spekülatif hareketlerle işlem yapılmamalı. Yılın ilk 3 ayı bekleniyor. Sonrasında enflasyonda aşağı yönlü ivmelenme olacaktır. Önlem dediğimiz şey spekülatif hareketlere karşı gelmektir. Kur maliyetler vs artış bunlara yönelik söylemiyoruz önlemleri.
Arzı düzenlemekle ancak mümkün. Fiyat artışları sadece bunlarla alakalı değil. Spekülatif fiyat artışları var. Önlem dediğimiz şey bu. Günlük fiyat değişimlerine gidiyor marketler. Toptan alıp günlük yansıtıyorlar. Enflasyonla ilgili kısımda arz tarafı var.
‘ÜLKEDEKİ TARTIŞMALARI DA GERİDE BIRAKMIŞ OLDUK’
Ekonomist Doç. Dr. Yüksel Okşak ise yağtığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:
Kendi tahminim 4 bin ila 4 bin 500 arasında geleceğini belirtmiştim. Bu yılki asgari ücret tespit komisyonu oldukça rahat bir çalışma ortamı geçirmiş oldu. Beklentilerin üzerinde bir artış oldu. Ülkedeki tartışmaları da geride bırakmış olduk.
Enflasyona ezdirilecek mi tartışmaları yoğun geçiyordu. Gelir vergisi tarafı beklenen bir şey değildi. Sayın Cumhurbaşkanı o anlamda da bir müjde vermiş oldu. bugün bir faiz kararımız da vardı. Dünyanın şu anda enflasyon diye bir derdi var. Dünyada 2+2’nin artık 4 etmediği bir konjektürden geçiyoruz. Genel olarak dünya fotoğrafı çekelim dersek dünyanın enflasyonla, yetersiz büyüme ile başı dertte. Burada pozitif ayrışıyoruz, büyüme rakamları geçtiğimiz günlerde açıklanmıştı. Türkiye bir model tercih etti. Bir şeyi tercih ederken başka bir şeyin getireceği dezavantaj ve avantajları terk etmiş oluyorsunuz.
‘İŞÇİ KESİMİNİ ENFLASYONUN MEYDANA GETİRDİĞİ ETKİDEN KURTARMIŞ OLDU’
Durup dururken keyfiyetten bugün bir model değiştirelim açıklamalarına katılmıyorum. Türkiye bu modelle sıcak parayı tercih etmemiş oldu. Bizim modelimiz alışılageldik yorumlarımızı yapabileceğimiz bir yol ve yöntem değil. Alışmadığımız bir yöntem. Türkiye’nin kısa ve orta-uzun vadede beklediği avantajlar var.
Biz kısa vadede istihdam artışını hedefliyoruz. Kısa vadede yeni modelin getirilerini Türkiye yavaş yavaş elde etmeye başladı. Yeni dönemde inanıyorum ki FED faiz arttırımına gitmedi, biz yolumuzdan şaşmadık. İnsanların temel beklentisi şu; daha dar bantta dalgalanan bir kur ve daha istikrarlı, toparlanmış enflasyon. İşçi kesimini enflasyonun meydana getirdiği etkiden kurtarmış oldu.
‘GELİR VE DAMGA VERGİSİNİN KALDIRILMASI ÖNEMLİ’
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Hepşen ise 4 bin 250’nin genel beklentilerin de üzerinde olduğunu belirtti. Hepşen işveren açısından bakıldığında da gelir ve damga vergisinin kaldırılması önemli bir toplumsal uzlaşı olduğunu iafade etti. Hepşen şöyle konuştu:
VATANDAŞIN ALIM GÜCÜ ARTAR MI?
Tabii ki bu rakam rahatlatacaktır. Burada paranın satın alma gücü daha da önemli. Enflasyon düzelirse satın alma gücü artacaktır. Bu rakam refah seviyesinin artması açısından önemli. Her ne kadar emeğin karşılığını parayla ölçemesek de bu toplumsal uzlaşıyı yakalamanın işçi ve işveren açısından önemli olduğunu düşünüyorum.
Enflasyondaki gelişmeler önemli, belirleyici olacaktır. 2022’in ilk çeyreğindeki enflasyondaki gelişme 2022 için belirleyici olacaktır. Yılın ilk 3 ayı çok kritik. 2022’nin seyrini bize net şekilde ilk 3 ay gösterecek.