Şu an oluşmuş olan Meclis aritmetiğine göre konuşuyorum, lâkin 28 Mayıs’tan sonra; Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce, Meral Akşener, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu ve türevleri, siyaseten kadavraya dönüşecektir.
İnce; yerli, milli ve samimi olmasına rağmen, kendisine karşı yapılan kumpaslar karşısında cesaretli bir tutum sergileyemeyişinden, Kemal Kılıçdaroğlu her ne yaparsa yapsın, halkın büyük bir bölümü tarafından kabul görmeyip, sayısız yenilgiye uğramasından, Davutoğlu ve Babacan, tüm şişirmelere rağmen halkta karşılığı olmadığından, Akşener; bir liderlik otoritesini içselleştiremeyip, partisinde her kafadan bir ses çıkıp, disiplinsiz tutumların çok olup, kendisinin de tutumsuz davranışlarından dolayı, halk tarafından itibar görmeyeceklerdir.
Ayrıca, Mansur Yavaş; halkın o kadar kendisini aday görmek istemesine rağmen ortaya bir irade koyamayışından, siyasetin bir cesaret ve feraset olduğunu kavrayamayışından, ilk yerel seçimde, Cumhur İttifakı’nın Ankaralı ve güçlü bir aday çıkarması durumunda, bunun bedelini ödeyerek, hezimete uğrayacaktır.
Burada kazanan, ne kadar yetersiz, tutarsız ve sadece laf üretmekte mahir olan bir siyasetçi olsa da gelecek günlerde CHP’nin başında görecek olduğumuz, İmamoğlu olmuştur.
Masanın diğer bileşenlerine, bundan sonraki hayatlarında, başarılar dileriz.
Ayrıca, yaklaşık yirmi yıldır siyaset ile yakından ilgilenen bir bireyim ve aynı zamanda toplumu yakından gözlemleyen bir yazarım.
Kendimi bildim bileli her seçim üstü, toplum mühendisleri, etki ajanları basındaki maşalarını devreye sokarak, “MHP bu seçimde hezimete uğrayacak, baraj altı kalacak.” algısı yaparak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölünmez bütünlüğünün teminatı olan MHP’yi Gazi Meclis dışına taşımak için var güçleri ile mücadele etmektedirler.
Milliyetçi Hareket Partisi, kurulmuş olduğu günden bu yana, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin taşıyıcı kolonu olmuş, hareketin gönüllü mensupları; devlet, millet ve ebed müddet çizgisinde, çeşitli bedeller ödeyip, kan kusup, “kızılcık şerbeti içtik” demişlerdir.
Emperyalistler ve emperyalizmin yerli işbirlikçileri istiyorlar ki bu kolon Gazi Meclis’ten çekilsin, bölünmenin ve yok olmanın önü açılsın.
Unutulmasın ki MHP’den Meclis’e girecek olan bir vekil dahi, o kolonu ayakta tutmaya yetecektir.
Bir de şunu söylemek gerekir ki MHP bir siyasi partiden çok, bir dava ve bir fikir hareketidir. MHP’nin haklılığı hiçbir zaman almış olduğu oy oranı ile ölçülmemiştir ve ölçülmeyecektir de!
Herkes gitse biz buradayız! Devlet-millet ve ebed müddet çizgisi için, yaşamaya da ölmeye de hazırız.
Var ol Türkiye, var ol MHP!
Selâm, sevgi ve muhabbet ile…