Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, dün Bursa’daydı. Çok önemli mesajlar verdi.
İslam şehrinin nüvesini oluşturan Medine’den yola çıkarak, “şehirlerimizi münevver şehirler yapmak zorundayız” dedi örneğin.
İslam ülkelerindeki geri kalmışlığın en temel nedenini “ilimden, irfandan, bilimden, hikmetten uzak kalmak” olarak açıkladı.
“İnancımız ve medeniyetimizde bilgi; terbiyedir, güzel ahlaktır, sorumluluktur, sabırdır, iyilik için çalışmaktır” dedi.
İyilik iyilik dedi de Bursa’ya bir iyiliği çok gördü Diyanet!
Bursa Müftülüğü için Yalova yolunda koca bir “külliye” yapılmış, 12 Mayıs 2017’de de hizmete açılmıştı.
Tam 15 bin 580 metrekare üzerine inşa edilen “külliye”de hizmet binasının yanı sıra 3 bin kişilik cami, 800 kişilik konferans salonu, lojman ve sosyal tesisler de yer alıyordu.
Ama yetmedi Diyanet’e!
Müftülük Şehreküstü’nden Altınova’ya taşınınca herkes eski binanın bulunduğu yerin 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’na dahil edileceğini sanıyordu. Böylece küçük alan biraz daha meydan kimliğine kavuşacaktı.
Binanın ortadan kalkmasıyla İslam’ın beş büyük mabedinden biri olan Ulu Cami meydandan net olarak görülecekti. Üstelik Bursa’da ne zamandır konuşulan Hanlar Bölgesinin ortaya çıkarılması projesi de başlamıştı.
Ne kadar safmışız!
Eski bina yıkıldı, temeli atılmadan tabelası çakıldı. Türkiye Diyanet Vakfı, Bursa Müftülüğüne yeni bir bina yapıyordu.
Sağ olsun, Gazeteci-Yazar Yüksel Baysal, konuyu gündeme getirdi. İktidarından muhalefetine, sivil toplum örgütlerinden akademik odalara kadar herkes Şehreküstü’ndeki o inşaata hayır dedi. Ne var ki asıl konuşması gerekenler sustu. Kervan yürüyordu nasılsa!
Üzerinden çok geçmedi. Para olunca inşaat dediğin ne ki! 1.5 yıl bile dolmadan Bursa Müftülüğü yeni binasına kavuştu. Diyanet İşleri Başkanı da yazının başında sıraladığım kelamları etti.
“Münevver olduğunu bildiğimiz Bursa’ya bir tuğla daha eklemiş oluyoruz” derken, ekledikleri tuğlanın Osmanlı şehri Bursa’nın en önemli simgelerine gölge düşürdüğünün farkında mıydı?
Bursa’nın tüm itirazlarına karşın diktikleri o binayı ilimle bilimle açıklamalarını beklemiyorum da hangi hikmet ışık tuttu acaba kendilerine?
Ve o binayla Diyanet, Bursa’ya iyilik mi yaptı, yoksa bir iyiliği çok mu gördü?