Bülent Civanoğlu
Bülent Civanoğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

‘İyi ki Yapmışsın’ Metin Akpınar!

Birkaç gün önce elimde TV kumandası ile gezerken, Metin Akpınar’ın hayatını anlatan “İyi ki Yapmışım” belgeselini gördüm. Seyrederken de birden notlar aldığımı fark ettim.

Türkiye’nin yaşadığı değişimi bu entelektüel sanatçıdan dinledim. Yıllar içerisinde onunla birlikte aynı sahneyi paylaşmış arkadaşları, dostları ile yapılan kısa söyleşilerde de onların gözünden Metin Akpınar’ı dinledim. Ama bunlarla ilgili bir şey yazmak aklıma gelmedi. Ta ki Hürriyet gazetesinde, her devrin adamı Ertuğrul Özkök, birkaç gün önce bu belgeseli köşesine taşıyana kadar.

Özkök, yazıyı uzatmadan, Metin Akpınar’ın elinde tost, adliye koridorunda beklediğini, bu dev sanatçının Twitter’da 3 gün TT olunca kendisini sahipsiz hissetmediği cümlelerini köşesine taşımıştı. Bunu görünce beynimde şimşekler çaktı. 80 yaşındaki koca çınara, bir sanatçıya bunun neden yaşatıldığından tek kelime bile bahsetmemişti anlı şanlı yazarımız.

Özkök, asıl belgeselin içerisindeki bir detayı da görmezden geliyordu. 40 sene gazetecilik yapan, köşe yazan ve uzun yıllar eskinin amiral gemisi Hürriyet gazetesini yöneten bu kişi, muhabir refleksi ile bunu gözden kaçıramazdı. O da Türkiye’nin geldiği durumdu.
Ama yandaş bir gazetenin köşesinde dümen suyuna gidince demek ki bunları görmüyorsunuz!

Türkiye’nin bugünkü durumunu o belgeselde Metin Akpınar değil, oyuncu arkadaşı Cihat Tamer özetliyordu.

Röportajı yapan kişi bir soru soruyor:

– Devekuşu Kabare bugün oynanabilir mi?

Cihat Tamer:

– Ne diyorsun sen ya!.. (Gülüyor) 12 Eylül darbesinden sonra oynadık “Yasaklar” oyununu, şimdi oynayamazsın.

İşte Türkiye’nin geldiği nokta budur. Bu detayı Ertuğrul Özkök görmüyor mu, fark etmiyor mu? Bal gibi de biliyor. Ama yazamıyor. Neden? Yarın öbür gün koyarlar kapıya, içtiği şarapları, dinlediği aryaları okuyamayız köşesinde.

Peki bugün iktidarı eleştiren, adeta yerden yere vuran bir tiyatro oyunu bu dönemin en popüler oyuncuları tarafından oynanırsa ne olur?

En başta tiyatro kapanır, arkasından ima yoluyla hakaretten dava açılır. ,

Belediye gelir, tiyatronun bir sürü mevzuata aykırı açığını bularak ceza üzerine ceza keser.

Maliye boş durur mu? Gelir, defterleri alarak binlerce liralık vergi borcu çıkarır.

Bu oyunu oynayan sanatçılar özel televizyonlarda iş bulamaz. Osman Öcalan’ın çıktığı TRT’nin önünden bile geçemezler (Özür dilerim TRT Kürdi).

Özel sektörde sakıncalı herifin biri olarak damgalanırlar.

Yandaş köşe yazarları tarafından sanatçı bozuntusu, bölücü örgüt üyesi, subliminal mesaj veren FETÖ’cü, kökü dışarda vatan hainleri denilerek lince uğrarlar.

Bunlar sadece aklıma gelenler…

Ne kadar acıdır ki tüm bunlar, 2002’de, “yasaklarla mücadele edeceğiz, Avrupa trenine bineceğiz” diyenlerin iktidarında olur!

 

HABERLER