Önce Samsunlular kutladı bugünü.
Atatürk’ün Samsun’a çıkışının üzerinden 7 yıl; Cumhuriyet’in kurulmasının üzerinden 3 yıl geçmişti.
Samsunlular, 1926 yılından itibaren 19 Mayıs’ı “Gazi Günü” olarak kutlamaya başladı.
Fabrika ve demiryolu kuruluşlarının sirenleri törenlerin başladığını haber veriyor, Samsun halkı Atatürk’e armağan ettikleri Gazievi’nin önünde toplanıyor, orada günün anlam ve önemini belirten konuşmalar yapılıyor, kortej Mecidiye Caddesi’ni takiben belediye binasına gidiyor, akşam belediyede şükran balosu; şehrin sokaklarında fener alayı düzenleniyordu.
Samsun Gazievi…
Samsunlular, 1926’daki ilk kutlamanın ardından 19 Mayıs’ın ulusal bir bayram olması ve yaşadıkları coşkunun tüm yurda yayılması gerektiği görüşünde birleşti. 1927 yılı kutlamalarının ardından Vilâyet gazetesinde yer alan bir yazıda, “Samsunluların tarihin kendilerine bahşettiği bu şerefli fırsatı kaçırmayıp bayram olarak kabul ettikleri ve büyük tezahüratla kutladıkları” belirtildikten sonra şöyle deniliyordu:
“… Fakat gönül tek arzu ederdi ki istiklâl ve inkılâp tarihinde pek mühim olan bugün, umum vatan için tebcil ve tesîd olunsun. Bugün de inkılâp ve ihtilâlin başlangıcı olmak hasebiyle sayir bayramlar arasına girsin.”
Samsunlular, tıpkı Kurtuluş meşalesinin şehirlerinde yakılıp bütün yurdu sarması gibi bayram coşkusunun da Samsun’dan başlayarak tüm Türkiye’ye yayılmasını istiyordu. Ne var ki bu isteklerinin gerçekleşmesi ancak 8 yıl sonra mümkün olabildi.
Samsun Kent Müzesi’nde sergilenen 1933 yılına ait Samsun Vilayet Gazetesi…
Galatasaray’dan ayrılan bir grup tarafından kurulan Güneş Spor Kulübü, 19 Mayıs’ın “Atatürk Günü” olarak kutlanması önerisinde bulundu. Öneri Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı Merkezi‘nce kabul edildi ve 1935 yılındaki kutlamalar tüm Türkiye’de gerçekleştirildi. Buna rağmen kutlamaların başlıca merkezi yine Samsun’du. Dönemin gazeteleri bile Samsun’daki kutlamalara başkent Ankara’daki kutlamalardan çok daha fazla yer ayırıyordu.
19 Mayıs’ın ulusal düzeyde bir kutlama günü olmasındaki aşamalardan biri de CHP’ye bağlı olarak çalışan Türk Spor Kurumu‘nun getirdiği öneri oldu. Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri Mayıs ayının üçüncü Cuma günü Jimnastik Şenlikleri yapılıyordu. Türk Spor Kurumu, Nisan 1936’da toplanan genel kurulunda 19 Mayıs’ın “Spor ve Gençlik Bayramı” olarak kabul edilmesi yönünde bir karar aldı ve teklif CHP tarafından da kabul edildi. Böylece o tarihe kadar “Gazi Günü” ya da “Atatürk Günü” olarak kutlanan 19 Mayıs, gençlik ve sporla bütünleşmiş oldu.
19 Mayıs’ın resmen bayram olarak ilanı ise Atatürk’ün ölümünden yaklaşık 5 ay önce gerçekleşti. 19 Mayıs günü, 20 Haziran 1938 tarihinde “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki 2739 Sayılı Kanuna Ek Kanun” olarak, “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kabul edildi. 1981 yılına gelindiğinde ise 2429 sayılı kanun ile “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” adını aldı.
19 Mayıs, sadece Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı değil, sadece Gençlik ve Spor Bayramı değil, bugün aynı zamanda Atatürk’ün doğum günü.
Atatürk, bugün tam 142 yaşında…
Rumi takvime göre 1286’da (1880-1881) doğan Atatürk’ün tam doğum tarihi kayıtlı değil elbette.
