Norm Haber

Yanlış mı tanıyoruz? Mevlana, Nasreddin Hoca’yı öldürttü mü?

Mevlana oğlunun cenaze namazını neden kıldırmadı? Ahi Evren, Şems'in öldürülmesine neden izin verdi? Herkesin merak ettiği o sorulan henüz bir cevabı yok. Mevlana mı haklı, Ahi Evren mi? İşte haberin ayrıntıları...

Onedio’dan Görkem Kızıldağ’ın haberine göre, Tarihçi Ümit Doğan’ın büyük tarihçilerden derleyerek bizlere ulaştırdığı iddiaları gündeme damga vuracak türden. Bu yüzden de çok tepki topluyor; ancak kendisi yazmaya devam ediyor.

Doğan’a göre Mevlana, saraya yakındır ve Moğolların adamıdır. Moğol ordusu Anadolu’yu baştan başa yakıp yıkarken onlara yardım eder. Hatta tarihte denir ki Moğolların yaptığı katliamlar ta Afrika’dan duyulur.
Mevlana’nın Moğollarla münasebeti ve Ahi Evran ile düşmanlığını ise yazan ilk tarihçi Doğan değil.

Kendisinin de ifade ettiği gibi tarihçilerin kutbu Halil İnalcık, Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet adlı kitabında durumdan bu şekilde söz ediyor.
Mevlana’nın torunu Ulu Arif Çelebi’nin hizmetine giren Ahmed Eflaki ise 14. yy.da yazmış olduğu “Ariflerin Menkıbeleri”nde Mevlana’nın doğrudan Moğollar’dan yana olduğunu açıkça belirtiyor.

Mesela Mevlana; Anadolu’yu işgal eden, binlerce Türk’ü katleden Moğol Komutan Baycu Noyan’ı “Evliya” olarak nitelendirir.
Bu arada Prof. Dr. Mikail Bayram’a göre Mevlana’nın Moğollarla ilişkisi hocası Şems ile tanıştığında başlar. Ayrıca Bayram’a göre Mevlana’nın bir diğer hocası Seyyid Burhaneddin de Moğol yanlısıdır.

13. yy.da yaşamış bir başka tarihçi İbn-i Bibi ise Moğol ordusunun yanında savaşan Kalenderi dervişleri olduğunu nakleder. Mikail Bayram, Şems’in de bir Kalenderi olduğunu hatırlatır ve bu iki bilgiyle durumun açık olduğunu söyler.
Anadolu’yu yerle bir eden Moğolların yanında saf tutan Mevlana, Ahi ve Türkmenlerle mücadele etmesinin ödülünü de alır tabii.

Moğollar, Ahilere ait olan tekke ve zaviyeleri Mevlevilere verir. Hatta Eflaki’nin aktardığına göre Kayseri’yi ele geçirip binlerce insanı katleden Moğollar, o sırada Kayseri’de olan Seyyid Burhaneddin’in eteklerine para saçarlar. Ayrıca Seyyid Burhaneddin öldüğünde onun türbesini de Moğollar inşa eder.
Anadolu Selçuklarının Kösedağ Savaşı’nı kaybetmesi üzerine Moğollar birçok şehri yağmalarken Kayseri’deki Ahiler, Moğollara karşı 17 gün boyunca şehri savunurlar.

Sonunda şehre girmeyi başaran Moğollar pek çok Ahi’yi katledip ev ve iş yerlerini yakarlar. Ahi Evren’in eşi Fatma Bacı ise Moğollara esir düşer. Eflaki’nin verdiği bilgiye göre Mevlana’nın başdüşmanı olan Ahi Evren ise bu sırada Konya’dadır.
Bu arada Ahi Evren’in Nasreddin Hoca olup olmadığı tartışmalı bir konu olup Mikail bayram, Ahi’nin latifeler içeren iki kitabını ortaya çıkarır.

Ve bu kitapları Nasreddin Hoca fıkralarıyla karşılaştırır. Bazı fıkralar bizzat aynı, bazıları ise oldukça benzerdir. Ahi Evren de bir dönem Kırşehir’de yaşamıştır. Ayrıca Mevlana, Ahi için Mesnevi’de ‘Cuha’ (komik güldüren kimse) olarak nitelendirip hicveder. Bu da iddiaları güçlendirir. Ayrıca Eflaki, Ahi’den ‘Vezir Nasreddin’ diye bahseder.
Mevlana ile Ahi Evren arasındaki anlaşmazlık ise II. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde başlar. Mevlana Keyhüsrev’e yakınken Ahi Evren Alaeddin Keykubat’a yakındır.

Hatta Ahi Evren, Keyhüsrev döneminde tutuklanır bile. Keyhüsrev’in ölümünden sonra Ahi ve Türkmenler için af çıkar ve Ahi Evren serbest kalarak Denizli’ye gider. Ancak II. İzzeddin Keykavus, Ahi Evren’i Konya’ya getirir ve Vezir yapar. Böylece Ahi ve Türkmenler, Moğollar’a karşı Keykavus’un yanında toplanırlar.
Ve Şems’in öldürülmesi de bu dönemde gerçekleşir. Ahi Evren’in dergahında yapılan bir törende Konya’nın şeyh ve alimleri bir araya gelir.

Törenden sonra Şems, içlerinde Mevlana’nın oğlu Alaüddin Çelebi’nin de bulunduğu yedi kişi tarafından öldürülür. Cesedi de Ahi Bedrüddin diye bilinen bir zatın bahçesindeki kuyuya atılır. Bu olay, Ahi Evren ile Mevlana’nın arasını iyice açar.
Alaüddin Çelebi artık asi olmuştur ve baba evinden ayrılır. Şems olayından sonra ise zaten Ahi Evren de Konya’dan ayrılarak Çelebi ile birlikte Kırşehir’e yerleşir ve bir isyan başlatırlar.

Mevlana ise Ahi’yi yılan olarak niteleyerek oğluna 3 tane mektup yazarak geri çağırır. Hatta Mevlana özlem ve kinini şu mısralarla dile getirir:“Ey sevgili hata ettin, bir başka sevgiliye koşulup gittin. (…) Dedim sen bir balıksın, Yılanla niye arkadaşsın? Ey yanlış iş yapan yine yalana koşulup gittin.”
Ancak Alaüddin Çelebi babasının bütün çabasına rağmen Kırşehir’den ayrılmaz.

Moğol yönetimi ise Kırşehir’de Ahi ve Türkmen isyanının bastırılması için Cacaoğlu Nureddin’i (Cacabey, Nureddin Caca) görevlendirir.
Cacaoğlu Nureddin, emrindeki orduyla Kırşehir üzerine yürür ve ay tutulmasının olduğu bir gecede Kırşehir’deki Ahileri katleder.

Bu katliamdan ne Ahi Evren ne de Mevlana’nın oğlu Alaüddin Çelebi sağ çıkar. Çelebi’nin cesedi Konya’ya getirildiğinde Mevlana namaz kıldırmaz; çünkü oğlu meşru Moğol yönetimine karşı başkaldırmış bir asidir.
Ayrıca Mevlana, Ahi Evren’in öldürülmesinden duyduğu memnuniyeti de şu şiirle dile getirir: