Bu satırları yazarken tarihler 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü gösteriyor.
1 Eylül, aslında 2. Dünya Savaşı’nın başladığı tarihtir. Bir daha böyle bir kıyım ve yıkım yaşanmaması temennisiyle böyle bir kara gün seçilmiştir. Ama insanlık savaş baltalarını bir gün dahi gömmemiştir.
1 Eylül, aslında Bursa, Türkiye ve Dünya açısından, radikal İslamcı terör örgütlerinin nasıl tehlikeli olduğunun da göstergesidir.
Zararsız, kendi halinde insanların nasıl beyninin yıkandığını, nasıl radikalleştirilip Allah, cihat diyerek, gözünü kırpmadan kendini ve insanlığı kana bulamaktan kaçınmayacaklarının örneğidir.
Tam 16 sene önce bugün Hürriyet gazetesinde muhabir olarak çalışıyordum. Kızım 1 yaşında olduğundan pek uyku yüzü görmüyorduk. Sabaha karşı tam uykuya dalmışken, telefonun sesi ile uyandım. Telefondaki ses Bursa Bölge Müdürü Fuat Kars’tı. Şimdiki UDEAŞ’ın önünde canlı bomba patladığını söyleyince pantolonumu apartmanın merdivenlerinde giydim!
Olay yerine ulaştığımda o gece nöbetçi olan çalışma arkadaşım Erdoğan Paçin, bütün fotoğrafları ve görüntüyü çekmişti. Terörist, o zaman yeni hizmete giren BursaRay Merinos istasyonuna metreler kala bombanın patlaması sonucu ölmüştü. Şans eseri bombacıdan başka kimseye bir şey olmamıştı.
O dönem Bursa İl Emniyet Müdürü olan Hüseyin Çapkın, olay yerindeydi. Bize olayın nasıl gerçekleştiğini ve canlı bombayı anlattı.
Şanlıurfa’dan Bursa’ya göç eden bir ailenin ferdi olarak 1978 yılında dünyaya gelmişti. Radikal eğilimleri olmayan, namaz kılan bir genç olarak tanınıyordu. Meslek lisesini bitirdikten sonra dil öğrenmek için Özbekistan’a gitmiş ve burada El Kaide’nin Selefi yapılanması ile tanışmıştı. 6 ay sonra geri dönmüştü. Bütün gün odasından çıkmıyordu. Ama nasıl olduysa devletimin radarına takılmıştı (Benim görüşüm CIA bildirmiş olabilir).
1 Eylül 2005 sabahı, elinde, içerisinde dinamit lokumu bulunan çantası ile yola çıkmıştı. Merinos istasyonu yakınlarına geldiğinde çantasında bulunan patlayıcı durup dururken, kendi kendine infilak etmişti.
Bülent Akçiçek, olay yerinde ölmüştü. Asıl hedefinin kimler olduğu hep komplo teorilerinde kaldı.
Bu olayla kendi halinde bir insanın nasıl radikalleştiğini gördük. Şu anda kaç Türk vatandaşının Suriye ve Irak’ta radikal İslamcı örgütler safında savaştığını bilmiyoruz. İçimizde kaç tane “Yalnız Kurt” saldırısı düzenleyecek Bülent Akçiçek’ler olduğunun kaydı yok. Yarın bir iktidar “bu misafirlik bitti” dediğinde Suriyeli sığınmacıların neler yapabileceğinin garantisi yok.
Kaç Taliban militanının Türkiye’ye elini kolunu sallayarak girdiğinin bilgisi yok. Yarın Türkiye’nin en huzurlu şehirlerinden Bursa’da insanların sokağa çıkamayacak hale gelmesinin garantisi yok.
1 Eylül Dünya Barış Günü kutlu olsun!..