Türkiye’de yıllardır yayınlanan ve bugünlerde adı “Kim Milyoner Olmak İster” olan yarışmasını merkeze alan bir filmdi, “Slumdog Millionaire.”
Hikaye 3 yıl Türkiye’de görev yapmış Hintli bir diplomat tarafından yazılmıştı.
Film 2009 yılında tüm dünyayı kasıp kavurmuş, 377 milyon hasılat yapmış, en iyi film dahil tam 7 Oscar heykelciğine kavuşmuştu.
Filmde Cemal Malik isimli Müslüman bir Hintli’nin gecekondularda yaşadığı dram ve hayatının yıkımları, yarışmada karşısına soru olarak çıkıyordu.
Cemal Malik, yarışmaya hem çocukluk aşkını bulmak için hem de şansını denemek için girmişti. Soruları arka arkaya bilince 1 milyar nüfusa sahip Hindistan’da kahraman olmuş, milyonlarca kişi soluk almadan Cemal Malik’i seyrediyordu.
Milyonlarca rupi kazanırken nasıl öksüz ve evsiz kaldığı, kardeşinden nasıl ayrıldığı, hayata ofis boy olarak tutunmaya çalıştığı sorulan sorularda geri dönüşlerle anlatılıyordu.
Cemal Malik soruları bildikçe zafer gecekonduların oluyordu. Bu eğitimsiz çocuğun soruları ardı ardına bilmesi şüpheli bulunuyor, polis tarafından işkenceye bile uğruyordu. Yüzüklerin Efendisi’nin Rohan Kralı Theoden’in “Öleceksem anlatılır bir son olsun” tadında bir finalle de bitiyordu.
Bu çocuk torpilsiz olarak girdiği yarışmadan milyonlarca rupi, kolunda çocukluk aşkı ve gecekondu mahallelerinin külkedisi olarak ayrılıyordu.
Bu yarışma programı filmdeki formatın aynısı ile Türkiye’de yıllardır devam ediyor. Son sunucusu Kenan İmirzalıoğlu.
Murat Ağırel’in yazısından okuduk ki bu yarışmada da torpil adeta tavan yapmış.
Son günlerde ortaya çıkan belgelerden torpilin, adam kayırmanın, televizyon programlarına kadar indiğini öğreniyoruz.
Gazeteci Ağırel, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) yöneticilerinin bu programa ön elemeden bile geçmeden katıldıklarını iddia etti. Hatta, kazandıkları paraların vakfa bağış olarak gittiğini kaleme aldı meslektaşımız. Benim ise sorular şifreli mi ya da bu taktikleri kimden kaptılar, bir fikrim yok!
Tamam, bu ülkede torpil, adam kayırmanın son 20 yılda kitabını yazdılar da yarışma programında da görünce bu kadarına artık pes dedik.
Bu vakfın birkaç gün önce de devlete işe alımlarda, özellikle polis ve asker olacaklara referans olduğunu, torpilsiz iş yapmadığını biliyoruz.
Kredi Yurtlar Kurumu yerleştirmelerinde bile etkin olduğu herkesin dilinde.
O filmde Cemal Malik, kendi başına bir destan yazıp Hindistan varoşlarının kahramanı oluyordu. Türkiye’de gençlerin yaşadığı gerçek hayatta ise bir vakıf; bir cemaat; bir tarikatın gölgesine girmedikçe, bırakın devlette iş bulmayı, televizyon programında yarışmacı bile olamadığı gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Kendilerine dayatılan ya ülkeden gitmek ya da üç harfli marketlerde asgari ücrete çalışmak!