Bülent Civanoğlu
Bülent Civanoğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Bir kitabın bize hatırlattıkları

Meslek büyüğümüz Yüksel Baysal’ın yazdığı, Kore savaşına Türkiye’nin nasıl dahil olduğunu ve savaşan askerlerin anılarından oluşan ‘Sabahın Sessizliği Ülkesi’ kitabının geçmiş günlerde düzenlediği imza gününe Genel Yayın Yönetmenimiz Esat Kaplan ile katıldık.

Ben bu anılara çok aşinaydım.

Çünkü Hatay Kırıkhan Askerlik Şubesi’nde askerliğimi yaparken Kore gazilerinin sağlık karneleri burada onaylanırdı. O zaman yaşı ilerlemiş olan gaziler sanki askere alınacakmış gibi heyecanlı bir halde gelirler biz onların eline bir çay tutuşturduğumuzda başlarlardı Kore’yi anlatmaya.

Kırıkhan’da o zaman fazlaca Kore gazisi vardı. Ve ben Yüksel Baysal’ın kitabını okuyunca keşke anlattıklarını kayda alsaydım diyerek hayıflanmadım değil.  Kitabı okudukça Nazım’ın’ Vatan haini’ şiirini anımsadım.  Çünkü binlerce kilometre öteye Amerika’nın ‘yankee’lerini kurtarmak için Demokrat Parti’nin ve Adnan Menderes’in Anadolu’nun kavruk çocuklarını nasıl ölüme yolladığı, buna karşı çıkanların nasıl ‘vatan haini’ ya da ‘moskof domuzu’ olarak yaftalandığı geldi aklıma.

Evet seçim meydanlarında asıldığı için Adnan Menderes’in faziletlerini anlatanlar sanki başbakanı Cumhuriyet Halk Partisi asmış gibi belagatle nutuklar atıyorlar. Ama işlerine gelmediği için bu yankeeleri kurtarmak için Kunu-ri’de vatan evlatlarının ABD tarafından dımdızlak bırakılarak yüzlerce şehit verildiğinden bahsetmezler.

Yassıada davalarında bile darbeci askerler Adnan Menderes’i yargılarken Kore konusunu açmamak için özel gayret sarf etmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı köpek, bebek ve örtülü ödenekten para harcamak gibi kıytırık suçlamalarla ipe yollanmıştır.

Kimse Türkiye’nin anahtarlarının ABD’ye teslim edilmesi için yüzlerce Türk askerinin başka bir kıtada ne işi var diye sormamıştır. Bunlar sorulmadığı için bugünkü iktidar sahipleri miting meydanlarında Adnan Menderes ve Demokrat Parti’yi özgürlük ve demokrasi kahramanı olarak anlatıyor.

Rivayet odur ki Mustafa Kemal ve İsmet İnönü o meşhur rakı soflarının birilerinde sohbet ederken Atatürk şöyle bir cümle kuruyor:

‘Kimseyi dar ağacına yollama İsmet, çünkü yaptıkları unutuluyor asıldıkları unutulmuyor…’

Bu söz bile tarih ve zaman içerisinde bir çift mavi gözlü adamın her zaman ne kadar haklı olduğunu göstermiyor mu?

NOT-Gazeteci Yüksel Baysal, yeni yayınlanan ‘Sabahın Sessizliği Ülkesi’ kitabı ile 20 Nisan Cumartesi günü Türkiye Muharip Gaziler Derneği’nde düzenlenen imza gününde yeniden okuyucusuyla buluşacak.

 

HABERLER