12 Eylül, idealist Türk Gençliği’ni, apolitik çizgiye çekmek adına, emperyalizmin çocuklarının, çağdaş firavunların, çağdaş yezidlerin, Muhammed Ümmeti’ne karşı çekmiş olduğu, kahpe bir operasyondur.
12 Eylül, bedenlerimizi darağacına çekseler de, fikirlerimize ve imanımıza pranga vuramayacak olduklarını gördükleri, Allah’ın arslanlarının Türk Milleti adına tarih yazdıkları bir süreçtir.
12 Eylül, bir tek Ülkücü’nün dahi yeryüzünde kaldığı vakit, Türk Milleti ve tüm mazlum milletlerin umudunun bitmediğinin, çekilmiş olan en net fotoğrafıdır.
12 Eylül, zindanlara düşsek de umudumuzun düşmediğinin, darağacına çekilsek de Türk Milleti adına sahadan ve masadan çekilmediğimizin, vuruldukça daha da güçlendiğimizin, işaret fişeğidir.
12 Eylül, Ahmet Kerse, Halil Esendağ, Selçuk Duracık, İsmet Şahin, Ali Bülent Orkan, Cengiz Baktemur, Cevdet Karakaş, Fikri Arıkan ve Mustafa Pehlivanoğlu’nun, Peygamber Efendimiz ile sonsuzlukta buluşmak üzere sözleştikleri, tarihi gündür.
12 Eylül, batılın hakkı yenmeye çalıştığı, şeytanın jandarmalığına soyunanlar ile Allah’ın yeryüzündeki ordusunun savaşının, resmî kaynaklara geçtiği gündür.
Yüce Allah şahittir ki galiptir bu yolda, mağlup olan.
Kavgamız, zalimin zulmünün bittiği yere kadardır.
Var olsun Ülkücü Hareket, var olsun Bizim Çocuklar!
Selâm, sevgi ve muhabbet ile…