Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Ekonomik tablo kimi memnun ediyor?

Tüketiciye sorduğumuzda hiç memnun değil… Deli gibi zamlanan ürün ve hizmetlere yetişmek ne mümkün!

Fiyat artışları herkesin başını döndürmüş durumda.

Her ne kadar ara ücret zamları gerçekleşse de… Çok hızlı erozyona uğrayan alım gücü vatandaşın en temel derdi haline gelmiş vaziyette.

Peki iş dünyası ne durumda? Sanayici, tüccar, inşaatçı, ihracatçı, ithalatçı, işletmeci onlar ne halde?

Uzaktan bakınca nispeten daha olumlu bir manzara varmış gibi görünüyor. Ama yakınlaşınca ve kulak verince manzara hayli değişmekte!

İyi olduğunu düşünmek mümkün aslında. Çünkü olabildiğince fiyatları ayarlama yetisi varmış gibi görünüyor işdünyası adına. İhracatçılarınsa bir eli yağda bir eli balda sanılıyor.

Ama iş dünyası temsilcileri ile konuşulduğunda manzara hiç de o kadar keyifli görünmüyor!

Peki neden?

Genel itibarıyla büyüyen bir ekonomi var. Ama gelin görün ki iş insanları neredeyse her gün değişen maliyet kalemleri ile boğuşmaktan yorulmuş durumda!

TÜİK’e göre yüzde 138’lik bir ÜFE ile karşı karşıya üreticiler.

Tüketici fiyatlarındaki yıllık değişim oranı ise yüzde 78 seviyesinde. Yani 60 puanlı bir fark var. Dolayısıyla maliyetleri tüketiciye aktarma konusunda net bir sıkıntı yaşandığı ortada!

Yeni malı tedarik konusunda apayrı sıkıntılar yaşamakta. Nakit para bulmanın zorluğu bir yana bulunsa bile bunu mala dönüştürebilmenin ciddi bir zorluk olduğu günlerden geçmekteyiz!

Bu tablo ise hem verimlilik hem de karlılık açısından erozyon anlamını taşımakta.

Diğer taraftan daha olumlu bir grafik çizmesi beklenen ihracatçılar da hayli şikayetçi.

Çünkü…

Özellikle yüksek girdi maliyetlerinin ithalata bağımlılığın yan etkisi olarak kendini göstermesi söz konusu. Yani döviz kazancının epey bir bölümü yine yurt dışına uçup gidiyor!

Küresel enflasyon ve kur baskısının net biçimde hissedildiğini söylüyor ihracatçılarımız. Artık daralma sinyalleri veren Avrupa ve Amerika gibi pazarların da kaçan tadını maalesef tatmak durumundalar.

Üstelik finansman açısından da çeşitli zorluklarla yüzleşiyorlar bugünlerde!

Dolayısıyla hiç de öyle olumlu manzaralar görmek dış ticaret adına da pek mümkün görünmüyor.

Öte yandan kur istikrarı ve TL’yi desteklemek üzere atılan adımların reel sektör üzerinde ayrı baskılar oluşturduğuna da son haftalarda şahit olduk.

BDDK’nın dün akşam saatlerinde kredi kısıtlamalarında esnetici bazı adımları atması ise hatadan dönülmesi anlamında sevindiriciydi!

Ancak, esnekliğin çok da esnek olmadığı ve pek çok sektörün ve işletmenin kredi kabiliyetinin hala ciddi biçimde kısıtlı kaldığı söylenebilir.

Bunun yanında ticari kredi faizlerinin ise 2018’den en yüksek seviyeye ulaştığını görüyoruz.

Dolayısıyla hem tüketim hem yatırım tarafında yavaşlatıcı etkilerin baş gösterme riski giderek artıyor! Yüksek enflasyonla mücadelede ise sadece baz etkisine ve yaz aylarının ucuz meyve sebzesine bırakılmış durumda.

Bir anda yüksek enflasyon ve diğer yanda artık daha düşük bir büyüme. Neticede herkesin farklı biçimde etkileneceği günlerdeyiz.

Haliyle makroda ve mikro bazda destekleyici yeni adımların beklenmesi çok doğal hale gelmekte.

HABERLER