Sedat Peker hakkında yazmamaya ne kadar kararlı olsam da her yeni videosu beni farklı yerlere, farklı konulara götürüyor. Ben de kendimi yazarken buluyorum.
Yayınladığı son telefon görüşmesinden sonra aklıma bugüne kadar seyrettiğim diziler geldi.
Dizi kültürüm iyidir. 70’li yılların ortalarında doğan biri olarak, hayal meyal hatırladığım dizilerin başında “Dallas” gelir.
TRT’li yıllardaki Türk dizilerinin yanı sıra pazar günlerinin olmazsa olmazı “Kara Şimşek“tir. Michael Knight‘ın (David Hasselhoff) arabası Kit ile saati aracılığıyla iletişim kurması o yaşlarda bize büyü gibi gelirdi. Şimdi ise saatinizden görüntülü arama yapabiliyorsunuz.
Güney Amerika dizilerinin hakkını yemeyelim. Adı pembe ama içeriği entrika ve gözyaşı dolu diziler bugünkü Türkiye’de sektörün kopyası gibi.
Ardından aklımda kalanların en iyi dizisi “Kartallar Yüksek Uçar”dı. Sadri Alışık’ın oynadığı Banazlı İsmail’in, salaş bir meyhanede “Kimseye etmem şikayet” şarkısını, yarı sarhoş söylemesini, hala açar YouTube’tan, bugün bile seyrederim.
Unutamadığım dizilerden biri de “Küçük Ağa“dır. Romanını diziden sonra okudum. İstanbullu Hoca‘yı vurmak için Kuvayı Milliyeciler’in çöp çektiği sahneyi Tarık Buğra‘nın anlatımıyla sanki yaşamışım gibime gelir.
Sonra Türk dizilerinden soğudum. Nedeni de Sedat Peker’in videolarında gizli. Siyaset Türk dizilerine bulaşınca seyretmez oldum. Bunun ilk örneği “Kurtlar Vadisi“ydi. Mafya dizisi gibi başladı. Sonra bir de baktık, oyunculuğu beş para etmez Necati Şaşmaz’ın oynadığı karakter Polat Alemdar, derin devletin dehlizlerinde geziyor! Ergenekon soruşturmalarında hukuk balyozla darmadağın edilirken, dizi de ilerliyor, Polat Alemdar bu davaların mağdurlarını avlıyor!
Açıkçası dizinin yapımcıları FETÖ’nün legal kültürel kolu gibi toplum mühendisliği ile meşguldü. Yazdıkları senaryolarda Ergenekon ve Balyoz mağduru yurtsever subayları vatan haini, devletin en büyük sırlarını üç beş kuruşa satmak için sanki pazar kurmuşlar gibi anlatıyorlardı.
15 Temmuz sonrası ortaya çıktı ki bu toplum mühendisleri “Kurtlar Vadisi Darbe” isimli bir internet adresi almışlar. Bugün ben o adresi alsaydım, darbeci FETÖ’cü olmuştum. Hakkımda yüz bilmem kaç yıl talebiyle dava açılmıştı. Ama bunu bile görmezden geldiler. Bu diziler arka arkaya geldi.
Hele bir de “Payitaht” vardı ki akıllara zarar!
Çok kurnaz Abdülhamit türlü oyunlar çeviriyor. Osmanlı’yı aklı ve zekası ile ayakta tutuyor. Dizinin son bölümlerinde Sultan’ın bütün adamları hain çıkıyor. Kardeşim, bu adam bu kadar zeki ise kendi adamlarının niyetini nasıl anlamıyor! 15 Temmuz öncesi çevresindeki adamların niyetine uyanamamış kimi omzu kalabalıklar gibi orada oturuyor. Bu kadar zeki, bu kadar akıllı Sultan, Yıldız Sarayı’nda otururken, 33 yıllık saltanat döneminde Osmanlı; Tunus, Mısır, Kıbrıs, Sırbistan, Karadağ ve Romanya olmak üzere 1 milyon 592 bin 806 kilometrekare toprak kaybetti. Kaybedilen toprak bugünkü Türkiye’nin iki katı büyüklüğündedir. Ayasofya minberinden küfür edenlere söyleyeyim: Ulu Hakanınız tahtta otururken, 93 harbinde 1 milyon Türk Balkanlar’dan yola çıktı. 250 bini İstanbul’u buldu. Geri kalanı çeteci süngüleri altında katledildi.
Onu bırakın, İngiltere ve Fransa boğazlar meselesi için araya girmeseydi, bugün minberinden Atatürk’e sövdüğünüz Ayasofya, Rus Ortodoks Kilisesi olacaktı. Çünkü Çar’ın orduları, bugün birilerinin “nasıl talan ederiz?” diye düşündükleri Yeşilköy’de bulunan Atatürk Havalimanı yakınlarına karargah kurmuşlardı. Şimdi dizilerde Abdülhamit, Ulu Hakan olarak anlatılıyor, ben denk geldikçe komedi dizisi gibi seyrediyorum.
Sedat Peker, yayınladığı son videoda şöyle diyor: “Eşkıya diye bir dizi var. Tam ben videoyu yayınladıktan sonra diziye bir karakter girdi. Adı Peker. Şoförlük yapıyor. Bir şey söylüyor, oradan diyorlar ki ‘Boş ver sen Peker’i. O hep böyle, boş konuşur.’ Yani toplum mühendisliği, Kurtlar Vadisi ve Payitaht gibi devam ediyor.”
Yıllar önceden bir hatıra…
Aracımı yıkamaya götürmüştüm. İşin bitmesini beklerken çok sevdiğim Oflu iş yeri sahibi şöyle dedi:
“Ya, gördün mü bu Ergenekoncular neler yapmış!..”
Ben de “abi ne yapmışlar, anlat” dedim. ,
Bana şöyle bir yanıt verdi:
“Kurtlar Vadisi’nde seyrediyoruz…”
Dün toplum mühendisliğini Kurtlar Vadisi’nde izledik, bugün de başka dizilerde seyrediyoruz. Toplumun nereye çekilmek istendiği ve bunların kimin yaptığı belli.
Yazının başlığı ABD’deki bir dizi: “Homeland.”
Homeland, vatan demek. Bu dizi Amerika’da oynadığında adeta hayat duruyor. Dizi CIA’nın “vatan” diye diye her türlü pis işi nasıl yaptırdığını anlatıyor.
Vatansever görünenlerin hain, hain olanların nasıl vatan için öldüklerini konu ediyor.
Bir de dizide başrol oyuncularından biri Gümüşhaneli bir Türk olan Numan Acar.
Orada bir deyim var: K.A.
K.A’nın açılımı “kullanışlı aptal”.
Yani aslında biz her pazar Sedat Peker’in kendi ağzından nasıl kullanıldığını dinliyoruz.