Ayıptır söylemesi, geçenlerde bizim kızın mobilyalarını yeniledik. Çocuk odasının yerini genç odası aldı. Mobilyaların montajı için iki genç geldi. Bir süre sonra anladım ki biri Suriyeli. Şunu biraz konuşturayım diye düşünsem de Halepli olması dışında ağzından laf alamadım. Yalnız işinin ehli olduğu hemen belli oluyordu. Kafasını kaldırmadan çalıştı, arada bir de Türk olan arkadaşına yardım etti, yol gösterdi.
Muhtemelen resmi izni olmadan, dolayısıyla herhangi bir sosyal güvencesi bulunmaksızın çalışarak, Türkiye ekonomisinin çökmesini önleyen (!) milyonlarca Suriyeli’den biriydi. Hani diyor ya iktidar sahipleri, Suriyelileri çekin Antep ekonomisi çöker, diye!
Gaziantep, Türkiye’de İstanbul’dan sonra en yoğun Suriyeli nüfusa sahip kent. Türkiye’deki 3 milyon 628 bin 440 Suriyeli’den 451 bin 962’si Gaziantep’te yaşıyor. Bu rakam sadece 4 yıl önce, 2018’de, 384 bin 290’dı. Bugün Gaziantep nüfusunun yüzde 21.6’sı Suriyeli.
İşi biraz daha kurcalayınca Gaziantep Üniversitesi’nden bilim adamlarının son yıllarda yaptıkları saha çalışmaları çıktı karşıma.
“Gaziantep’teki Suriyeliler: Uyum, Beklentiler ve Zorluklar” başlıklı 2018 tarihli raporda çarpıcı veriler var. Toplam bin 824 kişiyle yapılan anket çalışması, örneğin, Gaziantep’teki Suriyelilerin sadece dörtte birinin bir işte çalıştığını ortaya koymuş. Çalışanların da yüzde 88.4’ü “sigortasız işçi” konumunda.
Yani resmi çalışma izni yok, yani sosyal güvencesi yok!
Sürekli bir işte çalışanların oranı yüzde 62.1. Kalan yüzde 37.9 ise geçici/mevsimlik işlerde çalışıyor. Tabii ki karın tokluğuna.
Yani asgari ücrete, hatta daha da altına!
Raporun sonuç bölümünde bu durum şöyle ifade ediliyor:
“Suriye’deki savaşın uzaması nedeniyle, önemli ölçüde bir ‘Suriyeli işgücü (emek) potansiyeli’, Gaziantep iş ve çalışma hayatına dâhil olmuştur. Bu işgücü potansiyeli daha az maliyetli olarak görüldüğü için, kentin iş ve çalışma hayatında ‘tercih edilir’ bir hal almış ve böylece kentte, ‘bir Suriyeli işgücü ağı’ oluşmaya başlamıştır.”
Başka deyişle, birilerinin söylediği gibi Suriyeliler kimsenin çalışmayı istemediği en ağır işlerde çalışmayı kabul ettikleri için değil, daha az maliyetli oldukları için tercih edilmektedir! Oysa kayıt dışı mahkumiyet yoksulluk döngüsünü güçlendirmekten öte bir işe yaramayacaktır!
Gaziantep Üniversitesi’ndeki akademisyenler 2018’deki araştırmalarını 2020’de de yineledi. “Gaziantep Monitörü 2020” başlıklı çalışmanın sonuçları geçtiğimiz günlerde normhaber.com sayfalarında da yer aldı. HABERE GİT
Son araştırmanın bana kalırsa en dikkat çekici yanı, 2018 kıyaslamasıyla ortaya çıkıyor.
2018 yılında Suriyelilere “gelir gider kalemleri arasında en çok sıkıntı çektiğiniz konu nedir?” diye sorulduğunda “kira” birinci sırada yer alırken, 2020’de kiranın yerini faturalar alıyor.
İşte o faturalar nedeniyle Gaziantep’teki Suriyelilerin yüzde 65’i ülkelerine dönmek istiyor. Oysa bu oran 2018’de yüzde 56 düzeyindeydi.
Suriyelilerin yüzde 40’ı ise uygun koşullar oluştuğunda Avrupa’ya göç etmek istiyor.
Kısacası “Suriyelileri çekin Antep ekonomisi çöker” diyenlerin, kendi yarattıkları kayıt dışı, sosyal güvencesiz, kul hakkını ihlal eden ve “kardeşlik” edebiyatına sığmayan ekonomiden vazgeçip gerçeklerle yüzleşmesi gerekiyor!
Memleket öyle bir hale gelmiş ki bırakın bizim Z kuşağını, savaştan kaçan Suriyeli bile kaçıp gitmek istiyor.