Tam bir bilmece.
Yıllardır çözülemeyen bir bilmece haline geldi EYT!
Emeklilik hakları gasp edilmiş milyonlar yıllardır sabırla çözüm bekliyor.
Ama hangi çözüm gelirse gelsin bir hak kaybı tarih sayfalarındaki yerini öyle ya da böyle almış durumda!
Şimdi ise seçim sandığının bir mucizesi olarak milyonların gözü EYT düzenlemesinde.
Kısacası ‘zararın neresinden dönülse kardır mantığı’ ile bir yasal düzenlemeye kavuşma derdinde EYT’liler.
Çünkü her geçen gün bir kayıp anlamına gelmekte.
Haliyle en kritik sorunun yanında bir kritik soru daha eklenmiş durumda. Nasıl bir düzenleme çıkacak EYT’lilerin karşısına sorucu için merakla yanıt beklenirken bir de düzenleme ne zaman hayata geçecek sorusu yanıt bekler oldu!
Ve ne yazık ki 2022’nin ikinci yarısı umut dolu mesajlara sahne oldu iktidar adına ama somut bir gelişme hala ortada yok.
Çok yoğun bir çalışma ile hak sahiplerinin ve işveren gibi diğer tarafların da görüşleri alınarak yıl sonu gelmeden EYT düzenlemesi kamuoyu ile paylaşılacaktı.
Çokça ve çeşit çeşit formül de aylarca konuşuldu. Modeller tartışıldı. Ama resmi olarak tek kesin ve net bir cümle duyamadık!
Sadece ve sadece Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’den aralık ayında herşeyin aydınlığa kavuşacağına dair cümleler duyduk.
Ama bu sözler de gerçek olmaktan çıktı. Sızan haberler ve gelen açıklamalara göre EYT düzenlemesi yeni yıla kaldı. Yeni hedef Ocak 2023.
Oysa ki ilgili yasa teklifinin aralık ayında Meclis’e sunulması ve 2022 sonlanmadan yasalaşması bekleniyordu.
Anlaşılan o ki evdeki hesap çarşıya uymadı!
Uymayacağına dair sinyalleri geçtiğimiz günlerdeki yaş tartışmasıyla almıştık aslında.
Kamuoyuna bilerek sızdırılan yaş sınırı meselesi, hem zaman kazanma hem de düzenlemenin çabuk sonuçlanmayacağına dair bir mesajdı aslında.
Çünkü…
Sınırlama meselesi mali kaynak sorunundan kaynaklanıyordu.
Eğer ki tüm EYT’lileri emekli edecek bütçe olsa çoktan bir düzenleme karşımızda olurdu. Hatta yasalaşmış dahi olurdu ki oylar garanti olsun!
Dolayısıyla maliyeti azaltacak bir formülün bir şekilde sahnelenmesi için zamana ihtiyaç var.
Mesela 48 – 50 yaş sınırı kavramının konuşulması bu anlamda “ölümü gösterip sıtmaya razı etme” fonksiyonu icra ediyor olabilir.
Ya da Bakan Bilgin’in geçen hafta yaptığı açıklamadaki gibi sadece en kapsamlı EYT düzenlemesini yapmak için zamana ihtiyaç vardır.
Ancak, unutmayalım ki ateş olmayan yerden de duman çıkmıyor!
Bakanlıklar arasında EYT kapsamı ve maliyeti konusunda bir uyuşmazlık olduğu ortada. Gelen haberler ve genel atmosfer buna net biçimde işaret ediyor.
Yine de siyasi risk hesabı çerçevesinde çok dar bir EYT düzenlenmesi pek olanaklı görünmüyor.
Ama görünen o ki; bu iş uzayacak! Çabuk ve kolay bir sonuç beklemek hayal.
Sınırlama ihtimali mevcut. Ancak böyle bir çözüm hak kaybı demek yine.
Yani sorunu kökten çözmek konusunda güçlü sinyaller yok.
Yaş sınırlmasına gidilmese de maaş bağlama oranları konusunda nasıl bir manzaranın ortaya çıkacağı belli değil.
Mevcut emekli maaşlarının durumu ortadayken EYT’lilerin kavuşacakları maaş düzeylerinin tatminkarlığı da ciddi bir soru işareti.
Diğer yandan işverenin tazminat yükü konusundaki destek beklentisi ayrı bir soru işareti ekonomi yönetimi adına!
Kısacası; kimin ne kadar memnun olacağı ve ne zaman hayat bulacağı hayli belirsiz bir EYT manzarası var karşımızda.
Dünyada eşi benzeri olmayan bu sorun adeta Nobel’lik bir hal aldı.