Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Bursa’nın büyüme sorunu ve sanayinin geleceği

Büyüdük çok şükür.

Memleket ekonomisi almış başını gitmiş! TÜİK öyle diyor.

İlk 3 ayda milli gelirimiz 2021’in aynı döneminde göre yüzde 7,3 artmış.

Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasındayız.

Peki hissettiniz mi bu büyümeyi?

Zannetmiyorum. Hatta hissedilmediğinden kesinlikle eminim!

“Nasıl bu kadar eminsin?” derseniz yanıt net.

Zam furyasından başı dönen bu milletin büyüyen ekonomiyi hissetme şansı yok. Enflasyon sarmalına sıkışmış olan da sadece vatandaş değil. İş dünyası da önünü görmekten uzak!

Ve herkesin ortak beklentisi zamların durması. Bir nefes alma fırsatı. Düşük ve istikrarlı enflasyon günleri…

Ancak ondan sonra büyüyen ekonomiye dair bir hissiyat oluşabilir.

Tüketicinin büyümeye yüzde 19,5 gibi bir artışla hatırı sayılır katkı yapmasının bile enflasyon korkusundan olması dikkat çekici bir konu.

Büyümenin Bursa tarafına gelirsek BTSO’dan dün gece gelen değerlendirmeler önemliydi.

Aslında önemli bir konuğun ne diyeceği önemliydi BTSO’nun dünkü etkinliğinde!

Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un misafiri olmasını beklediğimiz BTSO meclis toplantısı, Ankara’daki ani ekonomi zirvesi için Bursa programını yarıda bırakmak zorunda kalan Bakan’ın katılımı olmadan gerçekleşti.

Ancak, toplantıdaki konuşmalar ve ekonomik sunum kayda değer mesajlarla çıktı karşımıza! Son verilerin ışığında çizilen manzara “büyümeye devam ancak enflasyon canavarı da hiddetlenerek büyüyecek” mealinden bir tabloydu.

Özetle; “Maliyet artışları devam edecek. Haliyle enflasyon da bir ara yüzde 100’e dayanacak.” tezini BTSO’nun ekonomisti ileri sürdü. İkinci 6 aya da hem yeni enerji zamları hem de asgari ücret zammı ile girecek olan iş dünyasının otomatik olarak bu faturayı fiyatları yansıtması kaçınılmaz çünkü!

Bu tablo yüksek risk primini daha da sıkıntılı hale getirdiği için de döviz üzerindeki yükseliş baskısı sürecek. Manzarayı geçici de olsa değiştirebilecek unsursa yüksek getirili “süper” tahvilin sahaya sürülmesi.

Kısacası kısır döngü halinde beslenen enflasyon sarmalı bu yılın modası olmaya devam edecek!

Diğer yandan BTSO’nun meşhur “Bursa Büyürse Türkiye Büyür” mottosu mevcut koşullarda biraz askıya alınmış gibi görüntü veriyor.

Bunu nereden mi çıkarıyoruz?

Başkan İbrahim Burkay’ın sözlerinden!

Bursa’nın ülke ekonomisine en büyük katkısı ihracatla olmakta. Ama Burkay’ın da altını çizdiği verilere baktığımızda Bursa’nın ihracatta 15 -16 milyar dolar bandına takılıp kaldığını görüyoruz.

Net bir patinaj var. Ve kentimiz ihracat liginde 3. basamağa indikten sonra daha da gerilere gitme riski ile karşı karşıya ne yazık ki!

Başkan Burkay’ın yeni OSB’lere olan ihtiyaca kafayı takması boşuna değil yani.

Kentin içinde kalan ve toplam sanayi kuruluşu sayısının yaklaşık yarısını temsil eden fabrikaların bir OSB çatısı altında olmaması da madalyonun diğer yüzü.

Sanayi bölgesinde olmayıp sınırlı imkanlara sahip sanayi parsellerine sıkışmış olan üreticilerin uygun koşullarda kurulacak yeni OSB’lere taşınması, Burkay’a göre en önemli çözüm fırsatımız.

Çünkü çevre şartlarına tamamıyla uyan bu OSB’lerin özellikle KOBİ’lerin büyümesine ve ihracatlarını katlamasına imkan vereceğini düşünüyor İbrahim Burkay. Bu çok zahmetli sürecin başarıya dönüşmemesi halinde ise kentin geleceğini çok da iyimser görmüyor!

Neden mi?

Çalışabilir nüfusa oranla çalışan nüfusun yüzde 50 seviyesinde olduğu Bursa’nın Avrupa standartlarına ulaşarak refahını artırması bu oranın yüzde 80’e çıkmasına bağlı.

Bu büyük istihdam artışı içinse yeni iş sahaları şart! Kalifiye eleman şart.

Kısacası Bursa’nın on yıllarını kurtarmak üzere çok yönlü uzun vadeli bir strateji gerekli!

Başkan Burkay’a göre bu stratejinin merkezinde ise yeni OSB’lerin yanında organize ticaret ve tarım bölgeleri, hatta organize konut projelerinin olması şart.

HABERLER