Su hayattır.
Mega kentlerin, metropollerin çağında vatandaşın en temel ve vazgeçilmez ihtiyaçlarının başında su gelmekte… Yani bir yanda nüfus artışı diğer yanda artan ekonomik faaliyetlerin tırmandırdığı talep şehirlerin su ihtiyacının sürekli yükselmesine neden olmakta.
Buna karşın sağlıklı su kaynaklarının aynı oranda arttığını söylemeye imkan yok!
Hatta iklim değişikliklerinin negatif yansıması olarak kurak günlerin sayısı artmaya başladı. Yani yağışlar eski formundan uzakta. Ve ortalama sıcaklıklar da yükselme eğiliminde. Haliyle buharlaşma hızını artıran bir baskı da söz konusu.
2022’nin yaz ayları dahi gelmeden kavurucu sıcaklarla tanışmamız hiç de hayra alamet değil. Mayısta mevsim normallerinin hayli üstünde seyreden hava sıcaklıkları adeta bir alarm niteliğinde.
Sıcak. Hem de çok sıcak!
Peki bu kavurucu sıcaklar devam ederse ne olacak?
Kesinlikle barajlardaki su seviyesini her gün takip eder hale geliriz.
Çünkü…
Yazın doğal olarak artan su tüketimi yanında bir de hızlı buharlaşma sorunu ile kaynakların risk altına girmesi söz konusu olacaktır.
Kısacası su yönetimi aşırı hayati bir önem kazanmış durumda!
Peki Bursa’daki durum nasıl?
Su yönetimi nasıl bir manzara sergiliyor?
Bu soruların rakamsal yanıtları BUSKİ verileriyle karşımıza çıkmakta. Barajlardaki doluluk oranı günlük takip altında. Aynı zamanda BUSKİ sitesinde yer almakta.
Ve merak edenler 10’ar günlük ve aylık periyotlarla da durumu takip etme imkanına sahip!
Bursa’nın ana su kaynakları olan barajların dün itibarıyla nasıl bir manzara sergilediğine bakalım.
Doğancı Barajı’ndaki doluluk oranı yüzde 72 seviyesinde bulunuyor. Nilüfer Barajı’ndaki doluluk seviyesi ise yüzde 75 seviyesinde!
Peki bu rakamları nasıl yorumlamalı?
Şu an için hayli yeterli görünen doluluk oranları var karşımızda. Ama yaz daha yeni başlıyor. Ve olası kuraklıkla yüksek sıcaklık bileşimi, yeterlilik meselesini sorgulanır hale getirebilir.
Önümüzdeki 100 gün boyunca net bir yaz etkisi görüleceğinden su yönetimine aşırı önem verilmesi şart.
Karşımıza nasıl bir manzara çıkacağı belli değil. Ama kurak bir yaz ihtimali hayli yüksek.
Haliyle geçen yıl olduğu gibi kurak bir sonbaharla karşılaşırsan durum daha sıkıntılı hal alabilir.
Tüm kentin daha bilinçli biçimde su kullanımını önemsemesi gerekiyor! Bu mesele sadece belediyenin su kaynaklarını geliştirme meselesi değil çünkü.
Tasarruf kültürünü benimseyip yaygınlaştırmak da şart. Gereksiz su kullanımı yani boşa akan su da az değil neticede.
Özellikle de şirketlerin su kullanımını verimlilik anlamında gözden geçirmelerinde fayda var. Bir de atık su yönetimi var ki o da başlı başına bir yazı konusu.
Ama öncelikle eldeki suyu en verimli nasıl kullanırız sorusunu tüm Bursalılar olarak kendimize sormalı! Ve yanıtları hayata geçirmeliyiz.
Yoksa Bursa, su fakiri bir kent ünvanıyla tarih sayfalarında kendine yer bulmak zorunda kalır.