Dolar aldı başını gidiyor…
Ve ne yazık ki gideceği daha yol da var gibi görünüyor.
Haliyle diğer para birimleri dayak yerken küresel ekonomik dengeler de değişmekte.
Resesyon sinyallerinin güçlendiği bir ortamda dünya ticaretinin parite oynaklığı yüzünden de darbe almasıyla yüzleşiyoruz yavaş yavaş!
Türkiye’nin ihracatı adına da pek hoş bir manzara yok.
Ama özellikle ihracatın lokomotif kentlerinden Bursa için durum daha kötümser bir hal almak üzere.
Niye mi?
Birkaç nedeni var.
Küresel dengeler Bursalı ihracatçının aleyhine dönmeye başladı!
Mesela…
Dolar ve Euro’nun seyri hiç de moral veren bir görüntü içermiyor.
Haftanın son işlem günü itibarıyla dolar endeksi 20 yılın zirvesine çıktı. Euro/dolar ise 20 yılın dip seviyesini gördü.
Bu rekorların Bursa’nın ihracatına keskin bir darbe vurması kuvvetle muhtemel!
Çünkü…
Dolar endeksinin 112 seviyesini aşması hayra alamet değil.
İhracatçının maliyet kalemlerinin ağırlıkla dolar bazlı ithalata bağımlı olması otomatik olarak rekabet güçlerine darbe vuruyor!
Küresel enflasyonun dayattığı maliyet yükü yanında kur artışının baskısı daha fazla hissedilir hale geldi.
Diğer yandan Euro’daki değer kaybı en büyük pazarı Avrupa olan Bursalı ihracatçılarımızın
gelirlerini de eriten bir faktör haline gelmiş durumda.
Euro/dolar paritesi 0,96 seviyesine kadar indi. Yani son bir yılda yüzde 17 kayıp var paritede!
Sadece parite bile kentimizin ihracat gelirlerini daha da aşağıya çekecektir önümüzdeki aylarda. Maliyet ve fiyatlama konusunda yaşanan sıkıntılar madalyonun öteki yüzündeki baskı yapmaya da devam ediyor halihazırda. Bu cephede yaratıcı çözümlerle baskının kısmen hafifletilmesi mümkün. Ama pariteye karşı yapılabilecek hiçbir şey yok!
Çünkü hedging için tren çoktan kalktı. Pazar çeşitlendirmesi de uzun vadeli bir iş.
Ve eğer ki teknik analizde öne çıkan ihtimaller gerçeğe dönüşürse ihracatçımızın parite kabusu daha baskın hale gelecektir!
Dolar endeksinde 113 seviyesinin aşılması 115’e kapı açar. Bu da pariteyi iyice dibe iter. Yani Euro/dolarda 0,92 düzeyi pek de uzakta değil. Sonra da 0,87’ye kilitlenir gözler!
Senaryonun bir başka bölümünde ise giderek daha fazla kötümser sinyal gelen Avrupa ekonomisindeki yavaşlamanın faturası yer alıyor.
Özellikle son bir ayda yavaşlamaya işaret eden göstergelerdeki düşüşün hız kazanması dikkat çekici.
Mesela…
Almanya’da imalat PMI 3 aydır daralıyor. Hizmet PMI ise eylülde yüksek oranlı düşüşe sahne oldu. Bu iki kritik gösterge Fransa’nın da dibe doğru yol aldığını gösteriyor!
Yani Avrupa’nın iki lokomotif ekonomisinde üretim azalıyor, hizmet talebi de düşüyor demek. Başta enerji olmak üzere yüksek maliyetler özellikle kış aylarında durumu daha da kötüleştirecek.
Bu tablonun neticesi ise Avrupalıların tüketime daha az para harcaması. Faizlerin de yükseldiği bu süreçte krediler de cazibesini kaybediyor.
Değer yitiren Euro, alım gücünü düşürürken ithalatı da daha pahalı hale getirmekte!
Doğal olarak Bursa’nın en büyük pazarında büyüme şansı bir başka bahara kalmakta. Hatta küçülme olasılığı mevcut bu kritik pazarda.
Bursa ekonomisinin ihracata, ihracatın da Avrupa’ya bağlı olduğu gerçeği zor kışın kapıda olduğunu gösteriyor tüm kent adına.
Sözün özü; bir zamanlar nimet olan Avrupa artık Bursa’nın eziyeti konumuna geldi!