Enerji dünyasının zor yılı.
Daha doğrusu enerji faturalarını ödemenin zor yılı demeli.
Elektriği, gazı, benzini, mazotu uçuş modunda!
Enerji fiyatlarının doğrudan ve dolaylı yükü herkesin sırtında. Üretenin de tüketenin de.
Peki bu ağır yükün hafiflemesi için bir umut ışığı var mı?
Elektrik ve doğalgaz cephesinde indirim umudu hiçbir şekilde yok. Fiyatlara henüz yansıtılmamış maliyet artışlarından bahsediliyor.
Yani fiyatların mevcut halini koruması bile memnuniyet verici sayılmalı!
Madalyonun öteki yanındaki akaryakıtta ise bir haftadır görülen hafif düşüşün devamı yönünde sinyaller var.
Ancak, sinyallerin kalıcılığı şüpheli bir tablo arz ediyor.
Kısa bir analizle gidişata bakalım.
Öncelikle ham petrol fiyatları önem taşıyor elbette. Sonra da doların lira karşısındaki seyri.
Petrolde başlayan gerileme süreci kayda değer bir görüntü oluşturdu bu hafta!
Brent petrolün varil fiyatı cuma gününü yüzde 2 civarı kayıpla 88 doların altına inerek tamamladı.
Yani son bir ayın en düşük seviyesine inen bir petrol fiyatı var karşımızda!
Haftalık bazda yüzde 8’i bulan bir kayıp söz konusu petrolde.
Haliyle iç piyasada akaryakıta benzer bir oranda indirim olarak yansıyacak düzenlemelerin hayata geçmesi beklenmeli.
Ancak son bir haftaya hatta son üç haftaya baktığımızda bile paralel bir indirimle karşılaşmıyoruz!
Doların TL karşısındaki çok hafif yükselişi mazeret olarak gösterilebilir. Ancak, yine de petroldeki hareketle uyumlu yani hakkaniyetli bir indirim yapılmadı henüz.
Doğal olarak eğer petrolde ve dolarda ani ve keskin bir yükseliş olmadığı taktirde gelecek haftaya benzin ve mazotta indirim gelmeli.
Öncelikle doların lira karşısındaki seyrinin kısa vade adına keskin bir hareket öngörüsü içermediğinin altını çizelim!
Gelelim verilerdeki zayıflığın baskıladığı petrolün yakın vadedeki gidişatına.
Küresel büyüme tarafında görülen zayıflama işaretleri petrolün yukarı hareketi üzerinde bir baskı oluşturuyor. Mesela dünyanın en büyük petrol ithalatçısı Çin’de yavaşlayan ekonomik aktivite ve salgında vaka sayısının artması talebi düşürüyor.
Keza Avrupa tarafında da zayıf talep net biçimde gündemde hala!
ABD’de de henüz güçlenmese de yavaşlama sinyalleri mevcut.
Diğer yandan Amerikan Merkez Bankası Fed’in şahin para politikasından vazgeçme konusunda erken olduğuna dair işaretlerin gelmesi petrole dönük yatırım iştahını da olumsuz etkiledi. Doların az da olsa yeniden güçlenmesi de bu trendi destekledi.
Bu tablonun kasım sonuna kadar belli ölçülerde korunması mümkün görünüyor. Yani kısa vadede petrolde hızlı bir yükseliş ihtimali düşüş görünmekte.
Ancak bardağın boş tarafına baktığımızda jeopolitik riskler, Fed’in gevşek para politikasına geçişinin çok da uzun bir süreç almayacağı gerçeği ve talebin orta vadede de olsa kesinlikle yükseleceği ihtimali karşımıza çıkıyor.
Yani petrolün daha fazla ucuzlaması kısa vadede teknik olarak mümkün ancak fiyatların bu seviyelerde uzun kalmayacağı gerçeği de unutulmamalı!
Petrolün önce 90 – 95 dolar bandına ardından da yüz dolara doğru hamle yapması önümüzdeki aylarda kuvvetle muhtemel.
Dolar/TL’nin de yavaş yavaş yukarı gitme zamanı geliyor.
Dolayısıyla akaryakıtta kısa vadeli mutluluk ihtimali daha yüksek.