Siyasette “başarı kriteri” belli: Fazladan alınacak bir oy.
Bir oy fazla alırsanız seçimi kazanırsınız.
Peki, yerel yönetimlerde başarı kriteri ne?
Bir oy gibi nesnel, bir oy gibi matematik, bir oy gibi sağlam, bir oy gibi kimsenin itiraz edemeyeceği bir kriteri var mı, yerel yönetimlerde başarının?
Günün büyük bölümünü trafikte geçiren bir şoförseniz örneğin, neye bakarsınız?
Bir mimar, bir inşaat mühendisi, bir şehir plancısıysanız nasıl değerlendirirsiniz yerel yönetimleri?
Asgari ücretle ya da en düşük emekli maaşıyla büyük şehirde yaşam savaşı veriyorsanız derdiniz ne olur?
Artık bastonsuz gezemeyen bir yaşlıysanız, eloğlunun eline bakmak zorunda kalan bir kadınsanız, hayatın size ta en başından engeller koyduğu bir engelliyseniz en çok ne umurunuzda olur?
Başında kavak yelleri esen, kanı delidolu akan gencecik bir kentliyseniz ne istersiniz belediye başkanından?
Ya da bir seyyahsanız hiç bilmediğiniz kentlerin sokaklarında gezip dolaşan, nasıl değerlendirirsiniz oy vermediğiniz bir belediye başkanını?
Sorular uzayıp gider ama sözün özü yerel yönetimlerde başarı kriterinin nihai tahlilde son derece öznel olduğudur.
“Bozbey’in dokuz sekizlik çözüm toplantısı” başlıklı dünkü yazımda şu düşünceleri paylaşmıştım:
“Proje kitapçığı hazırlamak kolay, onları hayata geçirmek son derece zordur. O yüzden bu kitapçıkları çok önemsemem. Ama dikkatle incelerim ve kendi bakış açıma göre ‘şunlar şunlar yapılabilse harika olurdu’ derim.”
Aynı düşüncemi Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın 5 yıl önce seçim vaatlerini açıkladığı 3 Mart 2019 tarihli toplantının ardından da dile getirmiştim.
Aktaş, Bursa’ya 6 başlık (Ulaşım ve trafik; kentleşme ve çevre; turizm; yerel ekonomi; sosyal hayat ve eğitim; kültür, sanat ve spor) altında temel olarak 6 vaatte bulunuyordu.
Peki ben onca proje arasında hangisini ya da hangilerini önemsemiştim?
Arşive dönüp baktım:
“Keşke Bursa, Kestel, Orhaneli ve İnegöl’de yapılacak çalışmalarla ‘dünya ahududu üretim merkezi’ haline getirilebilse…” demişim.
“İznik, keşke bir an önce UNESCO Dünya Mirası kesin listesine girebilse...” demişim.
“Ürünlü’ye yapılması planlanan 70 futbol sahası büyüklüğündeki Millet Bahçesi, yeni Botanik Park olmaya aday gibi…” demişim.
“Hanlar Bölgesi Kültür Adaları projesi keşke hayata geçirilebilse…” demişim. En çok önem atfettiğim proje de bu olmuş!
Gelinen noktada Hanlar Bölgesi projesi bitti bitiyor. Açılış Cumhurbaşkanı tarafından yapılacak. Bursa’nın yıllardır konuştuğu bu projede merkezi-yerel idare işbirliğiyle sonuç alındı ve çok da iyi oldu. Turizmden hak ettiği payı hala alamayan Bursa için çok önemli bir ilk adımdır bu proje. Üstelik yıllar sonra bile Alinur Aktaş adıyla anılacaktır.
Bugün nasıl Kültürpark denince Reşat Oyal, BESAŞ denince Mustafa Eroğlu, Açıkhava Tiyatrosu denince Ekrem Barışık, köprülü kavşaklar ve altyapı denince Teoman Özalp, Botanik Park denince Erdem Saker, BursaRay denince Erdoğan Bilenser, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi denince Hikmet Şahin, Hüdavendigar Parkı denince Recep Altepe geliyorsa akla, yarın da Hanlar Bölgesi denince Alinur Aktaş gelecektir.
Başkan Aktaş, 5 yıl sonra bir kez daha kamuoyunun karşısına çıkacak ve yarın yapacağı toplantıda yeni döneme ilişkin projelerini açıklayacak.
Ölmez sağ kalırsam ben de izleyeceğim toplantıyı.
Bakalım yarınki toplantıdan geleceğe ne kalacak?