Yeni yıl adım adım yaklaşıyor.
Ve heyecan da hızla yükseliyor.
Aslında daha iki aylık bir zaman dilimi var.
Heyecan için erken demek mümkün gibi görünüyor bu durumda!
Ama neredeyse her kesim şimdiden hararetle 2023’ü konuşuyor.
Konuşulan ana gündem maddesi ise genel seçimler değil. Siyaset çok konuşulsa da ortada seçim heyecanı yok. Zaten bir aday dışında da kesin bir başka isim yok henüz!
Ancak siyasetin de siyasetçilerin de gündemde daha az yer kaplamalarına neden olan çok belirgin bir konu var.
Hayat pahalılığı.
Bir başka yönüyle dibe vuran alım gücü.
Dün açıklanan Türk-İş’in geleneksel araştırması ekim ayı itibarıyla gidişatı net biçimde ortaya koydu. Açlık sınırı 7 bin 425 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 24 bin 185 TL’ye yükseldi.
Asgari ücretin bin 925 lira üstünde bir açlık sınırı rakamını karşımıza çıkarıyor bu araştırma!
Gündemin bir yanıyla enflasyon diğer yanıyla da ücret zamlarına kilitlenmesi hayli doğal sayılmalı bu durumda.
Bir de bu bağlamdan uzak olmayan EYT’ye dönük beklentiler yeni yıl heyecanının bir parçasını oluşturmakta.
Çünkü EYT düzenlemesi en erken aralıkta kamuoyu ile paylaşılacak. Ve muhtemel yasal düzenleme 2023’ün ilk aylarında hayata geçecek.
Bu tablonun yansıması olarak da hemen herkes hesap uzmanı oldu diyebiliriz son günlerde!
Asgari ücret ne olur diye her gün çeşitli hesapları barındıran haberler uçuşuyor havada. Vatandaş da geri kalmayıp kendince yaptığı hesapları hayalleriyle buluşturuyor.
Elbette işverenlerin gözü kulağı da asgari ücrette. Çünkü açıklanacak zam oranı, doğal olarak 2023 hedeflerini etkileyecek önemli bir karar niteliğinde!
Memurun hesabı bir başka… Emeklinin ise bambaşka.
Birileri refah payı bekliyor okkalı cinsten! Birileri ise intibak peşinde.
EYT’lilerse olası emekli maaşları için hesap makinesi başında. Karşılarına çıkacak olası formüllere göre ön hazırlık yapma gayretinde.
Ama bütün bu hengame ve hesap enflasyonu arasında çok belirgin bir faktör ortak payda olarak kendini dayatıyor!
Hiçbir hesapta ıskalanmaması gereken yılsonu TÜFE rakamı herkes için kritik önemde.
Tüm zam ayarlamaları TÜFE’nin baz alınmasıyla yapılacak.
Peki 2022 sonunda enflasyon yüzde kaç olacak?
Çeşitli tahminler var ama resmi öngörüler öncelikli olmalı.
Sonuçta resmi rakam dikkate alınacak.
Bu anlamda dün açıklanan TCMB’nin enflasyon raporu önemli ipuçları verdi.
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, yıl sonu enflasyon tahmininin yüzde 60’tan yüzde 65’e çıkarıldığını açıkladı!
Yeni bir kur atağı ya da enerji şoku yaşanmazsa yani anormal bir gelişme olmazsa bu seviyenin hayli yakınında bir TÜFE gerçekleşmesi mümkün görünüyor.
Baz etkili olarak bu seviyeye bir iniş yaşanması söz konusu.
Bir başka ifade ile de MB’nin açıkladığı rakama yakınsama bir şekilde sağlanacaktır.
Dolayısıyla açıklanan bu son tahmin, ciddi bir gösterge özelliğini kazanmış durumda!
Bu durumda asgari ücret açısından yılın ilk yarısında yapılan yüzde 30 zammın üzerine yüzde 35’lik bir zam daha eklenmesi zorunlu hale gelmekte.
Ek olarak da muhtemelen en az 5 puanlık bir refah payı söz konusu olacaktır. Yani yüzde 40 zamla asgari ücretin en az 7 bin 700 lira seviyesine çıkması kaçınılmaz görünüyor.
Ancak benim beklentim geçen yıl olduğu gibi gıda enflasyonuna yakın bir ayarlama yapılması yönünde!
Bu durumda şu anda TÜİK’e göre yüzde 93 seviyesinde olan gıda enflasyonu yılsonu itibarıyla en iyi ihtimalle yüzde 75 seviyesine ineceğinden 7 bin 975 TL’lik rakam olanaklı hale gelmekte.
Kuvvetle muhtemeldir ki seçim yılının da etkisiyle bu rakamın 8 bin liraya yuvarlanması zor olmayacaktır!
Ama vatandaşın mutfakta yaşadığı gerçek enflasyonun yüzde 100 üzerinde olması nedeniyle bu rakamın tatminkarlığı da ayrı bir tartışma konusu haline gelmekte.
Kısacası yeni asgari ücret Türk-İş’in o tarihte açıklayacağı açlık sınırının pek de üstünde olmayacaktır.
Yoksulluk sınırını aşabilmek için ise bir ailede en az kişinin çalışıyor olması şartı acı bir gerçek olarak durmakta.