Beklenen oldu.
Enflasyon yine yükseldi.
Şaşıran yoktur herhalde…
Aslında biraz şaşkınlık yaratmalı son rakamlar!
Neden mi?
Hem ağustos ayına ait veriler beklentilerin altında. Hem de gereksiz bir umut vaat eden cinsten.
Peki nasıl?
Veriler tüketici enflasyonunun yüzde 80’i aştığını ve 1998 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıktığını gösterdi.
Aylık bazda yükseliş yüzde 1,46 olarak gerçekleşti. Yıllık olaraksa yüzde 80,21 artış kaydetti TÜFE.
Beklenti ise aylık yüzde 2,1, yıllık yüzde 81,3 seviyesindeydi. Ki bunlar piyasadaki beklentilerin ortalamasını ifade ederken en düşük aylık beklentinin yüzde 1,6 olması dikkat çekici!
Yani bütün uzmanlar enflasyon tahmininde yanılmış oldu.
Bir nevi ağustosun bereketi mi diyelim… Enflasyon canavarı yoruldu mu diyelim.
Nasıl yanıldı bu kadar analistler pek de akıl ermiyor aslında. Ama TÜİK’in rakamları TÜFE’deki artış hızının kesildiğini söylüyor öyle ya da böyle!
Bu rakamları tereddütsüz kabul etsek ve vatandaşın hissettiği çarşı pazar enflasyonunu da dikkate almasak bile yine vahim bir durum var demektir.
Ağustosta ana harcama gruplarında en yüksek yıllık artış yüzde 116,87 ile ulaştırma grubunda yaşandı. Ulaştırmayı yüzde 92,02 ile ev eşyası, yüzde 90,25 ile gıda ve alkolsüz içecekler takip etti.
Yani vatandaşın en doğal ve zorunlu harcama kalemleri manşet TÜFE rakamının çok üstünde artmış! Yani resmi rakama göre en temel ihtiyaçlar iki katı fiyatla gideriliyor artık.
Diğer yandan ağustosta aylık olarak ulaştırma grubunda pompa fiyatlarına yansıyan indirimlerin aldırdığı küçük bir nefes dışında pozitif bir etki söz konusu değil zaten.
Buna karşın aylık olarak sağlığın yüzde 7, eğitimin yüzde 6,55 ve çeşitli mal ve hizmetlerin yüzde 3,86 zamlanması vatandaş adına tam bir felaket!
Üstelik eğitim dönemi bile başlamamışken. Ve yeni sezon ürünler de devreye girmemişken hali şişkin faturalar söz konusu. Millet sağlığına mı eğitime mi yoksa eşyaya mı para ayıracak şaşırmış vaziyette!
Ne yazık ki sonbaharla birlikte tablo daha da bozulacak.
Özellikle 1 Eylül’de yapılan doğalgaz ve elektrik zamları sakinleşmiş görünen enflasyon canavarını fazlasıyla azdıracak yine!
Hele de üreticilere dayatılan yüzde 50 seviyesindeki enerji zammının aylarca ve bütün enflasyon gruplarında kendini göstereceğini düşündüğümüzde zor bir kışın bizi beklediği açıkça görülür.
Nitekim yüzde 2,41 gibi sınırlı bir artışa ağustosta sahne olan ÜFE’nin kaçınılmaz yükselişi eylülden itibaren izliyor olacağız. Ve elbette ki TÜFE’ye yansımasını da.
Çünkü kritik bir gösterge olan çekirdek enflasyonda da artışın sürdüğünü söylüyor veriler.
Bir de döviz tarafında ağustosta yeniden hareketlenen kurların dayattığı kaçınılmaz baskı var! Ufukta bir geri çekilme opsiyonu da yok o cephede.
Kısacası teknik ifade ile yapışkan hale gelen enflasyonumuzu enerji ve kurdaki artışların daha da yukarı taşıdığına şahit olacağız!
Yüzde 90’ı aşan bir TÜFE’nin beklenmesi çok doğal.
Üç haneye gidip gitmemesi ise artık bir mesele değil.
Çünkü enflasyonun mevcut haline bile yetişmeyen ve günden güne eriyen gelirlerin esamesi okunuyor.
Vatandaş bütçesi yılbaşına kadar yaşanacak fiyat artışlarını nasıl karşılayacak tam bir bilmece.