Ben bu mesleğe başladığımdan beri Filistin’de ölen Müslümanlar için gıyabi cenaze namazı kılınmasını kaç kere takip ettim; sayısını hatırlamıyorum bile.
Bilirsiniz, gıyabi namaz bazen Diyanet’in atadığı imamla olur ya da cemaatten ağzı laf yapan bir hoca çıkar, namazı kıldırır.
Yıl galiba 2009…
İsrail yine Lübnan ve Gazze’yi adeta alev kapanına çevirmişti. Ben de muhabir olarak Ulucami’de Cuma namazı sonrası yapılacak protestoları izlemek ve görüntülemek için oradaydım. Çünkü Ulucami avlusu siyasal İslamcıların protestolar için sıkça kullandığı bir alan olmuştur.
Cemaat çıktı, kalabalık bir grup boş olan musalla taşına yöneldi ve saf tuttu. İçlerinden genç bir adam cemaate önderlik ederek başladı İsrail’e lanet yağdırmaya. Kafası öyle bir tülbent ya da bir kumaş parçası ile sarılmıştı ki ilk defa görüyordum; ne kavuk, ne takke, ne de sarıktı!
Dua ederken İsrail’in kahrolacağını öyle inanarak söylüyordu ki boynundaki damarlar çıkmıştı. Tükürükler saçarak avazı çıktığı kadar haykırıyordu.
Cemaat de gaza gelmişti, içlerinde gözyaşı dökenler bile vardı. Duanın bir yerinde Allah’a yalvarırken şöyle bir cümle kurdu: ‘Allah’ım sen bize Selahattin Eyyubi’ler yolla.’
Böyle deyince beni bir gülme tuttu. Tepki çekmemek için arkamı döndüm ve biraz uzaklaştım. Yani bu garip adam sanıyordu ki Selahattin Eyyubi kılıcı çekmiş, 300 bin adamı arkasına almış ve Kudüs’ü kurtarmıştı. Yani bu duayı edenlerden kimse çıkıp Selahattin Eyyubi askerliğinin yanında matematikçiydi, astronomdu, ayrıca doktordu yani zamanın ötesinde ufku olan bir adamdı demedi.
İşte her şeyi şiddet ile çözebileceğini sananların yanılgısıdır bu söylemler. Çünkü bu insanlar evrim teorisine, bilime, matematiğe, tarihe inanmazlar. Ateş ederek her şeyi çözeceğini sanırlar.
Dün Hamas da bunu yaptı. Yaktı, yıktı, sivil çocukları öldürdü. Öyle gözü döndü ki kendisine havlayan köpekleri bile vurdu.
Bugün onların yaptığı eylemi gerekçe gösteren İsrail adeta kana doymaz bir vampir gibi saldırıyor. Birleşmiş Milletler’in ABD’nin, AB’nin, Rusya’nın sesi çıkmıyor. Türkiye’de de o eski ‘Eeeyyyy’ sesi duyulmuyor.
İsrail, bilime, eğitime önem verdiği için koskoca Arap denizinin ortasında 10 milyonluk nüfusu ile yakıp yıkabiliyor. Çölün ortasında bir devletken Türkiye’nin tarım ihracatının katbekat fazlası bir hacme sahip. Sen çıkıp musalla taşının dibinde onlara lanet yağdırırken onlar Nobel üzerine Nobel alıyor.
Sen her şeyi Allah’tan beklerken, onlar Gazze’yi, Batı Şeria’yı, Lübnan’ı, Suriye’yi ateş topuna çevirebiliyor.
Sen Kur’an’ın ilk kelimesini bile görmezden gelirken İsrail bu yüzden sana ateş yağdırabiliyor.
Bugün Cuma…
Yine birileri çıkacak, yine lanet yağdıracak ama emin olun İsrail’e hiçbir şey olmayacak ama bu cahillikle devam edilirse Allah daha ne belalar yollayacak…