Çocukken gazete bayisinden aldığım ve tam bir hafta boyunca defalarca okuduğum Leman dergisinde tanıdım onu.
Siyah beyaz fotoğrafında bile sigaradan sararmış sakalları ve dev gibi cüssesi belli oluyordu.
Leman dergisi o dönem ergenlik çağındaki çocuklara soldan vuran bir mum ışığı gibiydi.
Ve onun okuduğum ilk şiiri “Ölü militan baharı“nı hala ezbere bilirim. O saman kağıdına basılan derginin yapraklarından fırladığı gün sanki dünmüş gibi.
Can Yücel’i nasıl tanıdıysam Federico Garcia Lorca‘yı da Pablo Neruda’yı da o saman kağıtlarında buldum.
Bu dergiyle aynı zamanlarda başlayan başka bir merakım da filmlerdi.
Yaşadığımız küçük ilçede bulunan sinema, araya parça atıldığı için, bizlere yasaktı. Ama gereği de yoktu.
O zamanki TRT propaganda kanalı olmamış, dünya filmlerini tek tek yayınlıyordu.
Hatta yıllar geçti, Hürriyet gazetesinde çalışırken, sinema meraklısı bir stajyer, bu kadar filmi nasıl seyrettiğimi sorduğunda “TRT dedim”, bana inanmayarak bıyık altından gülmüştü bile.
Theodorakis’in müziğini de ilk kez TRT’nin yayınlandığı Anthony Quinn’in oynadığı Zorba’da dinledim. Sonra Zorba’yı kaleme alan Nikos Kazancakis’in Türkçe’ye çevrilen bütün eserlerini okudum.
Mikis Theodorakis’in müziği gözümden bir perdeyi kaldırmıştı.
Theodorakis, ömrünü insanlığa adamış bir sanatçıydı. 17 yaşında Nazi faşizmine karşı durmuştu. Naziler tarafından kurşuna bile dizildi, ama mucize eseri hayatta kaldı.
Vatanından sürgüne gönderildi.
Filistin’e sahip çıkarak İsrail’i ve ABD’yi yerden yere vurdu. Ülkesinde ve dünyada hep bir şeyleri değiştirmek istedi. Bakanlık yaptı ama fahiş fiyatla devlete dezenfektan satmak aklından bile geçmedi.
Bizim liboş solcular gibi arkasını güce vermedi. Yanlış giden sistemin karşısında, ezilenlerin yanında oldu.
Geçtiğimiz günlerde 96 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Ben ölümünü duyunca üzerime bir mor yağdı.
Can Yücel’in onun için yazdığı “Akis” adlı şiir geldi aklıma:
“Sen çaldıkça Theodorakis
Bir mor yağıyor üstüme…
Dudaklarım öpüşmekten mosmor…
Bir putum sanki ilahilerle
denize fırlatılmış
Ve bir deniz yağıyor üstüme
Bakma sen sevgili Teodorakis
Açgözlü güvercinlerin didiştiklerine!
Avluların o en çakırkeyiflisine
Mısır daneleri gibi serpilmişler ama
Mısır danesi değil ki bu adalar
Ne de biz güverciniz…
Sekerek o güneş güzeli çakılların üzerinden
Çıplak ayaklarımızın su sesleriyle
Birbirimize
Ve kendimize
Bilakis
Sen çaldıkça Teodorakis
Bir mor yağıyor üstüme”
Ve bitirirken başka bir devin dizeleri geldi aklıma: “O güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler…”