Uçuşuyor.
Rakamlar, formüller, hayaller..
Herkesin elinde yine bir hesap makinesi!
Şu oran olursa bu kadar zam gelir. TÜFE haziranda böyle olursa şu olur. Yok refah payı şöyle gelirse yanına bir de seyyanen zam. Oh harika!
Kısacası silindir gibi gelen enflasyonu az da olsa göğüsleyebilmek için herkes hayal kuruyor.
Temmuzda yapılacak olan asgari ücret ve emekli maaşı zamları neredeyse birinci gündem maddesi haline geldi.
Özellikle de doların seçimlerle beraber coşması sayesinde zam gelmedik ürün ve hizmet kalmayınca doğal olarak herkes maaşını da zamlı beklemeye başladı!
Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını 13 Haziran’da yapacak.
İşveren kesimi pek cömert görüntü vermiyor son açıklamalar çerçevesinde.
İşçi temsilcileri ise yüksek seviyeden bir pazarlık kapısı açma gayretinde!
Kritik rakam olarak ise 500 dolar dolanıp duruyor.
Ama unutmayalım ki o geçmiş dönemde yapılmış bir açıklama.
Şu anda bakanlık koltuğunda oturmayan Vedat Bilgin tarafından telaffuz edilmiş temenni tadında bir kavram durumunda sadece!
Yani siyaseten bağlayıcılığı olan bir vaat niteliği taşımıyor.
Somut vaatler memur maaşlarında net biçimde ifade edilmiştir rakamsal bazda mesela.
Dolarla maaş gibi kabul edilmemesi gereken bir kavramın telaffuz edilmesi zaten bir belirsizlik işareti idi.
Şimdi yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yeni hesaplar çerçevesinde bir rakamı taraflara dayatmaya çalışacak!
Kararı ise devletin zirvesi yani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verecek.
Çok muhtemeldir ki ilk 6 ayın enflasyonu üzerine birkaç puanlık bir refah payı eklenecek ve öyle belirlenecek yeni asgari ücret.
Yani yüzde 25’i geçmeyen bir oran ufukta belirmiş durumda! Bu durumda 10 bin 625 TL seviyesi karşımıza çıkıyor.
Oysa beklentiler dolara çoktan endekslendi. Ve 12 bine kadar giden öngörüler yapılıyor.
Ancak oy kaygısı kısmen devrede olsa da işverenin sesine de kulak verilecek. Ve orta yol bulunacak. Neticede 11 bin TL’yi geçmeyen bir rakam ortaya çıkacak!
Çalışanların umutları yılbaşına ötelenecek…
Yerel seçimler öncesi bir zam dönemi daha var sonuçta.
Yani seçim yaklaşmışken daha dikkat çeken bir zam yapılması için fırsat da yaratılmış olacak.
Diğer taraftan sayıları 16 milyona dayanmış olan emeklilerin derdi daha başka.
Onların karşısına dikilen formüller çeşit çeşit.
Verilen sözler ise biraz karışık.
Net bir rakam telaffuz etmek kolay değil!
Ama hemen herkese her gün bir rakam telaffuz ediyor neredeyse.
Net olan bir kavram var ki yasa gereği ilk 6 ayın enflasyonu yansıtılmak zorunda.
Bildiğimiz gerçeklik bu!
O rakam da henüz net değil.
Çünkü haziran ayı enflasyonu belli olmadı henüz.
Son zamlarla beraber muhtemelen ki yüzde 5 üzeri bir rakam olması lazım.
Ancak gaz illüzyonu ve mevsimsel desteklerin yanı sıra TÜİK’in marifetli hamleleri muhtemelen ki TÜFE’nin 4’ün altında kalmasını sağlayacaktır!
İlk 5 aydaki yüzde 15’lik enflasyona 4 puan ekleyip yanına 4 puan da refah payı ekledik mi iyimser hesapla yüzde 23’e ulaşırız. Bir de 7 bin 500 TL üstü maaşlar açısından kademeli ve düzenleyici bir artışın olacağı düşünülürse iyimser hesabımız yüzde 25 – 30 bandına yükselir.
Ve unutmayalım ki devletin kasası seçim harcamaları nedeniyle hayli boş!
Zıplamaya hazırlanan enflasyon nedeniyle de para basmanın yeri ve zamanı değil.
Dolayısıyla çok yüksek hayaller pek gerçekçi değil.
Mesela en düşük emekli maaşı en iyimser tahminle 9 bin 500 lira olur.
Seçimlerin hayli yakın olacağı yılbaşındaki zamma kadar sabır istenir emekliden!
O gün geldiğinde ise emekli maaşları dolar bazında muhtemel dip yapmış olacak.