Türkiye’nin geleceğinin girişimcilikte olduğunu belirten Varank, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak biz girişimciliğin hamisi bir bakanlığız. Gerek geleneksel girişimcilik, gerek teknoloji tabanlı girişimciliğe çok farklı destekler veriyoruz. TÜBİTAK’la, KOSGEB’le, kalkınma ajanslarıyla gerek fonlama olsun, gerek mentörlük olsun, farklı programların devreye girmesiyle biz girişimci gençlerimizi destekliyoruz. Bunun yanında Teknoparklarımızla AR-GE ve tasarım merkezlerimizde KOSGEB’e bağlı TEKMER’lerimizle de girişimci gençler başta olmak üzere Türkiye’de kendi fikrini ticarileştirmek isteyen işletmelere mekansal destekler veriyoruz. Girişimcilerimiz neden Teknoparkları, TEKMER’leri tercih ediyor. Teknoparkların ve TEKMER’lerin vergisel manada oldukça ciddi avantajları var. Bunun yanında mentörlükten iş geliştirmeye kadar biz Teknoparklarımızda, TEKMER’lerimizde genç girişimcilerimize ihtiyaç duydukları alanlarda gerekli yönlendirmeleri yapıyoruz. BEBKA’da Bursa’da önemli bir ihtiyaç olarak gördüğümüz şu anda 2 tane Teknoparkımız tamamen dolu.
Genç girişimcilere bir ofis vermek, onları misafir etmek anlamında bu güzel girişimi hayata geçirdiler. Ve şu an genç girişimci arkadaşlarımızı burada misafir ediyorlar. Biz 21 senedir Türkiye’de AR-GE ve inovasyon ekosistemini adeta sıfırdan inşa ettik. Bunu söylediğimizde zaman zaman itiraz edenler oluyor ama bir resmi anlatabilirsek bu söylediğimizin ne kadar doğru olduğunu da arkadaşlarımız görebilirler. Biz iktidara geldiğimizde Türkiye’de sadece iki tane Teknopark vardı. Ve bu 2 Teknopark da sadece 680 kişi çalışıyordu tüm Türkiye’de. Şu anda Türkiye’nin dört bir tarafında 98 Teknopark var ve Teknopark da 9 bine yakın şirket 90 bin araştırmacı faaliyetlerine devam ediyor. 2 Teknoparktan, 98 Teknoparka 680 araştırmacıdan 90 bin araştırmacıya.
‘SON BİRKAÇ HAFTAYA BAKTIĞIMIZDA BİLE NELERİ BAŞARDIĞIMIZI GÖREBİLİRİZ’
2002 senesinde tam zaman eşdeğer AR-GE çalışanı ülkemizde 39-40 binler seviyesindeydi şu anda tüm Türkiye’de 222 bin ARGE yapan tam zamanlı personel var. Bunlar büyük rakamlar ve AR-GE’ye inovasyona yaptığımız yatırımlar sayesinde Türkiye’nin katma değerli üretimde çok hızlı yol alabildiğini de görebiliyoruz. Son birkaç haftaya baktığımızda bile neleri başardığımızı görebiliriz. Türkiye’nin otomobili şu anda yollarda. Türkiye’nin en büyük AR-GE merkezlerinden bir tanesi Togg’un bünyesinde. TCG Anadolu’yu donanmamıza teslim ettik. Türkiye’nin metre altı çözünürlükteki ilk yerli ve milli uydusu İmece’yi uzaya fırlattık. Bugün TUSAŞ’ın geliştirdiği ATAK-2 helikopteri uçtu, Hürjet’imiz havalandı, Gökbey helikopterimiz Ankara’dan İstanbul’a uçarak gitti. Gökbey helikopterini kendi yerli ve milli motorumuz TS1400’de uçurduk. Eskişehir 5 bin elektrikli ana hatlı lokomotifimizi raylara indirdik bunların tamamı son 3 haftada gerçekleştirdiğimiz ve hepsi yüksek teknoloji, AR-GE ve inovasyonla elde edilmiş ürünler.
‘ALIN TERİ DEĞİL, AKIL TERİ’
Özellikle gençlerimize yatırım yapmamız lazım. Biz gençlerimizin kabiliyetlerine güveniyoruz biraz önce arkadaşlarımızla bir araya geldik. Oyun geliştirenden bir platform tasarlayana genç arkadaşlarımız, şirketlerini kurmuşlar, ürünlerini geliştirmişler ve bunları hem pazarlıyorlar ve inanıyorum ki dönemde ihracat da yapabilecekler. Bundan 5-6 ay önce Hacettepe Teknopark’a gittik orada yine sizin gibi genç 9 arkadaşımızın kurduğu bir oyun firmasını ziyaret ettik. O genç arkadaşımız geliştirdiği sadece bir tane oyunu 200 milyon dolara Amerika Birleşik Devletleri’ne satmış. Gerçekten müthiş bir katma değer. Alın teri değil, akıl teri. Sordum arkadaşımıza, oyunu sattınız ama nasıl yönetebiliyor mu Amerikalı firma. Bakanım, aslına bakarsanız çok iyi götürmüyorlar ama önemli değil biz zaten yeni oyunumuzu yazmaya başladık dedik. Ama şunu da ilave etti Bakanım 200 milyon dolara biz oyunumuzu sattık bu sene 200 milyon liranın üzerinde vergi vereceğiz, ben daha birkaç yıllık bir firmayım ve Ankara’da vergi rekortmenleri arasına gireceğim. Genç arkadaşlarımızın 3 senede, 5 senede sıfırdan kurup geliştirdikleri bir firma yıllardır faaliyet gösteren on yıllarca faaliyet gösteren şirketlerin önüne geçebiliyor. Biz Türkiye’nin geleceğinin girişimcilikte olduğunu biliyoruz genç arkadaşlarımızın kabiliyetlerinde olduğunu biliyoruz ve onun için de genç arkadaşlarımızı desteklemeye devam edeceğiz. Biz TEKNOFEST’i 2018 yılında başlattığımızda 20 bin genç TEKNOFEST’teki teknoloji yarışmalarında yarışmacı olmak için başvurmuştu. Bu sene 41 farklı kategorideki yarışmalarımıza ve bunların bir kısmı gerçekten yüksek mühendislik gerektiriyor. Çok detaylı ve gerçekten özverili çalışmalar gerektir. Hyperloop yarışmasından, çip tasarım yarışmasına kadar bu sene 41 farklı kategoride 300 binden fazla takım, 1 milyon yarışmacı TEKNOFEST yarışmalarına başvurdu. Müthiş bir rakam dünyada 1 milyon genci dahil edebildiğimiz başka bir yarışma yok. Bunu nasıl başardık, gençlere yatırım yaparak AR-GE inovasyon ekosistemine yatırım yaparak TEKNOFEST kuşağına yatırım yaparak ve şuna inanıyoruz. Bizler sizin abileriniz olarak aslında bizim tek bir görevimiz var sizin önünüzü açmak size bu imkanları sağlamak. Türkiye yüzyılını asıl inşa edecek olanlar, siz değerli genç arkadaşlarımızsınız. Bizler de size yol arkadaşlığı yapmaya devam edeceğiz” dedi.