Reşit Saffet Atabinen…
Tesadüf müdür yoksa tevafuk mu, bilinmez. Lozan Barış Konferansında Türk Murahhas Heyeti Genel Sekreterliğini de üstlenen milletvekili Reşit Saffet Atabinen‘in 19 Mayıs 1932’de “Doğum gününüzü kutlarım” diye çektiği telgraf Atatürk’ün pek hoşuna gider. Ancak Atatürk’ün 19 Mayıs’ı doğum günü olarak ilk kez telaffuz etmesi Temmuz 1932’de Türk Tarih Kurumu‘nun ilk kongresi sırasında olur. Aydın Halkevi’nden bir öğretmen, doğum gününü “Gazi Günü” olarak kutlamak istediklerini söyleyince Atatürk, “Bana onu sormayınız, ben doğduğum günü bilmiyorum” der ve şu eki yapar: “Samsun’a çıktığım günü yapınız!..”
Atatürk’ün doğum günü olarak 19 Mayıs’ın resmi kayıtlara girdiği tarih ise 12 Kasım 1936‘dır. Manevi kızı Prof. Dr. Afet İnan, bu olayı şöyle anlatır:
“1936 yılında bir gün, Cumhurbaşkanlığı Umumi Kâtibi Hasan Rıza Soyak, Atatürk’e bir evrak getirmişti. Bunda, Atatürk’ün doğum gününün bildirilmesi rica ediliyordu.
Mustafa Kemal Atatürk, bunun üzerine düşündü, fakat bugünü kendisi de tam olarak bilmiyordu. Ancak, annesinden işittiğine göre, bir bahar mevsiminde doğmuş olduğunu ve o gün için ise şöyle dediğini hatırlıyorum:
Bu bir 19 Mayıs günü niçin olmasın?
Bu resmi yazı ile ona verilmiş olan cevap şöyledir:
Türkiye Cumhuriyeti
Hariciye Vekâleti 10.XI.1936
Protokol Dairesi Şefliği
U. No.: 21081
H. No.: 174
Riyaseticumhur Umumî Kâtipliğine
İngiltere Maslahatgüzarı Mösyö Morgan, Vekâletimize müracaat ederek Reisicumhurumuzun Yevmi velâdeti münasebetiyle İngiltere Kralı Sekizinci Edvard tarafından hususî ve samimî bir tebrik telgrafı çekileceğini söylemiş ve Atatürk’ün doğum tarihinin bildirilmesini rica etmiştir.
Keyfiyeti arz eder ve İngiltere Büyük Elçiliğince taleb edilen malûmat tensip buyurulduğu takdirde işarına müsaadelerinizi rica eylerim.
Hariciye Vekili Y.
Elçi
Ali Türkgeldi
Buna verilen cevap:
Hariciye Vekâletine 12.XI.1936
10.XI. 1936 tarihli ve protokol 21081-174 sayılı yazıya cevaptır:
Reisicumhur Atatürk’ün 19 Mayıs 1881 tarihinde doğmuş olduklarını arz ederim.
Umumi Kâtip
H. Rıza Soyak
Riyaseti Cumhur Evrakı: 3/7493″
Ankara, 19 Mayıs 1938…
4 yılı Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği olmak üzere 1924’ten Kasım 1938’e kadar Çankaya Köşkü’nde çalışan Hasan Rıza Soyak ise Atatatürk’ün doğum tarihine ilişkin şunları yazıyor:
“… Ne yazık ki doğduğu ay ve gün, ailesi tarafından bir yere kaydedilmiş değildir; yalnız kendisi annesinin, her zaman, bir ilkbahar günü dünyaya geldiğinden bahsettiğini söylerdi. Annesinin vefatından sonra Selanikli yaşlı hanımlardan – ki bunlar Zübeyde Hanım’ın arkadaşları idi – yaptığımız uzun soruşturmalar sonunda gerçekten aynı yılın ilkbaharında ve galip bir ihtimalle Mayıs ayı içinde doğmuş olduğunu tespit ettik.” (Atatürk’ten Hatıralar, s. 13)
Evet, bugün 19 Mayıs… Atatürk’ün doğum günü…
İyi ki doğdun Atatürk!