Kritik veri açıklandı.
Ve hayli şaşırttı.
Yılın ilk enflasyon rakamı beklentileri ikiye katladı çünkü!
İlginç olan aralık ayında bu manzaranın tam tersinin görülmesiydi.
Aylık TÜFE Aralık 2022’de yüzde 1,2 ile beklentinin yarısına bile ulaşamamıştı.
Ve o nedenle de TÜİK’in açıklayacağı ocak ayı rakamları için öngörülerde yüksek bir rakam öne çıkmamıştı.
Ancak, aralıkta yansımayan fiyat artışlarının her nasılsa ocak verilerine yansıdığını gördük!
TÜİK verilerine göre, geçen ay TÜFE aylık bazda yüzde 6,65 artış kaydetti. Beklenti 3,8 civarındaydı.
Aralıktaki artışın 4 katını aşan bir aylık değişim var tüketici fiyatlarında.
Ve aylık enflasyonda artış serisi 49. aya ulaştı! Yani eksi enflasyonu görmeyeli bu kadar uzun bir zaman oldu. Ayrıca daha da önemlisi ocak ayında kaydedilen aylık TÜFE rakamı, son 9 ayın en yüksek enflasyonunu temsil ediyor.
Kendi çapında rekor olan yüzde 6,65’lik enflasyon aslında 2023 yılı ücret zamlarının cebe girmeden bu oranda eridiğini de gösteriyor ne yazık ki!
Yıllık enflasyonda ise baz etkisiyle düşüş sürüyor. Ama gelinen nokta sevindirici olmakla birlikte düşündürücü de aynı zamanda.
Niye mi?
Ocakta tüketici fiyatları 2022’nin aynı ayına göre yüzde 57,68 arttı.
Enflasyondaki yıllık artış oranı çarşı pazarda etiketlere yansıyan fiyatlardaki değişimi pek de yansıtıyor gibi değil.
Son bir yıldaki ürün ve hizmet tüketiminizi bir düşünün. Eminim ki pek çoğunda en az iki katlık bir fiyat artışı yaşanmıştır!
Özellikle de gıda, ulaşım, eğitim ve sağlıkta… Ama bu fiili durum resmi enflasyona bir türlü yansımadı.
Nitekim hissedilen enflasyonun başka rakamlara denk geldiğini de son bir yılda asgari ücrete yüzde 100 zam yapılması da göstermiyor mu?
Birkaç ay öncesinde yüzde 150’yi aşmış olan üretici fiyat endeksindeki artışın tüketici fiyatlarına bir türlü yansımamış olması da tuhaf.
Ocak sonu itibarıyla yıllık bazda ÜFE’nin yüzde 86,46’lık artışa sahne olması da TÜFE ile arasında neredeyse 30 puanlık bir fark ortaya koymakta!
Yani baz etkisini dışarıda bıraksak bile TÜİK’in verileri bize tüketici enflasyonunun düşmeye pek de niyetli olmadığını gösteriyor.
ÜFE ile TÜFE’deki geçişkenlik ise devletin seçim bazlı sübvasyonlarının etkisi ile hızlanacak ya da yavaşlayacak.
Bu çerçevede seçime kadar denetimli kurun da etkisiyle enflasyonun az can yakması sağlanabilir!
Ancak enflasyonun baz etkisiyle de olsa yıllık olarak düşüyor gözükmesi fiyatların geri geldiği anlamını taşımıyor.
Vatandaşın aylık enflasyona bakması gerekli. Pozitif yönde gelen her TÜFE rakamı fiyatların arttığı anlamına geliyor çünkü.
Seçimlerin ardında dövizde kontrollü de olsa yukarı hareketin hız kazanması durumda da enflasyonun aylık bazda artışını sürdürmesi kaçınılmaz olur!
Ancak gelirlerdeki artışın enflasyonu ne oranda yakalayacağı çok belirsiz bir konu.
Unutmayalım ki asgari ücret dışındaki ücret dilimlerinde 2023 zam oranları asgari ücret artışının epey altında seyrediyor.
Sözün özü; vatandaş enflasyon canavarı altında ezilmeye devam ediyor.