Gözlerin çevrildiği kritik toplantı sona erdi.
Bir sonuç çıktı mı? Tabii ki hayır…
Çünkü hiçbir zaman Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarından net bir sonuç çıkmaz. Taraflar kesinlikle uzlaşamaz talepler arasındaki uçurum nedeniyle!
Dünkü son toplantıda yine aynı manzara ortaya çıktı.
Yani Türk-İş’in toplantı sonrasında yaptığı 9 bin TL’lik öneri dışında net bir rakam duymuş değiliz. İşveren sessiz kalıyor. Ve devletten destek bekliyor. Devlet ise siyasi sahnedeki gelişmelere odaklanmış durumda!
Gelenek olduğu üzere de son söz siyaset tarafından söylenir çünkü.
Yani gelecek hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son sözü söyler ve 2023 yılında geçerli olacak asgari ücret kesinlik kazanır.
Özellikle siyaseten çok kritik bir kararın öne çıkacağı ortada! Çünkü 2023 seçim yılı.
Dolayısıyla çalışanların büyük çoğunluğunu oluşturan asgari ücretliler ve o düzeye yakın ücretle çalışanların oylarının değer kazanması açıklanacak ücrete sıkı sıkıya bağlı.
Bu anlamda da cüzdanları kemiren, tencereleri boşaltan, alım gücünü yerle bir eden enflasyonun yarattığı tahribatı yerine koyacak bir rakamı görmek tüm çalışan kesimler adına önem taşımakta!
Çünkü diğer ücret dilimlerindeki zam oranları kısmen de olsa asgari ücret artışına göre şekillenmekte.
Peki bu kritik karar karşımıza nasıl bir tablo çıkaracak?
Öncelikle Türk-İş’in açıkladığı minimum rakamın dikkate alınması zor görünüyor!
Teknik olarak baktığımızda 2022 başındaki net asgari ücret 4 bin 250 lira idi. Eğer karar vericiler 9 bin TL’lik asgari ücret açıklarsın zam oranı yüzde 112 seviyesinde gerçekleşecek.
Oysa ki; 2022 sonu itibariyle beklenen enflasyon yüzde 68 civarında. Yani arada ciddi bir fark söz konusu!
Refah payı altında eklenecek 5 veya 10 puan da 9 bin TL’lik seviyeye yaklaşılmasını sağlamaz.
Ve zaten temmuzda yüzde 30 oranında bir iyileştirme de yapılmıştı.
Nitekim işveren temsilcileri de 8 bin 500 TL’ye bile şu an hazır olmadıkları yönündeydi.
Mazeret ise rekabet gücünü ve istihdamı koruma!
Neticede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklayacağı rakamın teknik olarak 8 bin – 8 bin 500 TL aralığında gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel.
Ancak siyaseten bu rakamın tatminkar olmama yani oylara tam olarak yansımama riski mevcut.
Çünkü vatandaşın çarşıda pazarda hissettiği enflasyon çok başka.
Ve ücret zamlarının da fiyatlara maliyet kalemi olarak anında yansıtılacağı gerçeği var! Yani zamlı ücretler cebe girmeden erimeye başlayacak.
Yani bu soruna çare bulmadan siyasetin adım atması akıl karı olmaz.
Dolayısıyla ikinci 6 ay için de zam kapısının aralık tutulması hayli mümkün! Hatta farklı bir formül ile işvereni de rahatlatacak bir sistem gelebilir gelecek yıla özgün bir çözüm olarak.
Nasıl mı?
Üç ayda bir zam yapılması yönünde bir karar ortaya çıkabilir! Yani işverenin yükünü yıl içerisine dağıtılması prensibi benimsenebilir.
Kısacası farklı formüller mevcut. Ancak öyle ya da böyle belli olan bir şey var ki 2023’ün ortalama asgari ücreti 8 bin 500 lira civarında olacaktır!
Ve tabi ki yeterli olmayacaktır.
Enflasyonun yarattığı tahribat hayli derin.
Çalışanların büyük çoğunluğunun asgari ücrete tabi olması da yapısal bir diğer sorun.
Sözün özü; rakam ne gelirse gelsin asgari ücreti konuşmaya devam edecek Türkiye!