Kış ne kadar karlı tipili geçse de ilkyaz geldi işte.
Güneş yüzünü gösterdi artık.
Suya doyan toprak dalları yeşile bürüyor, ağaçlar çiçekleniyor.
Arada bir yağmur indiriyor, yazın henüz gelmediğini hatırlatmak istercesine.
Şehrin orta yerinde her nasılsa kalmış vahalarda papatyalar gülümsüyor sarı beyaz.
Biraz sonra menekşeler de açacak renk renk refüjlerde.
Her ilkyaz gibi bu da yepyeni bir denge kuracak doğada.
Bilir misiniz, ilkyaz sadece doğada değil insan yaşamında da yeniler dengeleri.
Biz bahar yorgunluğu deriz ama bedenimizin yaza hazırlığıdır o halsizlik, o uyku hali.
Güneşe hazırlık yapar insan.
İlkyaz, hayata yeniden başlama zamanıdır.
İlkyaz, hayatı “katıla katıla” yaşama zamanıdır.
İlkyaz, enseyi karartmama, ümitvar olma zamanıdır.
İlkyaz, büyük usta Rıfat Ilgaz’ı “Dört Mevsim” şiiriyle anma zamanıdır:
“YÜZYIL’ımı dörde böldüm…
Her bölümü bir mevsim,
Biri kaldı, üçü gitti…
YAZ’ı gitti, GÜZ’ü gitti,
Karlı, tipili KIŞ’ı gitti,
Yemyeşil bir bahar kaldı!”