Esat Kaplan
Esat Kaplan
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Bursa’ya iade-i itibar!

Bursa üzerine okumalar yaparken, Bursa Defteri’nin 20 yıl önceki sayılarından birinde Prof. Dr. Rana Aslanoğlu’nun bir makalesine rastladım.

Zamansız yitirdiğimiz Rana Hoca’nın “Bursa’nın Yeni Merkezi İş Alanında Doldurulamayan Bürolar: Beklentiler ve Gerçekler” başlıklı makalesindeki bir cümle gerçekten çok çekiciydi:

Kentin öyküsü kentin kendisinden büyüktür.”

Devamında şöyle diyordu Rana Hoca:

Başka bir ifade ile kentlerin sosyal, ekonomik ve mekansal yapılarını etkileyecek kararlar, bölgesel, ülkesel hatta günümüzde büyük çoğunlukla küresel düzlemlerde alınmaktadır.”

Şöyle bir düşündüm de gerçekten de kentin öyküsü kentin kendisinden büyük değil mi?

***

Uludağ Üniversitesi’ni yine Rana Hoca’nın danışmanlığında hazırladığım “göç” teziyle bitirmiş, bir süre sonra da Olay gazetesinde muhabirliğe başlamıştım.

İlk işim “Kimliğini Arayan Kent: Bursa” başlıklı bir araştırmaya girişmek olmuştu.

Avrupa Konseyi’nin Bursa’ya “Avrupa Şehri” ödülü vermesinin üzerinden birkaç yıl geçmişti. Şehrin belli başlı noktalarında “Avrupa Şehri Bursa” tabelaları vardı. Beni sözünü ettiğim yazı dizisini hazırlamaya iten ise Emirsultan’daki  bir apartmanın üçüncü kat balkonuna asılan pankarttı. O pankartta şöyle yazıyordu:

Bursa Osmanlı şehridir!”

Tabii geniş kapsamlı bir sorgulamaya giriştim. Yerel yöneticilerin akademik odaların, Bursalıların görüşlerine başvurdum.

Araştırmanın can alıcı özeti, şimdi Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı olan Osman Ayradilli’den gelmişti.

O dönem Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanlığı yapan Ayradilli, şöyle demişti:

Bursa iyi bir Osmanlı şehri olduğu için bir Avrupa şehridir!”

***

Bursa Osmanlı’nın ilk şehridir!

1326’ya kadar surların içine hapsolan Prusa, fethin ardından şehirleşmeye başlar.

Osmanlı’nın güç simgesi külliyeler şehrin en yüksek noktalarına kurulur. Bakın Muradiye’ye, bakın Hüdavendigar’a, bakın Yıldırım’a, bakın Yeşil’e ve bakın Emirsultan’a…

Külliye demek sadece dini bir mekan demek değildir. Bir eğitim merkezidir. Sosyal kültürel bir alandır. Külliye bir çekim merkezidir ve şehir külliyelerin arasında kurulur.

Orhan Gazi’nin Emir Hanı da şehir merkezinin nüvesini oluşturur. Emir Han ticaretin merkezidir. Koza Han ve diğerleri onu izleyecektir.

Aslında Bursa’yı UNESCO Dünya Mirası Listesine sokan da budur.

Cumalıkızık ne kadar Osmanlı köyü ise Bursa o kadar Osmanlı şehridir. Hatta Osmanlı şehrinin ilk örneğidir. Cumalıkızık’ta simgesini bulan kırsal yerleşim aynı zamanda şehrin lojistik merkezidir.

Cumalıkızık’tan başlayan hikaye Hanlar Bölgesine, oradan da Sultan Külliyelerine uzanarak Bursa’yı bir dünya mirasına dönüştürmüştür.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü “Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi” projesi işte bu yüzden çok önemli.

Projenin şanına yakışır şekilde tamamlanması halinde bu aynı zamanda Bursa’ya iade-i itibar, Bursalıların Bursa’dan özür dilemesi olacaktır.

HABERLER