İçin için ağlarlar, tiz bir sesle… Yanarken ağlar ağaçlar!..
Sonra o tiz ses büyük bir çığlığa, gürültülü bir yasa dönüşür.
Ormanın yasını Yaşar Kemal anlatmıştır, ta 1954’te, “Yanan Ormanlarda Elli Gün” röportajında:
“Bir çığrıltı, bir patırtı, bir cazırtı geliyor ki ormandan, olmaya gelsin. Bir cehennem gibi yanıyor ortalık. Arada bir, bazı da üst üste top patlar gibi bir şeyler patlıyor. Yanan ormanın çığlığına, uğultusuna korkunç, sağır edercesine uzun bir dev ıslığı karışıyor. Yalımlar göklere doğru süzülüyor. Göklerde dolanıyorlar. Ateş devi ormanın üstüne yatmış, dünyayı yutarcasına nefes alıyor. Bir deli nefesi.”
Sonra Türk şiirinin yayla gönüllü adamı Tahsin Şentürk, dizelere dökmüştür o sesi, “Yanan Ormanın Sesi”nde:
“Kibrit benim ağacımdan,
Kibritin ateş almasını sağlayan oksijen benden,
Üstelik beni yakan insan, bana borçlu havasını suyunu.
Ben bir ormandım,
Nice bitkinin vatanı,
Evi barkıydım binlerce canlının.”
“Yaşayan Orhan Veli”dir o, ince ince ne taşlamalar yazmıştır:
“Vaaar, var atalarımızla ortak bir yanımız.
Onların mangal gibi yüreği vardı,
Bizim de mangalımızda yürek var, cız bız.”
Her şeye rağmen insanla yarışır direngenlikte doğa ana. “Direnç” koyar başlığını şiirin bu kez Tahsin Şentürk:
“Yakımdan, yıkımdan başını alamayan orman
Kayaya tututan ağaç
Bize rağmen…
Çölün avucundaki boncuk göl,
Yeşeren ot, açan çiçek, uçan kuş,
Bize rağmen…
Birbirinin takvimini ihlal eden
İpin ucunu kaçıran mevsimler
Bize rağmen…
Erozyon kanserinin pençesindeki toprak
A/4’ten farksız yeşil alan
Tısırdayan çeşme
Azınlığa düşen oksijen
Bize rağmen…
Biz… Bize rağmen…”
Ve yıllar önceden bugün yaşanan tartışmalara işaret eder, “Algı Anlayış” diyerek, “Yazı Kırıntıları”nda…
“Herkesin bakışı farklıdır ağaca, ormana…
Kimi kağıt kalem olarak bakar;
Kimi hava, su, toprak diye…
Mevsimdir, ekosistemdir kimisi için,
Evi barkıdır binlerce canlının.
Kimi içinse meyvedir, yemiştir,
Gölgedir uzun…
Farklıdır bakışı herkesin ağaca, ormana…
Algılaması, yorumlaması başka başka…
Vatandır orman çoğu insan için, candır.
Kimisi rant kapısı, para tomarı diye bakar
Kimi kitap olarak görür ormanı
Kimisi odun;
Kimi de kanun!..”
Çevrecidir Şair Şentürk…
“Çevre kimliktir” ona göre, “emanettir.”
“Bana ne” demek, “nemelazım” demek yakışmaz insana.
İnsan unutmamalıdır, seyirci kaldığı her olumsuzluğun ortağı olduğuna:
“Sen peyda ettin,
Gölü yerinde çölü!
Senin elinden,
Yeşil tepenin kel tepeye dönüşü!
Denizi kim çürüttü,
Kim kör etti gökyüzünü?
Senin elinin altından değil mi
Mevsimlerin birbirine düştüğü!
Dengeleri kim altüst etti ha,
Kim bozdu büyüyü?
Duymuyor görmüyorsun,
Küresel ısınmanın soğuk yüzünü!”