Piyasaların günü gününe uymuyor…
Teknik ifade ile volatilite vatandaş diliyle oynaklık modası hakim.
İçte başka dışta başka rüzgarların esmesi rota belirleme konusunda zorluk yaratmakta.
Ancak içte biriken yoğun enerjiye karşın nispeten bir istikrardan bahsetmek mümkün dış piyasalarla karşılaştırdığımızda!
Özellikle deprem maliyeti, yüksek enflasyon ve siyasi tansiyon gibi faktörler ciddi bir etki gücüne sahip olmalarına rağmen fiyatlara yansıdıklarını söylemek şimdilik zor.
Belli bir oynaklık payı ile Borsa İstanbul dikkat çekse de alınan tedbirler neticesinde oynaklık katsayısı nispeten düşük kalmakta.
Keza doların da yukarı gitme çabası oldukça sınırlı adımlarla kendini gösteriyor!
Altındaki hareketlilikse bütünüyle dış kaynaklı. Yani ons fiyattaki dalgalanma içe de yansımakta. Hatırı sayılır bir oynaklık son iki haftaya damgasını vurmuş durumda.
Öyle ki bin 98 liraya kadar düşen gram fiyat birkaç gün içinde bin 127 liraya kadar yükselmişti. Ama yine yükseldiği hızda bu hafta yeniden bin 102 TL’ye kadar da geriledi.
Diğer değerli metaller, emtialar ve petrol de benzer bir oynaklık gösterdi kısa sürede!
Ve şimdi akıllara takılan sorular bundan sonrasına dair rotayı sorguluyor.
Bundan sonrasına dair fikir yürütebilmek için son günlerdeki aşırı oynaklığın nedenlerine bakmakta fayda var.
Öncelikle ABD’den gelen veri akışı ve Amerikan Merkez Bankası Fed’in para politikası başrolde.
2022’de Fed faizleri 8 kez yükselterek yüzde 4,5-4,75 seviyesine yükseltmişti.
Bu yıl ise daha güvercin bir duruş beklentisi öne çıkmaktaydı.. Ancak Fed yönetimi, yavaşlama ve istihdamda düşüş görmeyi öncelemiş durumda. Ve haliyle enflasyonda kalıcı bir düşüş trendine dair sinyaller gelmedikçe faizleri gevşetmeyi düşünmüyor!
Dolayısıyla veri odaklı politika belirleme stratejisi gelen her rakamda piyasaları oynaklığa itmekte.
Aslında küresel piyasalar genelde gelişmeleri olumlu fiyatlama isteğinde. Nitekim yapılan açıklamaları da bu iyimserlikle yorumladığını görüyoruz piyasa oyuncularının.
Ilıman veri akışı ve açıklamaların doları aşağıya itip altını parlatması da doğal olmakta. Veya tam tersini de görebilmekteyiz son iki günde olduğu gibi!
Zayıf da olsa nispeten pozitif sayılacak veri akışına karşın Fed Başkanı Jerome Powell, ABD Kongresi’ndeki iki günlük sunumda kötümser manzaralar çizdi.
Ve ortalık karıştı. Dolar yükselirken ABD borsaları ve ons altın.
Peki Powell ne dedi de piyasalar karşıtı?
Powell, ilk gün yüksek enflasyonun faiz oranlarını beklediklerinden daha fazla artırmalarına yol açacağını söyledi.
İkinci günde ise Fed’in mart ayı toplantısıyla ilgili herhangi bir karar almadıklarını belirterek “Önceden belirlenmiş bir yolda değiliz. Yaklaşan veriler, yetkililerin bir sonraki toplantısında 25 baz puan mı yoksa 50 baz puan mı faiz artırımına ihtiyaç duyulacağını belirlemeye yardımcı olacak.” dedi.
Yani belirsizlik manzarası çizdi.
Netice itibarıyla şahin görünen bu mesajlar, doların zayıflama sürecini durdururken altının tadını kaçırdı. Ons fiyat bin 810 dolara kadar geriledi.
Cuma günü açıklanacak olan ABD istihdam rakamları onsu bin 800 doların da altına itebilir. Ya da bir miktar toparlanma sağlayabilir.
Ancak uzun vadede onsun bin 900 dolar üstüne çıkma ihtimali hayli güçlü. Ayrıca içte doların lira karşısında bir miktar daha prim yapma ihtimali mevcut!
Neticede altında yeniden parlama ihtimali azımsanmayacak boyutta.
Yatırım sepetini altınla çeşitlendirmek isteyenler için fırsatlar hala mevcut gibi.