Demokrasinin kurum ve kurallarıyla oturmadığı memleketlerde “anayasa”ların kolaylıkla “amayasa”lara dönüşebileceği tecrübeyle sabit!
Hele bir de “kent anayasası”ndan söz ediyorsak, anayasa bir kez delinince arkası çorap söküğü gibi geliyor, maalesef.
Bursa bunun en bariz örneği ve 4 koca yıldır da anayasası olmadan yönetiliyor!
Tartışmalarına 2011’de, çalışmalarına 2020’de başlanan; hedef olarak önce 2040’ı, ardından 2050’yi koyan Bursa İl Çevre Düzeni Planı, yani “Bursa’nın Anayasası“, aradan geçen onca yıla rağmen neden yapılamadı?
“Biz bu planları yapamıyoruz!” sözü, yakın geçmişte Bursa’nın derin kulislerinde uzun süre yankılandı.
Bu sözlerin atfedildiği eski Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, adaylık sürecinde yeni döneme ilişkin projelerini açıklarken, bu konuya da lütfen değinmişti.
Planın bilimsel yöntemlerle ve katılımcı bir anlayışla hazır hale getirildiğini ve yeni dönemde akademik katkılar, ortak akıl ve mutabakatla “kent anayasası” olarak yürürlüğe alınacağını söylemişti.
Madem plan bilimsel yöntemler ve katılımcılıkla hazırlanmıştı da neden hala akademik katkıdan, ortak akıldan, mutabakattan söz ediliyordu?
Madem plan hazırdı da neden şimdiye kadar yürürlüğe konmamıştı?
Aktaş’ın Bursa basını ile son buluşmasında yaptığı açıklama bu sorulara bir ölçüde yanıt veriyordu:
“Genel bir mutabakat çıkmadı. Aslında plan belli. Bunu akademik odalar, gelenler, katılanlar söyledi. Ama onların söyledikleri birilerinin işine gelmiyor. Kişi ya da kuruma mal etmek anlamında söylemiyorum. Herkesin farklı bir bakış açısı var.
Özellikle geçen seneki ve bu seneki seçim polemik konusu olmasın diye… İki seçime denk gelmesi. Aslında plan geçen sene başında hazırdı, 2023 başında hazırdı. Hadi bu seçim sonrasına bırakalım, hadi yerel seçim sonrasına bırakalım diye buraya geldi.”
Aktaş kusura bakmasın ama bana kalırsa bu sözler fazlasıyla izaha muhtaçtır ve üstelik itiraf niteliğindedir.
Kent anayasası niteliğindeki bir planlamanın seçim var, arkasından bir seçim daha var diye geciktirildikçe geciktirilmesi, Bursa’yı yöneten siyasi iradenin gelecek nesilleri değil, gelecek seçimleri düşündüğünün itirafıdır.
Zaten belli olan ve üstelik neredeyse 1.5 yıldır hazır olan planın bir türlü uygulamaya konamamasının kimin işine gelmediği de bir soru işareti değildir, kanımca…
Çağrı merkezi büyüklüğünde bir laboratuvarda, belki bir bilgisayarla yapmaları gereken katma değeri yüksek üretim için Bursa’nın batısında yıllar önce tarlaları parselleyenlerin rotalarını çoktandır kentin doğusuna çevirdiklerini Mısır’daki sağır sultan bile duydu!
Aktaş’ın giderayak yaptığı plan açıklaması bir bakıma çok da iyi oldu. Zira bu açıklamalar “İlk işim plan” diyen yeni Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey için “gelecek nesilleri düşünme” fırsatı koyuyor ortaya.
Yaklaşık 5 ay önce Norm Haber’de katıldığı canlı yayında Yasemin Güler ve Furkan Kahraman’ın soruları üzerine “Çağırdılar, iki sefer gittim toplantılara. Toplandık, fikirlerimizi söyledik, söylediklerimizin tam tersini planda gördük, ‘böyle olması gerekiyordu’ dediler” diyen Bozbey, bakalım sık sık vurguladığı katılımcılık anlayışını planlamaya nasıl yansıtacak?
O katılımcılık anlayışını şöyle özetliyordu Bozbey:
“ 1/100000’lik plan ve 1/25000’lik plan Bursa’nın Anayasası olmalıdır ve kimse değiştirmemelidir. Kim gelirse gelsin. Ama bunu yaparken bütün katılımcıların fikirlerini alıp ona göre yapmak lazım. Anayasa dediğim budur benim. Siz sadece katılımcıları göstermelik alır da arka planda istediğiniz gibi bir plan yaparsanız o anayasa olmaz kardeşim, o Bursa’nın anayasası olmaz. Bursa’nın plan anayasasında tüm katılımcılar kendi ifadelerini az ya da çok o plan üzerinde görecekler. Tarımla ilgilenen, sanayiyle ilgilenen, esnaf, genç, yaşlı, çocuk, kadın herkes o planda kendini görecek, bütün taraflar görecek.”
İşte Bozbey’in Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığındaki ilk ve belki de en büyük sınavı bu olacak!