Aslında vatandaşı olmasan, eğlenceli bir ülke Türkiye… Yazan inandığım, güvendiğim, takip ettiğim T24 haber sitesi olmasa “Zaytung” haberi der, güler geçerdim.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, sosyal medya hesabından bir fotoğraf koyarak, altına aynen şöyle yazıyor:
“Arıtma tesislerini “temel atmama” törenleri ile durduran CHP zihniyetinin İstanbul’umuzu getirdiği durumun fotoğrafıdır.
Ardından müsilaj derdinin reçetesini de yazıyor:
“Milletimiz müsterih olsun, her zaman olduğu gibi bu sorunu çözecek olan yine Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde AK Parti iktidarıdır.”
Yahu Sayın Oktay, ben Yunanistan’da yaşamıyorum! Yoksa bu ülkede iktidar değişti de benim haberim mi yok? Bizim Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Fransa Cumhurbaşkanlığına mı bağlandı?
Tamam, bu işi belediyeler beceremiyorsa hemen bir Kanun Hükmünde Kararname yazarak, belediyelerin yetkisini Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verirsiniz. Ama sorunu çözmektense konuyu CeHaPe’ye bağlamak hem kolay hem de masrafsız. Ve Marmara Denizi’ne Balıkesir’in, Bursa’nın, Kocaeli’nin kıyısı yok mu? Neden AK Partili belediyelerden söz etmeyip “vurun abalıya” misali hedefte Ekrem İmamoğlu var!
Marmara Denizi’nin kirliliği bugünün sorunu değil ki! 80’li yıllarda İzmit Körfezi’nin kokusunu alan biri olarak bu cümleleri kuruyorum.
Asıl üzüldüğüm nokta Oktay’ın özgeçmişi… Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesinde aynen şöyle:
“1964 yılında Yozgat-Çekerek’te doğdu. 1985 yılında Çukurova Üniversitesi İşletme, 1990 yılında ABD’de otomotiv sektörünün merkezi Detroit’teki Wayne State Üniversitesi’nde imalat mühendisliği ve işletme alanlarında yüksek lisans programlarını tamamladı. Aynı üniversitede endüstri mühendisliği alanında doktora derecesini alarak, havacılık ve otomotiv endüstrisi alanlarında uzmanlaştı.”
Yani üretim konusunda bu kadar uzmanlaşan Oktay, gerçekleri söylemiyor. Marmara Denizi’ni saran organize sanayii bölgelerinin ve nüfus yoğunluğu bulunan şehirlerin yıllardır AK Partili belediyelerce yönetildiğini ve yönetilmekte olduğunu kasıtlı olarak göz ardı ediyor.
Marmara Denizi’ne kıyısı olan şehirlerin belediyelerinde, 2004 yerel seçimlerinden beri tam 17 yıldır, koltukta şu partiler oturuyor:
-İstanbul: 15 yıl AK Parti, 2 yıl CHP.
-Balıkesir: 12 sene AK parti, 5 yıl Cumhur İttifakı ortağı MHP.
-Kocaeli: 17 yıldır kesintisiz AK Parti.
-Bursa: 17 sene AK Parti.
-Yalova Belediyesi: 5 yıl AK Parti (Yakup Koçal’ın tartışmalı siyasi hayatı ve Vefa Salman’ın görevden alınmasından dolayı tam hesaplayamamış olabilirim).
-Tekirdağ: 5 yıl AK Parti, 12 yıldan beri belediye koltuğunda CHP var.
Oktay’ın sözlerinden bir yorum çıkaracaksak, Marmara Denizi’ne kıyısı bulunan en tehlikeli il Çanakkale. Çünkü bu kent CeHaPe zihniyetinin adeta ete kemiğe bürünmüş hali ve müsilajın baş sanığı. Nedeni ise Çanakkale’yi 2004 yılından beri yöneten Ülgür Gökhan’nın CeHaPe’li olması. Kirliliğin sebebi CEHaPe olduğuna göre, düşünün Çanakkale’nin Marmara’yı ne kadar kirlettiğini. Yani AK Parti ile yönetilen devasa şehirlerin yanında galiba bu küçücük Çanakkale şehri kirliliğin, müsilajın baş şüphelisi. Çünkü Fuat Oktay’a göre 17 yıldır CeHaPe zihniyeti ile yönetilen bir şehir.
CeHaPe zihniyeti ile yönetilen Çanakkale’de bir organize sanayi bölgesi var. 55 işletme mevcut. Çalışan sayısı 707. AK Partili Kocaeli ve Bursa’daki OSB’leri saymaya parmaklarınız yetmez!
Üretim uzmanı olan Cumhurbaşkanı Yardımcısının açıklamasına göre, Marmara Denizi’ni CeHaPe’li kentler kirletiyor. İstanbul, Bursa, Kocaeli, Balıkesir’i yıllarca yöneten ve yönetmekte olanlar sütten çıkmış AK kaşık.
Herkes gibi biliyoruz ki yıllarca Marmara Denizi, altına pislik süpürülen halı misali kullanıldı. Ve gelinen noktada artık halı bu kadar pisliği kaldırmıyor.
Ayrıca Sayın Oktay’ın atanmış bir devlet memuru olarak muhalefeti eleştirme hakkı var mı? Çünkü o koltuğa halkın oyları ile değil kararnameyle geldi ve öyle de gidecek!
Vakti zamanında AK Parti’yi eleştiren bürokratlar için şöyle derdi Sayın Recep Tayyip Erdoğan:
“Siyaseti çok seviyorsan cübbeni çıkar öyle siyaset yap. Siyaset meydanına çık ve orada kendini ispat et!..”
Siz de oturduğunuz makamı bırakıp siyaset yapın ve 7/24 vurun ha vurun CeHaPe’ye.
Gazeteci dostlarım Cüneyt Önder ve eşi Işıl, işi gücü bırakarak Çanakkale’ye yerleşti. Ben de zihniyet olarak içinden deniz geçen bu küçük şehre yerleşmeyi iple çekiyorum. Biraz da ben kirleteyim Marmara Denizi’ni. Bursa’dan kirletemiyormuşum çünkü…