Türkiye’nin Islahat Fermanı’ndan bu yana anayasa ve özgürlükler karnesi oldukça zayıf ve ağır aksaktır. Buna karşılık anayasayı çiğneme, delme, ayaklar altına alma… konusunda asker olsun sivil olsun karneleri yıldızlı pekiyilerle doludur. Ne yazıktır ki Türkiye’nin en özgürlükçü anayasası 1961 Anayasası olup onu da darbeci askerler yapmıştır.
Ben çocukken zamanın Başbakanı Turgut Özal‘ın çıkardığı bir yasa Anayasa Mahkemesine takılmış, kendisi şu ünlü vecizeyi demokrasi tarihimize kazandırmıştı: “Aman canım, anayasayı bir kere delsek ne olacak?..”
Ama tarih, anayasayı bir kere delmekle neler olacağını bize acı bir şekilde öğretti ve hala öğretmeye devam ediyor. Bunlardan biri de Emniyet Genel Müdürlüğü’nün son genelgesi. Özetle şöyle diyor: “Toplumsal olaylarda cep telefonuyla ses ve görüntü almak yasak!” Yasak “özel hayatın gizliliği ve kişisel veri ihlali” ile gerekçelendirildi.
Peki, bir kurum genelge yayımlayarak, temel hak ve özgürlüklerin üzerine kırmızı çizgi çekebilir mi? Peki, yarın Sağlık Bakanlığı bir genelge yayımlayarak, bazı kişilerin tedavi hakkını engelleyebilir mi? Ya da Şehircilik Bakanlığına bağlı Tapu Genel Müdürlüğü anayasa ile güvence altına alınmış mal edinme hakkını bazı kişilerden alarak, tapu tescili yapmaz ise ne olur? Hepsi bir genelgeye mi bakıyor?
Temel hak ve özgürlükler kısıtlandıkça hukuk bağımsız olmaz ise yabancı sermaye kaçışı ve ekonomide göreceğimiz tablo daha da kararacaktır.
Emniyet Genel Müdürlüğü genelgesine tersten bakarak şeytanın avukatlığını yapalım. Toplumsal bir olay yaşandığında polise karşı bir saldırı olursa, orada polis ve gazetecilerin kameraları yetersiz kalırsa, saldırıyı yapanlar nasıl belirlenecek ve nasıl delillendirilecek? Çoğu zaman vatandaşın çektiği görüntüler polisin işini kolaylaştırıp suçun delillendirilmesi bağlamında kolluk kuvvetlerinin en büyük yardımcısı.
Yıllar önce Olay gazetesinde çalışırken, eski Devlet Bakanı Cavit Çağlar, pasaportunu yenilemek için şu an yıkılmış halde olan Fomara‘daki Bursa İl Emniyet Müdürlüğüne geldi. Ben de Olay Medya’nın emniyet muhabiri olarak karşıladım ve Pasaport Şube’ye yönlendirdim. Çağlar, işlemlerin ardından şubedeki polis memurlarına tek tek teşekkür ederek, dış kapıya yöneldi. O sırada, şu an emekli olan Emniyet Amiri Cumhur Şahan, önüne geçerek Çarşı Karakolunu emniyetin içerisine taşıdıklarını, yeni yapılan polis merkezini gezdirmek istediğini söyledi. Cavit Çağlar, çok memnun oldu ve karakola girdik.
O dönem Osmangazi Belediyesi’nin yenilediği karakol çok modern olmasının yanı sıra sanki akvaryum gibiydi. Bütün bölüm ve odaları camdandı. Herkes herkesi görebiliyordu. Gezerken bir an içim cız etti. Çünkü bizim eskiden basın odası olarak kullandığımız kısım emniyet amirinin odası yapılmıştı. Cavit Çağlar, Cumhur Şahan’a dönerek şöyle dedi:
“Çok güzel, bu bizim 1995 seçimlerinde vaadimizdi, bize seçim kazandırdı.”
Sonra da ekledi:
“O seçime girerken bizim önemli vaadlerimizden biri şeffaf polis merkezleriydi. Onu da vatandaşa ‘camdan karakollar kuracağız’ diye anlattık ve uygulamaya çalıştık. Burayı da çok beğendim.”
26 yıl önce Doğru Yol Partisi seçim beyannamesine camdan karakolları koyup oy istiyor ve o seçimi kazanıyor.
Gelinen nokta, Emniyet Genel Müdürlüğü bir genelge ile hak ve özgürlükleri kısıtlayarak camdan karakolların pencerelerine taş bloklar örmekte kararlı. Ama camdan karakollar söylemi aslında insanların, özellikle gençlerin özgürlük isteklerinin sembolü!
26 yılın sonunda Yavuz Turgul‘un “Aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni” adlı filminden bir sahne geldi aklıma. Haşmet Asilkan isimli yönetmen, başrol oyuncusu Nihat’a masadaki kaplumbağayı gösterir ve “Ya Nihat, bir arpa boyu yol alamadık, bu kaplumbağa bile bizden daha hızlı ilerliyor” der.
Galiba Türkiye olarak bir arpa boyu yol alamadık!
Noktayı koyarken…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, geçenlerde HDP iddianamesiyle ilgili “AYM’nin iade kararı milli vicdanda hükümsüzdür, Türkiye’nin var oluş haklarına sadece usul açısından değil, esastan da ileri düzeyde zarar vermiştir” şeklinde açıklama yaptı. Arkasından da “Anayasa Mahkemesi’nin de kapanması artık ertelenemez bir hedef olmalıdır” ifadelerini kullandı. Sonra da basın toplantısı düzenleyerek 100 maddelik yeni anayasa metnini tanıttı.
Alın size Türkiye’de ileri demokrasi!