Elalemin derdine odaklanır olduk.
Küresel enflasyon hadi bize de yansıyor. Kaçınılmaz bir etki ve dert olarak.
Başta Avrupa olmak üzere dünya ekonomilerindeki yavaşlama süreci ve hatta daralma riski de bizim dert listemizde yer bulmakta kendine!
Bunu da haklı bir dert olarak kabul etmek zor değil.
Çünkü ihracatımızı riske atan gelişmeler bunlar.
Tamam ama ABD’nin enflasyonu ya da işsizlik rakamlarını dert eder olduk fazlasıyla!
Hatta Türkiye’nin enflasyon ve işsizlik rakamları bile ABD verileri kadar önemsenmiyor ekonomik aktörlerce artık.
Peki bize ne Amerika’nın rakamlarından?
Elalemin verilerini dert etmemizin temel nedeni küresel anlamda rezerv para birim olan doların kaderini belirliyor olmaları.
İşte o nedenle de bu hafta tün dünya gibi biz de ABD’nin enflasyonuna ve işsizlik rakamlarına çevirdik gözümüzü kulağımızı!
Ve perşembe günü itibarıyla gelen rakamlar çok tuhaf bir piyasa gününü yaşattı.
Dolar önce yukarı gitti borsalar ise aşağı… Sonrasında ise tam tersi oldu.
Aynı gün içerisinde ciddi bir oynaklık yaşandı kısacası!
Peki niye?
Yanıt için öncelikle ABD’den gelen son verileri değerlendirelim.
Eylülde beklentileri aşan yıllık tüketici enflasyonu yüzde 8,2 olarak kayıtlara geçti. Böylece ÜFE’nin ardından TÜFE de enflasyonun kalıcı olduğuna ilişkin sinyaller vermiş oldu…
Çünkü kritik öncü gösterge olan çekirdek enflasyon da 40 yılın zirvesine çıktı.
Aylık bazdaki tablo da ilginç. Eylül ayı enflasyonu yüzde 0,4 oranında artış gösterirken en yüksek fiyat artışı gıda, barınma ve sağlıkta kaydedildi. Buna karşın benzin ve enerji grubunda ise düşüş oldu.
Ve dikkat çeken bir nokta gıda enflasyonuyla göze çarptı. FAO raporuna göre küresel gıda fiyatları eylülde düşüş gösterirken Amerika’da gıda enflasyonu aylık bazda 0,8 oranında artışa sahne oldu.
Kısacası Amerikalıların başındaki enflasyon belası da kısa sürede hayatlarından çıkacak gibi görünmüyor!
Diğer taraftan ABD’de işsizlik maaşına başvuruların sayısı geçen hafta 6 haftanın en yüksek seviyesine çıktı. Beklentilerin üzerinde gelen başvurular ekonomideki soğumaya dönük bir işaret olarak kabul edildi.
Ancak çok sert bir daralmanın da işareti olarak saymak doğru değil son verileri.
Dolayısıyla enflasyona karşı Amerikan Merkez Bankası Fed’in faiz yoluyla verdiği güçlü reaksiyonunu engelleyecek bir manzara yok demektir.
Ve haliyle verilerin açıklanmasından hemen sonra Fed’in kasımda 75 baz puanlık faiz artışı yapacağına dair beklentisi yüzde 100 seviyesine çıktı!
Aralıkta da en az 50 baz puanlık faiz artışı bekleniyor. Böylece 2022 faiz oranı yüzde 4,5 düzeyine çıkmış olacak.
İşte bu atmosfer dolar endeksini 114 seviyesine doğru itti önce. Dolar/TL de 18,60 dayandı.
Borsa endekslerinde sert düşüşler öne çıktı bu süreçte.
Ama bir müddet sonra sert bir oynaklık hareketi görüldü. Dolar inişe geçti borsalar yukarı!
Peki neden?
Amerikan piyasalarında “en kötüsü geride kalmış olabilir” tarzında bir iyimserliği içeren tepki alımı oluştu.
Ayrıca iyimserliği ve haliyle yatırım iştahını zorlayacak alt detaylar da eşelendi bulundu enflasyon veri setlerinde.
Neticede çok da gerçekçi olmayan bir pozitif hava pompalandı. Oynaklıktan da birileri kazançlı çıktı!
En kötüsü geride kaldı demek için çok erken. Ancak, piyasaların pozitif haberlere olan açlığını verdiği aşırı tepki ile ölçmüş olduk son oynaklıkta.