Bağlanma iki insan arasındaki yakın duygusal bağ olarak tanımlanmaktadır.
Bağlanma kuramı yakın ilişkiler içindeki duygusal ve davranışsal tutumları inceleyen psikolojik modeldir.
Doğumdan hemen sonra anne ile bebek arasındaki ilk etkileşimle birlikte bağ kurulur.
Bağlanma stilleri bebeklik döneminden başlayarak, hayatımız boyunca tüm ilişkilerimizde etkisini devam ettirir.
Peki bu bağlanma stilleri nelerdir? Bu hafta biraz bu konuyu konuşalım.
Bowlby’nin bağlanma kuramı bebekler üzerinde çalışan Ainsworth tarafından kapsamlı ele alınmıştır. Mary Ainsworth, bebek ve annesi arasındaki bağlanma kavramının daha fazla anlaşılabilmesi için “yabancı ortam” olarak bilinen bir deneysel ortamda inceleme yapmıştır.
Laboratuvar ortamında yirmi altıya yakın bebek ve onların ebeveynleri, şunlara maruz bırakılmıştır:
Bebek ve ebeveyn aynı oda içerisine alınır. Bebeğe ebeveyn odada iken oyun oynatılır, ardından yabancı bir kişi odaya gelir, ebeveyn bebeği yabancıyla birlikte bırakır ve anne sonrasında odaya döner. Deneyde annesinden ayrılan ve ardından annesi ile bir araya getirilen çocukların verdiği tepkiler incelenmiş ve bağlanma durumlarını değerlendirmiştir. Yabancı ortam deneyinde Ainsworth bir çocuğun bağlanma yaşadığı kişi ile üç değişik bağlanma tarzı olduğunu ortaya koymuştur. Bunlara güvenli bağlanma, kaçınmacı ve kaygılı-kararsız olarak isim vermiştir.
GĞVENLİ BAĞLANMA
Bebek, annesini özlemle arıyor ve anne odaya geri geldiğinde ona yakınlık gösterme ihtiyacı duyuyorsa ve ardından oyuna dönüyorsa bu güvenli bağlanma olarak isimlendirilmektedir. Bebeklerinin iletişim ve mesajlarına duyarlılık sergileyen annelerin davranışları ile bu şekilde davranan bebek, örtüştürülmüştür. Güvenli bağlanmada bakım veren güvenli bir üs gibi algılanır ve ayrıldıkları zaman bebekler bilirler ki bakım veren geri dönecektir. Geri geldiğinde ise tamamen ona yönelirler. Güvenli bağlanma oluşması için çocuğun, tutarlı ve ihtiyaç halinde yanında olan bir bakım verenin var olması gerekmektedir.
Güvenli bağlanan bireylerin kendilerine saygıları ve özgüvenleri yüksektir. Kendisini sevilmeye layık görür ve diğer insanların güvenilir, destek veren ve iyi niyetli olduğuna ilişkin olumlu düşünceler kurar. Bu sayede bireyler başkalarıyla yakınlık kurabilir ve bununla birlikte özerk kalabilirler.
KAÇINMACI BAĞLANMA
Bu bağlanma stilindeki bebeklerin çoğunlukla anneyi özlemediği ve annenin odaya dönüşünü umursamamaya yönelik davranış sergiledikleri gözlemlenmiştir. Bu davranış tarzı annenin bebeğin ihtiyaçlarına karşı duyarsızlığı ve daha çok bağlanma davranışının reddiyle örtüştürülmüştür.
Güvensiz kaçınmacı bağlanan çocuklar ayrılığa neredeyse hiç tepki vermeyen, bir araya geldiğinde temastan kaçınan çocuklardır. Annelerine karşı güven hissetmezler. Bakıldığında bakım verenin çocuğun duygusal ya da fiziksel ihtiyaçlarını karşılamaması bu bağlanma şeklini geliştirir. Bu çocuklar tutarlı olarak reddedilmeye maruz kalırlar.
KAYGILI BAĞLANMA
Kaygılı bağlanan çocuklar bakım veren odadan gidince, bakım verenin geri döneceği konusunda emin olmayan ve ayrılmadan sonra zor sakinleşen davranış göstermektedirler. Bakım verenin tutarsız tepkiler vermesi ve ayrılığı bir tehdit amaçlı kullanması bu bağlanma şeklini geliştirir. En az rastlanan örüntüdür.
Tutarsız mesaj iletilen çocukların kaygı, kızgınlık ve gerilim duyguları yaşadığı gözlemlenmiştir. Bu çocukların hayata ve insanlara dair tehdit edici veya olumsuz beklentiler ile benliğine dair değersizlik duyguları gelişim göstermektedir.
YETİŞKİNLİKTE BAĞLANMA
nsanlarla nasıl bir ilişki kuracağımız, kendimizi bu ilişkide nereye koyduğumuz ve karşımızdaki kişiden beklentilerimizin neler olacağı gibi birçok kritik sorunun cevabı bebekken anneyle kurulan ilk ilişkide yatar. Anneyle kurulan ilk ilişkiden öğrendiklerimizi diğer ilişkilerimize yansıtırız. Bağlanma stilimiz sadece romantik ilişkilerimizin nasıl olacağını değil, kendimizi ve çevremizi nasıl algıladığımızı da belirler. Aynı zamanda seçimlerimizi, iş hayatımızı, sorunlarla başa çıkma yöntemlerimizi, otoriteyle ve arkadaşlarımızla olan ilişkilerimizi de etkiler.
BAĞLANMA STİLLERİNİN İLİŞKİYE YANSIMASI
Güvenli bağlanma biçimini sergileyen yetişkinler, yaşamın ilk yılından başlayarak ileri yaşların devamında psikolojik gelişimin temelini oluşturduğu bilinmektedir. İlişkilerine dair daha olumlu görüşler sergileyen ve yakınlaşma konusunda sıkıntı yaşamayan bireylerdir. Romantik ilişkilerinde ise daha başarılı oldukları görülmektedir.
Kaçınmacı bağlanma biçimi sergileyen bireyler, romantik ilişki yaşama konusunda isteksiz davranan ve partnerlerini kendilerinden uzak tutma eğilimi gösteren yetişkinlerdir. Samimiyeti çok yoğun hissettikleri zaman uzaklaşırlar.
Kaygılı bağlanma biçimi sergileyen bireyler, güven konusunda sıkıntı yaşamakta, kıskanç ve aşırı sahiplenici davranışlar sergilemektedir. Hem reddedilmekten hem de terk edilmekten korkarlar. İlişki içerisinde sevilip sevilmediğini sık sık sorgular. Fazla duygusal davranırlar; ancak yakınlaşma konusunda istekleri vardır.