Nihayet sıfırlı bir enflasyon gördük.
Mayısta enflasyon canavarı tatil yapmayı tercih etmiş görünüyor.
Ya da TÜİK öyle istiyor. Ama neticede mayısta yüzde 0,04 gibi durağan artış rakamı ile karşılaştık resmi olarak.
Fiyat artışlarının önceki aylara göre hız kesmesine rağmen pek çok ürün ve hizmetin zamlanmaya devam ettiğine de şahit oluyoruz.
Ancak 400 küsür kalem mal ve hizmetin oluşturduğu TÜFE sepetinin ağırlıklı ortalaması “enflasyon durdu” diyor! Oysa vatandaşın harcama kalemleri arasında öncelikle yer alan gruplarda aylık artış devam etmekte.
Mesela…
TÜİK’e göre giyim ve ayakkabı grubunda aylık artış yüzde 9,85 seviyesinde gerçekleşti. Lokanta ve oteller yüzde 7,10 zamlandı. Eğitim masrafları ise yüzde 5,14 arttı mayısta.
Muazzam rakamlar!
Dışarda yemenin lüks olması yanında giyim kuşam da zam rüzgarından nasibini almış görünüyor. Eğitim sektörü de fiyat artırmaya devam ediyor.
TÜFE endeksinde kapsanan 143 temel başlıktan 110 temel başlığın endeksinde artış gerçekleşmesi dikkat çekici.
Mayısta ana harcama gruplarında bir tek kalem düşüşle dikkat çekiyor! Doğalgaz fiyatının yansıdığı konut harcamaları aylık yüzde 13,79 gerilemiş geçen ay.
Sıfır enflasyonun ana nedeni olarak da seçim vaadi şeklinde ortaya çıkan bir aylık bedava doğalgaz oldu. Tek başına bu kadar ciddi etki yapması zor olsa da TÜFE’nin sepeti sıfır çekmesini sağlamış görünüyor TÜİK’e göre!
Geçici ve haliyle yanıltıcı bir rahatlama olduğu ortada. Çünkü tek seferlik bedava gaz meselesi gerçekçi hesaplama yapılmasını önlüyor enflasyon trendleri adına.
Neticede enflasyonda suni biçimde de olsa aylık olarak sıfırlamış bir rakam gördük.
Ve mevcut atmosfere baktığımızda bunların iyi günlerimiz olduğunu açıkça görmek ve söylemek mümkün !
Niye mi?
Öncelikle yıllık enflasyonda teknik olarak şu ana kadar fayda sağlayan meşhur baz etkisinin yavaş yavaş sonuna geliyoruz. 2022’de aylık bazda öne çıkan yüksek rakamları devre dışı kalmaya başladı.
Artık o cepheden ciddi bir destek imkanı yok gibi istatistiksel olarak.
Bir yıl boyunca 25 metreküp gazın bedava verilecek olması çok az bir destek sunacaktır.
Ve bir ihtimal yazın sağlayabileceği ucuz sebze meyve belki enflasyonu dizginleme konusunda fayda sağlayabilir.
Ama bunun ötesinde fiyatları yeniden yukarı itecek çok sayıda etken söz konusu.
En basitinden temmuzda ücretlere yapılacak olan zamlar otomatik olarak tüm kalemlere maliyet artışı olarak yansıyacak. Tabi ki tüketici fiyatlarına da zam anlamını taşıyor bu gelişme. Hatta şimdiden etiket ayarlamaları başladı bile!
Dolarda başlayan yükseliş trendinin de kısa sürede hem doğrudan ithalat yoluyla hem de psikolojik olarak fiyatları yukarı yönlü iteceği kesin.
Mayıs ayı başından bu yana dolarda yüzde 9 prim kaydedildi.
Bir miktar daha yükseliş de henüz açıklanmasa da yeni ekonomi politikasının bir sonucu olarak gerçekleşecek!
Akaryakıtta başlayan zamların da kaçınılmaz olarak sürmesi söz konusu kurdaki yükseliş nedeniyle.
Üstüne bir de bütçe açığının dayattığı vergi artışlarını ekleyin. Yüzde 39,59’a düşmüş olan yıllık TÜFE’nin kısa vadede bir miktar daha düşmesinin ardından yeniden hızlı biçimde yükselmesi için pek çok sebep var görüldüğü üzere.
Sözün özü; alım gücümüz yine yerle yeksan olmaya aday.