Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Adaylardan ne bekliyorum?

Takvimlerde 2023 Mart ayının günleri geride kalmakta.

Ama sakin bir zaman akışı pek de günlük hayatımızın bir parçası değil.

Milyonları etkileyen deprem felaketi tüm acılarıyla taptaze duruyor karşımızda!

Yakınını, evini, işini gücünü kaybedenlerin çektiği sıkıntıları algılayabilmek hiç de kolay değil. Tüm topluma yayılan travma halleri farklı biçimlerde kendini gösteriyor.

Gerçi günlük hayatın rutini içinde bölgedeki sakıntıların gözardı kalması gibi bir risk de var. Özellikle de vatandaşın derdinden çok kendi siyasi kariyerlerini dert eden siyasilerin telaşı gündemi değiştirecek boyutlara erişmişken risk daha da artmakta!

Deprem felaketinin çok yönlü artçıl etkilerinin sosyal ve ekonomik yansımaları birinci gündem maddesi olmak zorunda!

Deprem bölgesini ve oradan yayılan sıkıntıları unutma ve unutturma lüksü yok hiç kimsenin.

Tam tersine var gücüyle somut olarak deprem bölgesine ve oradan göç edenlere destek sunmalı siyaset dünyası.

Ve bir seçmen olarak propaganda döneminde ve sonrasında benim ana beklentim deprem felaketinin yaralarını sarma çalışmalarını öncelikle görmek! Uzun vadede Türkiye’nin depreme karşı mücadele planlarını da görmek istiyorum.

Yani seçim vaatlerini içeren listelerin en başına bu madde konulmalı!

Ama sadece laf bolluğu değil adım adım gün gün nelerin gerçekleşeceğini net biçimde ortaya koymalı deprem vaatlerini içeren planlar.

Vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlayacak ne yapmayı hedefliyor siyasiler? Bunu tüm toplum bilmeli öncelikle. Ve oyunu kullanırken buna dikkat etmeli.

Ancak şimdiye kadar iktidarın açıkladığı birkaç somut adım dışında uzun vadeli ve net bir stratejiyi göremedik!

Muhalefetin ana ekseni haline gelen Millet İttifakı’nın siyasi platformda öngördükleri temel konular dışında pek bir hazırlık yapmadığına dair bir görüntü oluşmuş durumda.

Nitekim cumhurbaşkanlığı adaylık kararı bile çok geç ortaya çıktı.

Oysa seçime sadece iki ay kaldı. Ancak vatandaşın hem acil sorunlarına hem de uzun vadeli sıkıntılarına çare olacak reçeteleri henüz göremedik.

Ne zaman ve nasıl öğreniriz vaatleri bilmiyorum.

Ama ben bir seçmen olarak birkaç beklentimi sıralamak istiyorum!

Ve aslında toplumun kendini ifade etme mecralarının çeşitli STK’ların verdiği fırsatların yanısıra bireysel olarak sosyal medya aracılığı ile de zenginleşmesi nedeniyle önemli bir sosyal ve siyasal eşiğin de aşılması söz konusu olabilir.

Yani artık partilerin bize ne sunduğundan ziyade bizim ne istediğimizin öne çıkarılması ve sandık gelmeden bunların dayatılması mümkün!

EYT düzenlemesi talep bazlı seçmen aktivitesine çok güzel ve taze bir örneklik oluşturuyor aslında.

Hayal projeler ve vaatler yerine vatandaştan doğrudan yansıyan taleplere öncelik verilmesini sağlayabilir bu katılımcı süreç.

Gelelim benim şahsi beklentilerime…

Depremsellik konusu dışında ülkenin güvenlik konseptini hem politik hem askeri hem de ekonomik açıdan görme ihtiyacım var.

Adaylar, partiler ülke çıkarlarını nasıl koruyacaklarını açık açık ifade etmeli!

Özellikle yakın coğrafya ve uzak Asya kaynamaya hazırken bu konuların ıskalanma lüksü yok.

ABD kaynaklı bir finans krizinin yayılma ihtimali varken partilerin ekonomik cephedeki stratejilerini de adım adım bilmeye ihtiyacım var.

Faiz ve kur politikalarını, tarım ve sanayideki gelişme stratejilerini, yüksek teknoloji yatırımlarının nasıl destekleneceğini bilmek de şart!

Vergi ve sosyal güvenlik alanında neler yapılacak?

Enflasyonla nasıl mücadele edilecek?

Alım gücü nasıl artırılacak?

            Ve adaletsiz gelir dağılımı nasıl düzeltilecek?

Tarzındaki sorular da bir vatandaş olarak benim için hayati önemde?

Eğitim ve sağlık gibi olmazsa olmaz sosyal altyapılara dair düşünceler de bir o kadar önemli. Bireysel hakların korunması, şiddeti önleme milli ve manevi değerlere saygı bazında yapılacaklar da milim milim çizilmeli vaat haritalarında.

Ve bütün vaatler, süslü ve boş sözlerden uzak, açık ve net olarak ifade edilmeli tüm toplumun anlayacağı biçimde!

 

HABERLER